English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ V ] / Vaso

Vaso traducir español

6,685 traducción paralela
Bir bardak su iyi olur.
Un vaso de agua estaría muy bien.
Bir bardak suyun içinde duran bir pipetin, suyun yüzeyinden bakıldığında bükülmüş gibi göründüğünü fark etmiş miydiniz?
¿ Alguna vez han notado que un sorbete en un vaso de agua se ve como doblado en la superficie?
- Sosyal içiciyim.
- Un vaso cada tanto.
Ben bir bardak Ruinart istiyorum.
Quiero un vaso de Ruinart.
- Bir bardak...
- Un vaso...
Bardağıma merhaba de bebeğim!
¡ Saluda a mi vaso de bebe!
Bir savcı onu dosyası ve kahve bardağı arasına hapsetti. ve ben onu sütyenimde getirdim.
Un fiscal atrapó eso entre un archivo y un vaso de café y yo lo traje hasta aquí en mi sujetador.
Bana bir bardak su bir de internete bağlanabilen bir telefon getirebilir misin?
¿ Podrías traerme un vaso alto de agua sin gas y un teléfono móvil de cualquier tipo que tenga internet?
- Bir bardak su mesela?
- ¿ Un vaso de agua?
Simon'um, Rabbim onu korusun, kirli bardağını lavaboya bile koymaz.
Mi Simon, que Dios le bendiga ni siquiera deja el vaso en la pila.
Damarlarından birisini patlatacaksın.
Te va a explotar un vaso sanguíneo.
Şekersiz buzlu çay istiyorum.
AMARÍA AN... Sin azúcar vaso de té helado.
Bir bardak su alabilir miyim?
PUEDO CONSEGUIR UN VASO DE AGUA?
Çikolata saf mutluluk için bir yol olabilir.
El chocolate también podría ser una vaso de puro placer.
Bayan Plunkett'e söyleyeyim...
¿ Quiere un vaso de agua? Podría pedirle a la Sra. Plunkett...
Hiç fazla bir...
No tengo un vaso demás...
Yaptığı son şey, bir kadeh şarap istemekti.
Su último acto fue pedir un vaso de vino.
Öğleden önce bize arama emri çıkarırsa onun için bizzat bir bardak dolururum.
Le serviría yo mismo un vaso si nos puede conseguir la orden antes del mediodía.
Aşçısı Russ organik ipek peçetleri bağlamadan...
No es un vaso de agua se sirvió en uno de los partidos de Sasha...
Bir bardak salata içmek... hayatımı bana geri mi kazandıracak?
¿ Beber un vaso de ensalada me devolverá mi vida?
Bardağın yanında.
Está al lado del vaso.
Bardak boş.
El vaso está vacío.
Üç tane bardak yok madam.
No hay un tercer vaso, Madame.
Otur, benim bardağımdan iç.
Siéntate, bebe de mi vaso. Vamos.
Bardağın dolu tarafını görenlerdensin.
No veas el vaso medio lleno.
Başka bir şey ister misiniz? Hmm. Belki... küçük bir bardak su.
¿ Puedo traerle algo más? Solo un vaso de agua.
Hemen geliyor. u-u-u-u-u-u-u-u-u-u-u-u-u-u-p. Hayatta hiçbir şey mükemmel değildir.
Ahora mismo... Nada en esta vida es perfecto, ni siquiera este vaso de agua.
Istakoz kaynarken üstüne bir bardak beyaz şarap. Dört tane küçük domates doğrarım...
Luego echo las cigalas y lo doro un poco, un buen vaso de vino blanco, entonces echo cuatro tomatitos, y luego...
Bir bardak strupo verir misiniz?
¿ Te gustaría un vaso de Strupo?
Bana yağsız vanilyalı dondurma üzerinde çeyrek çay kaşığı şekersiz karamel ve 9 değil 11'de değil tam 10 tane yaban mersini.
Dame un vaso de vainilla, sin grasa y descremado, con un cuarto de cucharadita de caramelo sin azúcar, y diez... no, nueve, no, once... arándanos.
Sanırım damara vurduk.
Creo que hemos alcanzado un vaso sanguíneo.
Sadece çeneni kapa. Bana bir bardak su getir.
Dame un vaso de agua.
Belki biri... kahve bardağına bir şey yazdı?
¿ Quizá alguien... escribió en su vaso de café?
Ve birince bardağım benim küçük deneğime.
y el primer vaso, mi cobayita.
Bardağı fark ettin mi?
¿ Viste el vaso?
Stefan Salvatore bardaktan bira içiyor.
Stefan Salvatore está bebiendo cerveza de un vaso de plástico.
Şu camları sürümeyi bitirelim.
Vamos a finalizar la limpieza de este vaso.
Ne yap biliyor musun, Frankie... Ona bir kadeh'96 Chateau Lafite söyle.
Sabes, Frankie... deberías comprarle un buen vaso de Chateau Lafite del 96.
Sen... Bardak kullanman lazım!
Puedes... tengo que usar un vaso.
Bir bardak su alabilir miyim?
¿ Me traería un vaso de agua, por favor?
Bir bardak su ister misin?
¿ Quieres un vaso de agua?
Benim su içmem gerek.
Yo sólo... necesito un vaso de agua.
Bardağın dolu tarafını görmeye çalışıyorum.
Intentando ver el vaso medio lleno.
Bu lezzetli bir bardak süt için tekrar teşekkürler.
Gracias una vez mas por este delicioso vaso de leche.
Sütle işim bittiğinde bardağınızı geri iade edeceğim.
Le regresare este vaso cuando haya terminado la leche.
Bardağım!
¡ Mi vaso!
Thighmaster ile Dick Tracy Burger King oyuncağının arasından seçtim.
Entre un Thighmaster y un vaso Dick Tracy Burger King.
Affedersiniz beyler.
Disculpen, caballeros, ¿ Podrían darme un vaso con... agua?
Bardağın nerede?
- ¿ Dónde está el vaso?
En azından o cevapları bir bardağın dibinde aramıyor.
Al menos no esta buscando respuestas debajo de un vaso.
Çizikler var.
Arañazos en el vaso.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]