Vcr traducir español
125 traducción paralela
Çocuklar VCR'ı kırmış.
Los chicos rompieron el VCR.
Baksana, kaç tane VCR var burada, Jackson?
¿ Cuántas videos tenemos, amigo?
Size yeminli beyan vereceğim, ama markaların isimleri,... VCR ve televizyonun seri numaraları vs. lazım önce.
Le daré una declaración pero necesito las marcas. Los números de serie del video y la televisión, etc...
Mücevher yok, video yok.
No tienes joyas, no tienes VCR.
Videoda en sevdiğim filmi "Neşeli Günler" i izliyorum.
Pongo mi película favorita La novicia rebelde en el VCR.
VCR'ımı nasıl kuracağımı gösterebilir misin?
Puedes enseñarme cómo configurar mi VCR?
VCR'a maç kaseti koyma.
No pongas las cintas del juego en la videocasetera.
VCR'ler, büyük ekranlı televizyonlar. - Hatıladınız mı?
Videocaseteras televisiones grandes, ¿ se acuerdan?
Hadi gidelim, süper zeka.
Así se hace, VCR Menos.
Video mu o? Video olduğuna inanamıyorum.
- Hay una vcr aquí... no puedo creerlo.
Roberta burada video var.
- ¡ Roberta! hay una vcr.
VCR'ınızı hazırlayın, çünkü ilk kez yayınlanacak kesilen sahneleri izleyeceksiniz.
Así que enciendan su videograbadora, porque por primera vez verán las escenas clásicas eliminadas.
Daha video gelmedi.
Todavía necesito el VCR.
Ev sahibi sorarsa kendi VCR'ından korkan 87 yaşında bir kadınım. Susadın mı?
Si el casero pregunta tengo 87 y les temo a las grabadoras. ¿ Sediento?
Burada bir yerde bir VCR olmalı.
Tiene que haber un video aquí en alguna parte.
Bu arada şunu söyleyeyim ki annem VCR'ı alıp gitti.
Me di cuenta por la manera en que mi madre salió corriendo con la video.
VCR kılavuzumu mu okuyorsun?
¿ Estás leyendo un manual?
Önce, bu VCR kablosunu güvenlik kamerası sistemine takıyorum, işte böyle..... sonra, taktığım ve biz çalışırken çekilmiş bu video..
Primero conecto este video a la cámara de seguridad, de este modo. Luego, coloco esta cinta vieja donde estamos trabajando para que se repita continuamente.
Tony Oliver adında 16 yaşında bir gencin VCR'ında.
En el vídeo de un chico de 16 años llamado Tony Oliver.
Dönüşte seyretmek üzere TV istasyonunu ayarlayıp videonun kayıt tuşuna basmış ve kulübeden çıkmış.
Así que lo grabó en el VCR.
Kaset videonun içinde mi?
Es la cinta en el VCR?
Bu videoyu bozuk parçaları kullanarak mı yaptın?
¿ Construiste este VCR con partes rotas?
aynı video gibi, ondan daha kolay.
Trabajo parecido con un VCR. Quizas mas fácil.
Ama yine de gösteriden önce VCR'ın çalışıp çalışmadığından emin olayım.
Sí, sólo permíteme asegurarme de que esta videocasetera funciona para nuestras películas caseras de más tarde.
İşte VCR budur.
Ahí tienes tu VHS.
Televizyon, video kaydedici.
TV, VCR.
- Video saçmaladı.
- Tengo el VCR pegado.
Bir makineyle konuşmak istesem, videomla konuşurdum. Neredeydin?
Para hablar con una maquina, prefiero mi VCR. ¿ Donde estabas?
Bana VCR alabilirdi, golf takımı alabilirdi, ama hayır..
Pudo darme una video o un juego de palos de golf.
VCR. Kim kaydetmeye ayarladı?
El vídeo. ¿ Quién lo programó para grabar?
VCR'ımı ayarlarmısın.
Quieres reprogramar la videocasettera.
Sikilmiş bir video oynatıcı olmadan kimse izleyemez. Sağ ol Bubbles.
Nadie va a verlo con un VCR de mierda.
Şimdi yeni bir televizyon ve yeni bir video kaset kaydedici istiyorum ve porno kasetlerimin de yenilenmesi lazım çünkü onlar en iyilerdendi.
Quiero una tele nueva, un VCR nuevo y quiero mis cintas porno porque eran la "creme de la creme".
Kamera, video kayıt cihazı falan.
la cámara, la VCR, lo que sea.
Kablo, giriş, video, uydu.
Cable, entrada, VCR, satélite.
Kablo, giriş, video, uydu, kapat.
¡ Cable, entrada, VCR y satélite, apagados!
VCR'm bozuldu, onu tamir ediyorum.
Mi video se ha roto y hay una película dentro.
Plazma ekran, VCR ve DVD oynatıcı var.
Es una tv de plasma con video y reproductor de DVD.
VCR başlıklarını tekrar ayarladın mı?
¿ Te asegúrese de que las cabezas de los reproductores de video fueron recalibrados?
Bizim videoda çalışmazlar.
¡ No funcionarán en nuestra VCR!
Herneyse, bir gece sarhoş oldular, ve bazı şeyleri ortada bıraktılar, ve Consuela sonraki gün temizlik yapıyordu ve yanlışlıkla VCR'daki oynat tuşuna basıldı, ve üstte annem patlatıyor... tamamen çıplak, tamam mı, babamın üzerinde... onu bir çubukla kırbaçlıyor. Bayağı kabaydı.
Y una noche se emborracharon, y dejaron algún material fuera y Consuela estaba limpiando al día siguiente y sin querer puso en marcha el vídeo y apareció mi madre, desnuda, ok, montando a mi padre golpeándole con una fusta.
- Kaç VCR'ınız var?
Cómo VCR tiene usted?
Benim sistemim 300 VCR'ı, anında ulaşabilir bir seri sabit diske bağlıyor.
Mi sistema sustituye a 300 videograbadoras con una serie de discos duros... que son accesibles instantáneamente.
- Belki VCR'ın içinde unutmuşsundur.
- A lo mejor la dejaste dentro del vídeo.
- Pompa mı yakaladın? Bisiklet?
¿ Una bicicleta, un VCR?
Darnell, Video Hut'a git ve bana bir VCR kirala!
Darnell ¡ ve al local de Videos y alquila una video grabadora!
Taksimetre deli gibi çalışmaya devam ediyor.
Porque el medidor esta corriendo como la cabeza de la VCR de mi mama.
Ona ulaşmak istiyordum çünkü kaldığım yerdeki kaydedici bozulmuştu.
Traté de localizarlo porque estaba en casa de mi familia y el VCR estaba roto.
Theresa'nın DVD ya da VCD oynatıcısı yok ki.
Theresa no tiene una reproductora de DVD ni una VCR.
VCR'ı al.
Llévate el vídeo.
Çekil üzerimden, sizi manyaklar!
Los chicos rompieron el VCR.