Ventana traducir español
17,039 traducción paralela
Birbirimize ayırabileceğimiz en uygun zaman şu an Miranda.
Bueno, esta es nuestra ventana, Miranda.
Beni eve ulaştıran camdaki bir mum.
Ella es la vela en la ventana que me guía a casa.
- Biri şunu camdan uzaklaştırsın.
- Alguien puede alejarla de la ventana.
Sylvester, pencere camının sağlamlığına bir bak.
Sylvester, comprobar la integridad del cristal de una ventana.
Sylvester, pencerenin köşesine bir alev getir gazı ısıt ; gaz genleşecek ve pencereyi kıracak.
Sylvester, obtener una llama a la esquina de la ventana, calentar el gas ; el gas se expanda y crack el la ventana.
- Tamam, pencereyi kırmayı becersek bile 50 metre düşüş meselesini çözmüş değilsiniz hala.
Bueno, por lo que incluso si logramos romper la ventana, usted todavía no abordar la caída de 170 pies.
Pencereden aşağı 50 metrelik bir düşüş. Süper Eğlenceli Adam bile başaramazdı.
Eso es una caída de 170 pies desde la ventana.
Camdan fırlatıyorum. Kimin umurunda?
Yo los arrojo por la ventana. ¿ A quién le importa?
- Gördün mü, herkes aynı fikirde.
- Véase, por la ventana.
Ona boyunluk takmamız gerek onu pencereden çıkarıp götürmemiz lazım.
Tenemos que ponerle un collar cervical, sacarlo por la ventana, cargar e irnos.
Ve sonrasında araba yolundaki harekete duyarlı korkunç ışıklar yandı. Bu yüzden kalktım ve pencereye gittim.
Y entonces las malditas luces sensibles al movimiento se encendieron en el camino, así que me levanté, y me acerqué a la ventana.
Birisi camdan tuğlaya sarılı bir not atmış.
Alguien lazó un ladrillo por la ventana con una nota.
Profesörün camından içeri tuğla atmışsın.
Tiraste un ladrillo... por la ventana del profesor.
Tanıştığım 11.000 sayfalık belgeyi camdan atan kadın var ya?
¿ La mujer que conocí que lanzó un informe de once mil páginas a través de una ventana?
Sabah vakti, uyanırsınız ve küçük bir cik cik cik cik cik cik duyarsınız pencerenizin dışından.
En la mañana, cuando te despiertas, y está este suave tweedle-dee, tweedle-dee afuera de tu ventana.
Ee, Frank, her gece camından bakıyorum. Ve hiç renkli bir televizyon göremedim.
Frank, siempre me asomo por tu ventana y nunca vi un televisor color.
Burada manzarasız oturma fikri beni depresyona sokuyor.
Imaginarte aquí sin una ventana me deprime.
Gezerken kendimize eğlence arıyorduk.
Salimos a pasear, a buscar algo que hacer. se metió por la ventana rota
Kafası... Kafası cama çok kötü çarptı.
Su cabeza... su cabeza golpeó la ventana muy fuerte.
61 numaralı delil üzerinde dışarı bakıp olanları izlediğiniz pencereyi gösterir misiniz?
Al ver la prueba número 61, ¿ podría señalar la ventana por la cual vio esas cosas?
Şu pencereden.
Sería esa ventana.
- Evin en solundaki pencereden, doğru mu?
La ventana más a la izquierda del tráiler. - ¿ Cierto?
Bir de şu açıdan bakalım evimin arka bahçesinde, yatak odamın pencerinden 6 metre uzakta birisinin kemikleri bulunsa...
Lo diré de esta forma : si alguna vez encuentran huesos de alguien a seis metros de la ventana de mi patio, estaría muy preocupado.
Bobby Dassey burada şahitlik ederken öğleden sonra 2 : 45 sıraları pencereden bayan fotoğrafçıyı gördüğünü ve gördüğü kadarıyla kadının fotoğraf çektiğini söyledi.
Bobby Dassey testificó aquí que a las 2.45 de la tarde, vio a la mujer fotógrafa desde su ventana y que parecía estar sacando fotos.
O kürsüye çıkan her tanıkla beraber makul şüphe olasılığının giderek güçleneceğinden endişe ediyor musun?
¿ Te preocupa que, con cada testigo, la ventana de duda razonable se esté haciendo cada vez más grande?
Şu masa gidecek.
Cuando estamos va a romper esa ventana.
# Penceresinin önünden geçtiğim gecede ışığı gördüm
Vi la luz en la noche Al pasar junto a su ventana
Camın iç yüzüne kazınmıştı.
Estaba tallado en el interior de la ventana.
- Pencere tarafı benim.
- Bagsy, la ventana.
Çabuk, pencereyi kapat!
¡ Cierra la ventana, rápido!
John, Bay Turner'a camını kırmadığını söyle.
John, digale al Sr Turner que no rompiste su ventana.
Penceremi kırdın ve itiraf etmedin.
Rompiste mi ventana Y no te has hecho cargo.
Onu kim camdan attı?
¿ Quien lo echo por la ventana?
Onu camdan bir hayalet attı.
Un fantasma lo echo por la ventana.
Sormak istediğim bir şey var geçen gün o adamı camdan atan şey neydi?
Chicas, una pregunta : ¿ Que fue eso que arrojo a ese hombre por la ventana?
Ben mutfakta oturuyordum Ve Paris'teki pencereden dışarı bakıyordum ve düşündüm ki,
Yo estaba sentado en la cocina, y yo estaba mirando por la ventana de París, y pensé,
Burası okuma penceresi olabilir.
Podría leer junto a esta ventana.
It's called the anonymous window.
Se llama ventana anónima.
Pencereyi mahvedecek.
Va a arruinar esa ventana.
Bana pencerelerden ev kadınlarını soyunurken seyretmekten bahsetti.
Y me empezó a hablar sobre... mirar por la ventana cómo se desvisten las amas de casa.
Yemin ederim, bir sonraki hayatımda seni bulup... pencerenin önünde kasetçalardan Careless Whisper çalacağım.
Juro que te buscaré en la próxima vida y pondré Careless Whisper en mi radiocasetera bajo tu ventana.
O 95 aldı ve pencereden dışarı attı.
Tomó la 95 y lo lanzó por la ventana.
Sadece karavanımda yatıyorum, ama penceresi kırıldı ve bebek için güvenli bir yer değil.
Solo duermo en mi camioneta, pero se rompió una ventana y no es un lugar seguro para un bebé.
Babamı son gördüğümde kuzeye, üniversiteye giderken trenin penceresinden bakıyordum.
La última vez que vi a mi padre, estaba de pie en una ventana del tren, cuando fui a la Universidad del Norte.
Günlerin dakikaları, ölmek için evine uçan sinekler gibi uçup gider. Her an, zamana açılan bir penceredir aslında.
Los minutos ganados al día, como moscas, zumbando a casa para morir... y cada momento es una ventana en todos los tiempos.
Sanki hayata çok büyük bir pencere açılmış gibi geliyor.
Siento como si una gran ventana se hubiera abierto en la vida.
Pencere!
¡ La ventana!
Her an birisi bir balkondan, pencereden ya da gölgeden çıkıp hepsine bir son verebilirdi.
Alguien podía salir de cualquier ventana, de cualquier balcón o de cualquier sombra y poner fin a todo aquello.
Karımı becerdi pencereden kaçtı ve bir taksiyle Amerika'ya tüydü.
Se folló a mi esposa, se escapó por la ventana, y se fue en taxi a EE.UU.
- Sen de bir cam falan aç istersen.
- Deja la ventana abierta, ¿ está bien?
Pencerede.
En la ventana.