Ventas traducir español
3,153 traducción paralela
Son satışlar.
- Todas las ventas finales.
Satış demek o oluyor Cam ama her şey yolunda.
Por lo general así es como funcionan las ventas, Cam, pero mira, todo está bien.
Güzel reklâmlar.
Un buen discurso de ventas.
Bu pazarlama değil, kölelik!
Estas no son ventas, es esclavitud.
O ilaç, satılmadığı için gözden çıkarılmıştı.
Fué descontinuada por las bajas ventas.
Ayrıca Novax'ın en çok satan ürünü, sanırım.
También resulta ser el número uno en ventas de Novax, creo.
Satış tasarısını destekleyen bir tema tasarlarız ve... % 100 faturalandırmayla tüm anlaşma için Novax'a fatura keseriz.
Diseñar un puesto que soporte las proyecciones de ventas, y... Facturaremos a Novax como contrato completo a cien por cien de facturación.
Pfizer'ın en çok satan ilâcı bu.
Es la medicina número uno en ventas de Pfizer.
Dava mahkemeye çıkana kadar, satış kârından savunma ücretini toplarsınız.
Para cuando el caso llegue a los juzgados, podrías basar tu defensa en los beneficios por las ventas.
Sadece ilk yılda yarım milyon sattı.
Sólo en el primer año 500 millones en ventas.
Bengtzon, dinle "En iyi 10 ürünle rekor dondurma satışı"
Bengtzon, escucha : "Récord de ventas de helados. Los diez sabores más populares".
Dan Mehotra. Satış ve kiralama.
Ventas y alquileres.
Satış ve Halkla İlişkiler'de çalışıyordu.
Trabajó aquí en ventas y relaciones públicas.
Çok satıyor mu?
¿ Es un éxito de ventas?
Beni bir kez daha baş satıcı yaparsan, yemin ediyorum.
Si me nombras jefe de ventas una vez más, te juro que...
Ama yapamıyoruz. Çünkü kendisi Penny'i defolu satışına götürmekle meşgul.
Pero, obviamente, no podemos porque está muy ocupado llevando a Penny a una muestra de ventas.
Hoş geldiniz. Duydum ki, satış işinde hamur kızartmak istiyormuşsunuz.
¡ Sí! ¿ He oido que todos vosotros estais buscando hornear algo de pasta en el juego de las ventas?
Bir emlakçı tanıyorum
Conozco a una buena agente de ventas.
O zamandan beri bankanın satışı ve birleştirilmesinden dolayı tabii ki, birçok kez aktarma yapıldı.
Bueno, se ha transferido varias veces desde entonces, por supuesto, debido a las ventas y fusiones bancarias.
Bu sadece satılıktır.
Estas son ventas de solo efectivo.
Tüm satışlar nihaidir.
Todas las ventas son finales.
Pazarlama bölümünün müdür yardımcısı şirketin kurucusunun oğlu.
El Vicepresidente de Ventas es el hijo del fundador.
Yarım saat sonra satış için bir toplantım varmış.
Tengo una reunión de ventas en una media hora.
Pazarlama bölümünün müdür yardımcısı şirketin kurucusunun oğlu. Her şantajcının hayalini kurduğu şey bu. Eğlenmeye bayılıyor.
El V.P. de ventas es el hijo del fundador es el sueño de cualquier chantajista el ama la fiesta tu me estas chantajeando?
Geçtiğimiz 12 ay içerisinde sattığın her keskin nişancı tüfeğinin kaydını istiyorum. Pryon Grubu'na teslim edilmiş.
quiero los registros de todos los rifles que hayas vendido en los últimos 12 meses las ordenes de ventas muestran que el rifle fue vendido al grupo Pryon
Bölgede Maguey Del Sol satma lisansına sahip sadece 3 bar var ve bir tanesi kurbanın iş yerine giderken kullandığı yolun üzerinde.
Hay sólo tres bares en el área que tengan licencia para vender Maguey del Sol, y uno está de hecho en la ruta de ventas de Spark Steel de nuestra víctima :
Kayıtlı mühimmat ve silahlar.
Las ventas de municiones y armas son registradas en este estado.
100 bin dolar ve cezalandırılmış bu gençlerin ispat edilen suçlarının nedenlerini araştırmak için burs,... ve yazılımların üçüncü şahıs satışlarını daha katı yöneteceğimize dair düzenlenen müşterek bildirim anlaşması.
100.000 dólares y una beca de escolarización... para avanzar en las causas ejemplificadas por estos jóvenes, y una declaración conjunta de acuerdo... declarando que supervisaremos de forma más estricta... las ventas a terceros de nuestro software.
Kongrenin, bizim şifre kırma yazılımlarımızın yurt dışı satışlarını soruşturmamasını tercih ederiz.
Preferiríamos no tener al Congreso investigando... nuestras ventas al extranjero de software de desencriptación.
Satışları üçe katladın.
Las ventas se han triplicado en un mes.
Satış defterlerine bakayım, belki buraya gelmiştir.
Dejadme revisar sus libros de ventas, a ver si ella ha estado aquí.
Ayrıca bu sabah için girilmiş alım emirleri.
He encontrado sus órdenes de ventas a cortos de la semana pasada, y las órdenes de compra de Tritak, expedidas a él esta mañana.
Menkul kıymetlerde sahtecilik, içeriden öğrenenlerin ticareti ve açığa satışla manipülatif işlemler konusunda o kadar önlem alınmışken Paul bunu nasıl başarabilir?
Han puesto medidas para capturar fraudes de seguridad, uso de información privilegiada, manipulación de ventas al por menor, ¿ Cómo lo hizo Paul?
Kulağa "best seller" miş gibi geldi.
Suena como un éxito de ventas.
Şu sıralar ekonomik yönden sıkıntıda olabilirsiniz ancak ne var ki Rolls-Royce, Bentley ve Aston Martin, Çin'e bağlı oldukları için satış rakamlarından hoşnutlar.
Bueno, Tal vez podríamos estar en un momento de preocupación econónica sin embargo, Rolls-Royce, Betley y Aston Martin están disfrutando De records de ventas, y todo por la demanda desde China.
Audi, şimdilerde özellikler Çin pazarı için, araçlarının uzun versiyonlarını üretiyorlar çünkü Çin'de arka koltuk arasındaki boşluk her şeyden önemli.
Audi está fabricando versiones de sus coches, con más distancia entre ejes específicamente para las ventas en China, porque en China, el espacio en la parte trasera importa más que otra cosa.
- Satım.
- Ventas.
Bunlar sadece satış hileleri.
Solo son trucos de ventas.
Satışlar tavan yapar.
Las ventas se dispararían.
Senelerdir adam gibi satış yapmadım.
Dios sabe que no he tenido ventas decentes en años.
Biliyorum efendim, ama ben satış ve reklam bölümünde çalışamıyorum.
Lo sé, señor, pero solo quiero trabajar en ventas al público.
Çok meşgulsen bazı aramaları senin için yapabilirim.
Si algún día te fatigas podría hacer algunas ventas por ti.
- Aramalarımı mı?
- ¿ Mis ventas?
- Evet. Çünkü sen satışa merak saldın.
Porque estás interesado en ventas.
Dünkü satış toplantısında Pete'in dediklerini şimdi anlıyorum.
Ahora ya entiendo de qué hablaba Pete en la reunión de ventas anoche.
Bir dakika, satış... Ne satış toplantısı?
¿ Qué reunión de ventas?
Yeni elemanlar satış toplantısı mı düzenledi?
¿ Hicieron una reunión de ventas?
Nihai satış uzmanı müdürü. "
Máxima gerente de ventas suprema ".
Nihai satış uzmanı müdürü.
Máxima gerente de ventas suprema.
İzin haftası satışlarım normal günün iki katına çıkıyor.
En la semana de permiso, las ventas casi doblan las de los días normales.
MCA öldükten bir hafta sonra, Beastie Boys'un satışları % 949 arttı.
Una semana después de morir MCA, las ventas de Beastie Boys subieron un 949 por ciento.