Vertical traducir español
756 traducción paralela
Sanırım yukarıdan aşağı 19. sorunun cevabını biliyorum. "Sevdiğiniz kişiye verilen bir isim."
"Creo que sé la palabra para 19 vertical...'un nombre para a / gu / en a qu / en amas"'.
"Roket yukarı doğru dik olarak duruyor, " İçinde düşey olarak hareket ettiği... "bir havuzun içine dalıyor..."
- Como la nave se construyó muy ligera para poder sostenerse en pie sola, se la sumergirá en un depósito de agua donde flotará vertical...
Nakliyecinin üzerinde randevu 2000 fitte.
Cita en esta vertical a 610 metros.
Dik çizgiye doğru.
En línea vertical.
Doğru düzgün ve iyi akort edilmiş
Me encanta estar Junto a uno vertical
Doğru düzgün ve iyi akort edilmiş
Me encanta estar Junto a un piano vertical
Los Angels'a iniş için koltuklarınızı dik duruma getiriniz ve kemerlerinizi bağlayınız.
Asegurense de que sus asientos esten en su posicion vertical y sus cinturones ajustados en preparacion para nuestra llegada a L.A.
- Dik olduğu zaman çok iyi değil.
- Sí, cuando son en vertical.
Bunu geçmemiz imkânsız.
Hay una bajada vertical. No podremos pasar.
Canlıyken de aynıydı. sadece dikey duruyordu.
En vida tenia el mismo aspecto, pero vertical.
Şimdi dök fincanı çekmeden önce demliğin dik durduğundan emin ol.
Ahora sirve. Que la cafetera esté vertical antes de que retires la taza.
İri iri, buz gibi damlalar.
Una lluvia penetrante, vertical y helada.
Ardında milyonlar bıraktı ve dikey olarak ölen ilk Clément oldu.
Dejó millones y fue el primer Clément en morir en posición vertical.
Güney Uçurumu. 130 metre yüksekliğinde ve düz. İnsan ya da hayvan tırmanamaz.
Tiene 400 pies en vertical y nadie podría escalarlo.
Duvarda yürümeyi biliyor mu?
- ¿ Sabe Tomàs hacer la vertical?
Sen de piyanoyu harika çalıyorsun "
Tú tocas el piano vertical.
Onları durdurmak için tek şans uçakların roket dik durumdayken fırlatılmadan hemen önce üstüne geçebilmeleri.
La unica esperanza de detenerlos es si un avion pasa por encima cuando el cohete esta vertical, antes de ser disparado.
Yukarıdan aşağıya ondördüncü sorudaki 4 harfli sözcük nedir? "Hizmetin bedeli."
¿ Sabe cuál es la 14 vertical? Una palabra de seis letras que significa "compensación por servicios".
Ayrıca, yukarıdan aşağıya 14 değil, soldan sağa 23.
Y no es la 14 vertical. Es la 23 horizontal.
Eğer onu dik tutarsanız bir ağaçtır ya da bir kalem.
Si lo sostengo en posición vertical, parece el tronco de un árbol, liso y derecho. En el mismo sentido, también parece un lápiz. Eso parece probar que se trata de un lápiz.
Kendi kendine çalan süper ötesi bir piyano aldığımı söylemiş miydim?
¿ Te conté que compré un fantástico órgano vertical que se toca solo?
Lütfen sigaralarınızı söndürün ve yerlerinize geçin.
Por favor dejen de fumar y pongan su asiento en posición vertical.
Bütün dikey itiş gücüm bozuldu.
Un cruce en vertical es un error.
İşi zora koşmak isteyenleriniz piranha balığı dolu bir leğende amuda kalkın.
Quienes lo deseen más difícil que se pongan haciendo la... vertical con la cabeza dentro de un cubo de pirañas.
Tam dik değil ama alt kattan daha iyi görebilirsiniz.
No está perfectamente vertical, pero desde abajo se puede ver mejor.
Gözlüklerinizi çıkarın ve koltuklarınızı dik konuma getirin!
Quítense las gafas y coloquen los respaldos en posición vertical.
Lütfen göstergeyi kutunun içinde dikey olarak durdurmaya çalışın.
Trate de poner el indicador en posición vertical.
Gözlüklerinizi çıkarın ve koltuklarınızı dik konuma getirin!
¡ Quítense las gafas! ¡ Y pongan sus asientos en posición vertical!
Gözlüklerinizi çıkarın ve koltuklarınızı dik konuma getirin!
¡ Quítense las gafas y pongan sus asientos en posición vertical!
Çelik teller yatay ve dikey olarak çaprazlama gelmiş oluyor.
Está cruzada por barras de acero en horizontal y vertical.
Bu boru kanalı, tam 135 kat aşağıya gidiyor.
Hay un hueco vertical que baja 135 pisos.
Ertesi sabah şu dik yüze tırmanacağız, bu da epey zorlayacak.
La mañana siguiente subiremos esta pared vertical de roca, bastante difícil.
Sonra da koltuğunuzu yeniden dik konuma getirmenizi söylerler.
¡ Ahí es cuando te dicen que pongan sus asientos en posición vertical!
- Koltuğunuzu dik konuma getirin. - Bana ne.
"Ponga el asiento en posición vertical" ¡ Oiga, yo no me doblo tanto!
Tepeye çıkınca, 100 metrelik bir uçurum var. Eğilin!
Hay 100 metros de caída vertical. ¡ Agáchate!
Koltuklarınızı dik duruma getirin, ve emniyet kemerlerinizi kontrol edin. Los Angeles Havaalanı'na inmek üzereyiz.
Coloquen sus asientos en posición vertical... y abróchense los cinturones para la llegada al aeropuerto de Los Ángeles.
Dikey iniş hızı saniyede 44,6 fit.
Descenso vertical 13,59 m / s
Neredeyse yatay.
Es casi una vertical.
Dikey destekleyici.
El apoyo vertical.
Kenardan dipteki nehre kadar dikey olarak 1,5 kilometre mesafe vardır.
Desde el borde hasta el río, en el fondo, la distancia vertical es de una milla.
Bir sopanın hareketli gölgesini gözlemleyerek yıl ve mevsimlerin dönencelerini çözümlemiştir.
Examinando la sombra móvil proyectada por un palo vertical determinó con precisión la longitud del año y las estaciones.
Bu sıra dışı bir tanktı, dikey duruyordu... ve eski bir kazana benziyordu.
El tanque en sí era inusual en el sentido de que era vertical... y parecía una vieja caldera.
Şu anda suyun 33 feet altında dimdik yatıyor.
Ahora descansa en 10 metros de agua en posición vertical.
Servis masanı kapalı konumda tut.
Pon la mesa en posición vertical, ¿ quieres?
Hiçlik güruhu, bosluk güruhu, dikey bir güruh.
Un pueblo de la nada, un pueblo del vacío, un pueblo vertical.
Ve burna 20 numarayla kalın bir çizgi.
Y una raya gruesa y vertical del número 20 por toda la nariz.
Dikeyi kontrol edebilirler.
Ellos controlan la vertical.
Sadece bir yılda $ 200 milyon dolar Kaldırıyorlar Bu İşten.
Un simple monopolio vertical de $ 200 mil millones al año.
Pardon, teşekkürler.
En posición vertical. Gracias.
Dikey analize göre en az iki mil okuyorum.
Tengo una lectura vertical de dos millas por lo menos.
Beyler Dikey radikal iniş simulasyonuna başlayabiliriz.
Caballeros, comienzen la simulación radical de impacto vertical...