Vina traducir español
183 traducción paralela
Haritasına göre Vina Del Mar'da olmalıydı.
Según el mapa de Pablo, debería estar cerca de Viña del Mar.
Açık pencerelerden sıklıkla Vina sesi gelirdi.
Con frecuencia nos llegaba el sonido de una vina a través de la ventana entreabierta.
Valparaiso civarındaki Vina del Mar'dan bir at büyük koşuyu kazanmıştır.
Cerca de Valparaíso, en Viña del Mar, un caballo gana el gran premio,
Uzun saçın, değişik bir giysin var ama o sensin, sana Vina diye hitap ediyorlardı.
Cabello más largo, un vestido distinto, pero eres tú, la que llaman Vina.
Ya da Vina'nın görüntüsüsün, ama neden tekrar sen?
O la imagen de Vina, pero ¿ por qué tú otra vez?
Bu tekrar Vina, yeşil Orion'lu köle kız olarak mı?
¿ Es Vina otra vez, como la esclava verde de Orión?
Vina adlı yetişkin birisi keşif seyahatinde listedeymiş..
Había una Vina adulta en la expedición.
Gemimizi serbest bırakarak bunun ikisini geri gönderin, ve ben de Vina ile kalacağım.
Demuestre que nuestra nave está bien, deje que se vayan y yo me quedaré con Vina.
- Vina'ya ne oldu?
- ¿ Qué le ha ocurrido a Vina?
Tabii, tanının bahçesinde her türden şey var.
Hay de todo en la viña del Señor.
Bereketli bir bağ misali, dolu bir başak gibi onlara bol bol tohum ver.
"Como una viña exuberante, dales simiente como granos de maíz,..."
O cesetten arta kalanları çıkarmak ve kutsal mekânda tekrar gömmek benim vazifem.
¿ Está muy lejos de aquí? No.Justo pasando la viña. ¿ Que quieren hacer?
Diken çalılıklarda üzüm arıyorsun. Yanından geçtiğin asmalar...
Buscas los motivos en las espinas... los vinos pasan delante de la viña...
- The Red Vineyard adlı tablon.
- Sobre tu cuadro La viña roja.
Günün yarısını çalışarak geçiren pirinç işçileri için katırlarıyla birlikte işe alınan çiftçiler için şarapları bozulunca işleri aksayan şarap üreticileri için Galicia, La Mancha, Andalusia köylüleri için sırtına asırlardır vergi yüklenen Ekstremadura için devlete vergi, toprak ağalarına vergi, kan vergisi yüzlerce yıldır açlıktan kırılmış bu insanlar için hiçbir şeyi olmayan halk için, iç savaş bir umuttu.
Para los braseros que trabajan día por medio, para los junteros que son contratados con sus mulas, para los rebajadores que son despedidos cuando la viña muere, para los campesinos de Galicia, de La Mancha, de Andalucía, de Extremadura que los impuestos agobian desde hace siglos, el impuesto al Estado, el impuesto a los señores, el impuesto a la sangre, para todos los que tienen hambre desde hace siglos, para todos los que no tienen nada, la guerra civil es la esperanza.
Onun için ürünlerin Rabbi'ne dua edin, ürünü kaldıracak işçi göndersin.
Rogad al dueño de la viña... para que mande más brazos para recolectarla.
Adam birincisine, "oğlum, git bugün bağda çalış" demiş.
"Hijo mío, ve a trabajar a mi viña."
Toprak sahibi bir adam bağ dikmiş. Çitle çevirip şıra için çukur kazmış ve bağcılara kiralamış.
El dueño de una hacienda plantó una viña, la cercó y levantó una torre.
Onu yakalayıp bağdan dışarı atmış ve öldürmüşler.
Así pues, lo cogieron, lo llevaron fuera de la viña... y lo mataron.
Şimdi, bağ sahibi geldiğinde bağcılara ne yapacak?
Ahora, cuando regrese el dueño de la viña, ¿ qué hará con los viñadores?
... bağı da, payını zamanında veren başka bağcılara kiralayacak.
Y arrendará la viña a otros viñadores que hagan que su viña de frutos.
Yok yere niye vurdun adama?
¡ Te metiste en la viña!
Niye vurayım? Faşist miyim ben?
Y la viña... ¿ No te da lástima?
Bu Vina.
Esta es Vina.
Her tür insan var efendim.
De todo hay en la viña del Señor.
" yüreğine korku sal Tanrım.
"... que desola tu viña. "
Siz kocalar, vazgeçin! Çünkü tarlanızdaki hasat mahvoldu... ve asma kurudu... ve elma ağacı çürüdü!
Esperad, labradores, porque la cosecha de vuestro campo ha perecido y la viña se ha secado y el manzano languidece!
Sanki daha dün gibi babamın bağında üzüm çiğniyorum.
Parece que fue ayer cuando estaba prensando las uvas... de la viña de mi padre.
Sanki daha dün gibi babamın bağında üzümleri çiğniyorum.
Parece que fue ayer cuando estaba prensando las uvas... de la viña de mi padre.
# Tahıl, sebze, birkaç inek, tavuk, ördek... #... yarım düzine keçi, küçük bir üzüm bağı.
Cereal, hortalizas, algunas vacas, pollos, patos, media docena de cabras, una pequeña viña.
" Bunun üzerine melek orağını yerin üzerine salladı. Yerin asmasının ürününü toplayıp... Tanrı öfkesinin büyük masarasına attı.
" Y el ángel arrojó su hoz sobre la tierra... y vendimió la viña de la tierra... y echó las uvas en la gran cuba del furor de Dios.
- Viña'da.
- En Viña.
Bu fotoğrafı, Charlie Viña'dayken çektim.
Oye, Beth, Charlie me dio esto en Viña.
- Viña'daki albay.
- Un coronel de Viña.
Çok kötü şeylerin olduğunu söylemişti.
Vimos cosas muy sobrecogedoras en Viña.
Viña'da askerlerin binlerce kişiyi öldürdüğü söylenmişti.
En Viña nos dijeron que el ejército estaba matando a miles de personas.
Viña'ya ne zaman gittiniz?
¿ Cuándo habéis estado en Viña?
Bunu unutun ve Viña'yı unutun.
Olvidaos de esto y de Viña.
Ed, Viña'daki Amerikalı subaylar muhtemelen darbeye karıştı.
Los oficiales americanos de Viña estuvieron implicados en el golpe.
Viña'ya hiç gittin mi?
¿ Has estado en Viña?
Bu oradan geldi.
Estas son de Viña.
Belki de Viña'da öğrendikleridir.
Seguramente lo que descubrió en Viña.
Viña'da ne kadar takılı kalacağımız hakkında bir fikriniz var mı?
¿ Sabe cuánto tiempo estaremos atrapados en Viña?
Askeri grubun başkanı ve yüksek düzeydeki politik görevli darbe başladığında Viña'daydı.
Así que el jefe del Milgroup y el oficial político de mayor rango estaban en Viña cuando empezó el golpe de estado.
Birçok kişi darbenin Viña'da hazırlandığına inanıyor.
Mucha gente cree que el golpe se preparó en Viña.
Albaylar, donanma mühendisleri Viña del Mar'dayken bütün bunları nasıl söyleyebilirsiniz?
¿ Cómo puede decir eso cuando tiene coroneles del ejército, e ingenieros navales en Viña del Mar?
" Sert şarabı.
Viña podada.
Geldiğinizi duyduğumda çok memnun oldum.
Me ha gustado bastante cuando me enteré de que viña.
Vay be, oğlum, kabul et, bir dünya yaratmak için her çeşit yaratık lazım ha?
Ay, amigo, créeme... hay de todo en la viña del Señor.
Prens de, evimizi ve üzüm bağımızı üzerine geçirip annemle beni kendi mülküne hizmetçi olarak aldı.
El príncipe le quitó a mi madre la casa y la viña, Y a los dos nos llevó a su feudo, convirtiéndonos en sus sirvientes.
Burada kalıp bana yardım edebilirsin. Sana bakarım.
Me ayudas en la viña y yo cuido de ti.