English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ V ] / Vinculo

Vinculo traducir español

92 traducción paralela
Yune, benim kanımdan olan tek kişi.
Yune es el único vinculo de sangre que tengo...
Yune benim kanımdan olan tek kişi.
Yune es el único vinculo de sangre que tengo...
Bugün burada iki genç insanın kutsal evlilik bağıyla... birleşmesine tanık olmak için toplandık.
Estamos aqui para celebrar la uniön de dos jövenes... en el gozoso vinculo del matrimonio.
Ama önemli olan şey, bunun iki insan arasında bir bağ olması.
Pero lo importante es que es un vinculo entre 2 personas
Sarek'le dikkate değer şeyleri paylaşıyoruz, bir şekilde hayatlarımız kesişiyor.
Sarek y yo compartimos un vinculo particular. Nuestras vidas tocaron de una manera inusual.
Bana kızman, aramızda bağ oluşturmayı başlatmanın tek yoluydu.
Conseguir que te enfadaras conmigo era el único modo de crear un vinculo entre nosotros.
Milyonlarca yıllık evrim tarihi boyunca trewia bitkisi, onunla bir bağ oluşturdu.
Durante millones de años de evolución, el Trewia ha establecido un vinculo con el.
Vorlonlarla aranda olan bağlantı.
Este vinculo entre tú y los vorlon.
İsteğimizi konuşmak için gemiye ışınlanmak istiyorlar
- ¿ Puede ayudarlo? - Solo el Gran Vinculo puede.
Arkadaşlarımı öldürmeye kalkıştı.
Para entrar en el Gran Vinculo y juzgarte.
Hiçbir şekil değiştiren, bir diğerine zarar veremez. Sana kadar.
Te unirás al Gran Vinculo, nos mostrarás tus pensamientos y nos permitirás entenderte.
Ancak ondan sonra, yaptıklarında haklı olup olmadığına karar verebiliriz. Ya haksız olduğuma karar verirseniz?
El Vinculo estaba dividido con respecto a lo que hacer contigo.
Bağ'da, seninle ne yapacağımıza dair anlaşmazlıklar oldu.
¿ Y si me niego a colaborar? ¿ Si me niego a unirme al Vinculo?
Seni gönderdiğimiz için.
Solo el Vinculo puede curarte.
Kurucular ile Bağ'da olduğu sırada Odo'ya gizli bir iletişim aygıtı takmanın bir yolunu göremiyorum.
Pero podrian dispersarse por el Vinculo. Si está mucho tiempo, podriamos transportar a varios metamorfos.
Yörüngeye girdikten sonra, Odo ve ben yüzeye ışınlanacağız.
Pero puede que Odo se pase dias en el Vinculo. Esperaremos.
Benim önerdiğim, Büyük Bağ'ı yok ederek, gezegendeki tüm kurucuları ortadan kaldırmak.
Borrar del mapa al Gran Vinculo. Usted es un klingon.
Büyük Bağ'da diğer şekil değiştirenlere katıldığımda daha önce hiç hissetmediğim bir şey hissettim.
De vez en cuando, tengo recuerdos fugaces del Gran Vinculo. Un revoltijo de imágenes y palabras que no tienen sentido.
Archanis bizimdir ve geri alacağız.
En el Vinculo, los otros mutantes intentaron ocultarme ciertas cosas.
Anladığım kadarıyla dördünüz bir tür bağlantı içinde kilitli kaldınız
Los cuatro se vieron atrapados en una versión del Gran Vinculo.
Bağlantı?
¿ El Vinculo?
Her nasılsa, Bağlantı gerçekleşti, olayları yeniden yaşadım ve yaptığım hakkında ki gerçekleri itiraf etmek zorunda kaldım.
El encontrarme dentro del Vinculo debió de forzarme a revivirlo todo y a admitir la verdad acerca de lo que hice.
Ama bazı ilişkiler sahte seninle benim aramızdaki de.
Pero una especie de vinculo se está forjando entre tú y yo también.
Ben bağladığım şeye bağlanırım.
Estoy vinculado con lo que vinculo.
Seni tedavi edecekmişim falan gibi davranmıyorum, ama eğer bir anne-kız ilişkisi probleminin bir parçasıysa... şimdi onu telafi edeceğiz.
Yo no intento curarete, Pero si una falta de vinculo mama-hija es parte de tu problema, nosotras lo remediaremos ahora mismo.
Dünya denetçisi Mustafa Mond bu akşam yeniden yapılandırma konusunda Vahşi olarak bilinen.. .. John Cooper'ın da desteğinin olduğunu açıklıyor.
El Controlador Mundial Mustapha Mond, anuncio el apoyo que tendra el Director gracias al vinculo con el salvaje.
Sizden evliliğin kutsallığını tanımanızı istiyor. Kendi evliliğinin.
Quiere que reconozcan el sagrado vinculo del matrimonio.
Hafta sonun nasıldı?
EL VINCULO DEBIL
Onu kişisel olarak tanıyor musun yoksa?
Tienes algún tipo de vinculo con ella?
Yardımcıyım, bağlanırım, anaç bir bakıcıyım.
un apoyado, vinculo afectivo, enseñando cuidados primarios.
Göklerden kayan sayısız yıldızı düşündükçe
Pon tus pensamientos en las estrellas fugaces y silenciosamente forma un profundo vinculo
Hayallerini düşen yıldızlara ser ve...
Pon tus pensamientos en las estrellas fugaces y silenciosamente forma un profundo vinculo
Neden O sadece benim baktığım kadına bakıyor?
Un vinculo a pesar de las barreras
Onu, bunun için öldüreceğim Onu, 100 kere öldüreceğim Ruhum umurumda bile değil Ruhumu zaten kaybettim
Un vinculo a pesar de las barreras
Eğer seni kaybetmeme neden olursa Maria
Un vinculo a pesar de las barreras
Ben hükümet ile bağlantı konumundayım.
Soy el vinculo con el gobierno.
Ve bu bağ kutsal ve ebedidir.
Y este vinculo es sagrado y eterno,
Aramızda şu eski öğrenci öğretmen karşılıklı güven olayı var.
Tenemos el viejo... vinculo de cofianza alumo profesor
Tarihte, fakirlik ve şiddet arasında kanıtlanmış bir bağ vardır.
Hay un vinculo antropológicamente probado entre la pobreza y la violencia.
Bu durum sadece müvekkilimin mülkiyet haklarının ihlali anlamına gelmemekte, aynı zamanda müvekkilimin rahmetli babasının ektiği ağaçlarla kurduğu derin duygusal bağların da sarsılması anlamına gelmektedir.
Esto no es sólo una violación de los derechos de propiedad de mi cliente, sino que también socava el vinculo emocional... que tienen para ella estos árboles que su difunto padre plantó.
Sesim senin rehberin ve ayrıca gerçeklikle olan tek bağın olacak.
Mi voz es su guia. Tambien su vinculo con la realidad.
John Eccles, bilincin dinamikleri ve evrenin yapısı arasındaki derin ve sürekli bağ hakkında yazmıştır.
John Eccles escribió acerca del "profundo y duradero vinculo entre las dinámicas de la conciencia y de la estructura del propio cosmos".
Bayım, Kral'la halkı arasında bir bağ vardır.
Señor, hay vinculo entre el Rey y su pueblo.
- Hı hı. Sonra bu linki internet siteme koyuyorum ve siteme girenler stand-up gösterimi izleyebiliyor.
Luego la vinculo a mi sitio web donde hago mi monólogo cómico.
- Önceliğimiz olay yeri değil, Siravo'yla bağlantısı.
La escena del crimen no es prioritaria. El vinculo a Siravo si lo es.
Hadi, gidin evliliğin kutsal bir söz ve bağ olduğunu iddia eden birine bunu anlatmaya çalışın bakalım.
Y, bien, trata de decirle eso a alguien que piensa que el matrimonio es un vinculo sagrado y un pacto.
Sadece ikimizin arasındaki bağları koparmak istiyor.
Trata de romper nuestro vinculo...
Kaptan, yargılanmak istiyorum.
¿ Está seguro que encontrará eso en el Gran Vinculo?
- Belki.
Nunca podré volver a unirme al Gran Vinculo.
Ben, hiçbirşey yapamam Eğer benimle kalırsan
Un vinculo a pesar de las barreras
Aynı bağı bulmuşuz.
Sí, encontramos el mismo vinculo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]