Volkswagen traducir español
304 traducción paralela
Geçen hafta yeğenimin arabasını ödünç almak ve Sylvia'yı açık hava sinemasına götürmek zorunda kaldım.
La semana pasada la llevé a un autocine de Jersey en el coche de mi sobrino. Soy muy viejo para esas cosas, y encima era un Volkswagen.
Her zaman bir İngiltere olacak ama Volkswagenlere binecekler.
... y los ingleses conducirán Volkswagen...
Volkswagen!
¡ Volkswagen!
Kırmızı bir Volkswagen.
Sujeto : Un volkswagen rojo...
Onun arkasında kamyon, Volkswagen üçüncü sırada onların arkasından da Chrysler Imperial geliyor.
Le sigue el ford, el volkswagen, el chrysler descapotable. Circulan a 80 kmh.
O bir Volkswagen'di.
Era un Volkswagen.
Şey? Volkswagen'in sağa dönmüş hâli.
Un Volkswagen que gira a la derecha.
Şu Volkswagen'i buradan çıkarın.
Saca ese Volkswagen.
Evet. Kırmızı bir Volkswagen.
Sí, con un Volkswagen rojo.
Genelde Volkswagen'ını şuraya park ediyor.
Normalmente aparca su Volkswagen allí.
Volkswagen mı?
¿ Un Volkswagen?
Kimse Onbaşı Clearboy'un Volkswagen'a ne zaman aşık olduğunu bilmiyordu.
Nadie sabía exactamente cuándo se enamoró el cabo Clearboy del Volkswagen.
Duydum ki Volkswagen'la yatıp kalkıyormuşsun.
Me han dicho que se acuesta con el Volkswagen.
Bu Volkswagen'i çok seviyor olmalısın Clearboy.
Debes de amar mucho al Volkswagen, Clearboy.
Volkswagen susuz çalışabildiği için diğer tüm yaratıklar ölürken o kurtulacaktır.
Ya que el Volkswagen funciona sin agua perdurará cuando mueran los demás.
Clearboy'un Volkswagen'e bir saplantısı var.
Clearboy tiene un lío con el Volkswagen.
Volkswagenler yüzemez.
Los Volkswagen no nadan.
Volkswagen'im.
Mi Volkswagen.
Orada bir ailem var. - Tanrım, çok sıcak. - Elk nerede?
- Mi plan es coger mi Volkswagen ir hasta la Reina Roja y echar una copa.
Polis alanı boşalttı ve hastaneye gitmesi için kurbanı bir VW'ye yerleştirmeye yardım etti.
La policía despejó el área y ayudó a meter al herido en un Volkswagen para llevarlo al hospital.
VW polisin...
El Volkswagen era de la policía.
Bir VW geldi nereden, bilmiyorum.
Apareció un Volkswagen, No sé de dónde salió,
Volsvageni geç, haydi?
Pasa al Volkswagen, ¿ quieres?
Senden daha hafif bir Volkswagen arabam vardı.
Yo tuve un Volkswagen que pesaba menos que tú.
İki araba kiralamanı istiyorum, bir Ford ve bir Volkswagen.
Quiero que alquilar dos coches, un Ford y un Volkswagen.
"Bu limanda, 150 Volkswagen yapmaya yetecek kadar kaporta malzemesi ve kaput bezi yok mu?"
Usted no tiene suficiente madera tejidos y las velas para hacer 150 partidos Para Volkswagen?
- 200 yıllık bir Volkswagen.
- Un Volkswagen de 200 años.
Kırmızı bir VW'a dört fili nasıl sığdırırsın?
¿ Cómo metería cuatro elefantes en un Volkswagen rojo?
Burada yaşayan böcekler, tıpkı bir Volkswagen gibi hava girişine dayalı bir soğutma sistemi vardır, serin kalabilmek için çılgın gibi koşmak zorundadırlar.
Los escarabajos tienen un sistema de enfriamiento... Incluso cortejan corriendo.
Volkswagen modelleri gibi etrafta koşuşturmasına gerek yok.
No tiene que correr como los Volkswagen.
Bir Volkswagen'in var, ikinci el almışsın Bay Klommer'la yapılan sözleşmeye göre aldığında 56 bin kilometredeymiş.
Usted posee un Volkswagen, qué compró de segunda mano, según el contrato, de un Sr. Klommer, con un millaje de 56,000.
Stinson Beach'te motoru çatlak bir Volkswagen'im var.
Mi coche está en Stinson Beach, sin frenos.
Benim ki dışarıdaki Volkswagen.
Tengo ahí el Volkswagen...
Volvo arabadaki genç adam ve Volkswagen'deki diğeri.
El caballero joven de ese Volvo y el otro del Volkswagen.
Eğer bana bir şey olursa... 20 sene içinde, Almanlar Volkswagen'i dünyanın her yerine sattıklarında çok sinirleneceğim.
Si me pasa algo, dentro de veinte años, cuando los alemanes estén vendiendo Volkswagen por todo el mundo,
Volkswagen yoktu ama üstünde komik adları olan değişik arabalar vardı.
No teníamos Volkswagens pero teníamos otros autos con nombres curiosos.
Bir Volkswagen'de büyüdüm.
Yo creci en un Volkswagen.
Volkswagen'deki adam kimdi?
¿ Quién es el tipo del Volkswagen?
Gunther, kendine yeni bir Volkswagen al.
Gunther, comprate un Volkswagen nuevo, ¿ eh?
Kahrolası şey Volkswagen ebadında.
Tiene el tamaño de un Volkswagen.
Avrupa'nın ortasında bir Volkswagen 1200'ün içinde yaptığıma?
¿ Que me encuentro en el medio de Europa echando un polvo encima de un Volkswagen 1200?
Volkswagen.
Volkswagen.
98 model Volkswagen kullanıyor.
Maneja un volkswagen de 1980.
- 98 model Volkswagen, değil mi?
Un volkswagen de 1980, ¿ no? Correcto.
Kafalarının patlatılması için Volkswagen'lerle buraya gönderiliyorlar.
Los enviaron aquí en sus Volkswagen y sus zapatillas de deporte para que les abran la cabeza.
İddia ediyorum ki birkaç saniye sonra önce kırmızı bisikletli bir bayan göreceğiz sonra elinde çiçeklerle bir adam ve çamurluğu ezik olan bir Volkswagen kaplumbağa.
Predigo Que en un momento Veremos a una señora en una Bicicleta roja,
Üstelik bir Volkswagen'in içinde.
Le entiendo muy bien.
Volkswagen'in sağa dönmüş hâli.
- Es un Volkswagen girando a la derecha.
- Planım Volkswagen'imi alıp Kırmızı Kraliçe'ye gidip bir içki ısmarlamak.
- Estamos perdidos.
Kardeşim Cadillac kullanıyor.
Esos culos no caben en un Volkswagen.
O kadar kıçı Volkswagen'e sığdıramazsın. İlk buluşmada sana "Kıçımı öp" diyecek.
Lo primero que te dicen es : "Bésame el culo".