English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ W ] / Waldo

Waldo traducir español

467 traducción paralela
Ben, Waldo Lydecker onu gerçekten tanıyan tek kişiydim ve şu dedektiflerden bir diğeri daha beni görmeye geldiğinde Laura'nın hikayesini henüz daha yeni yazmaya başlamıştım.
Yo, Waldo Lydecker fui el único que la conoció de veras. Acababa de empezar a escribir la historia de Laura, cuando vino a verme otro detective.
- Waldo. - Günaydın, Ann.
Buenos días, Ann.
Oh, kapa çeneni, Waldo!
Cállate, Waldo.
Oh, bu kadar can sıkıcı olma, Waldo!
- No seas impertinente, Waldo.
Bu çok düşünceli bir davranış, kusursuz ev sahibi edası.
El anfitrión perfecto. - Waldo...
- Waldo. - Nerdeyse kendi evindeymiş sanacaksınız.
- Parece que esté en su propia casa.
Sadece Waldo yanınızdayken onu size vermek istemedim, hepsi bu.
No quería dársela mientras Waldo estuviera presente.
Waldo, kendi iyiliğin için, Laura'nın ölümüyle herhangi bir bağlantım olduğunu ima etmeyi kesmen için seni uyarıyorum.
Waldo, por su propio bien, le advierto que no siga insinuando que tengo algo que ver con la muerte de Laura.
Evlat, Bayan Laura Hunt'a onu görmek üzere Waldo Lydecker'ın geldiğini söyler misin?
Chico. Waldo Lydecker quiere ver a la señorita Laura Hunt.
En az Waldo Lydecker'ın bastonu ve beyaz karanfili kadar iyi bilinen biri olmuştu.
Llego a ser conocida como el andante bastón de Waldo Lydeckerk... y tambien, como su clavel blanco.
- Merhaba, Waldo.
- Hola, Waldo.
Pekala, Waldo.
Muy bien, Waldo.
Üzgünüm, Waldo.
Lo siento, Waldo.
Bu kadar alçalmakla sadece kendini küçük düşürmüş oluyorsun, Waldo.
Hacer algo tan bajo no dice mucho de ti, Waldo.
Waldo bunu niçin yapıyorsun?
Waldo. ¿ Por qué haces esto?
Orada olmayacaktır, Waldo, olmayacağını biliyorum.
No estará allí, Waldo. Lo sé.
Çok fazla melodram okumuşsun, Waldo.
Ha estado leyendo demasiados melodramas, Waldo.
Seni, korkunç derecede üzgün olduğumu söylemek için aradım, Waldo. Bu gece seninle yemek yiyemem.
Te llamo para decirte que lo siento mucho, no puedo cenar contigo.
- Sahiden mi, Waldo? Evet sahiden.
- ¡ Por favor, Waldo!
Bu arada Waldo Lydecker'dan bu sabah buraya gelmesini istedim.
Por cierto, he pedido a Waldo Lydecker que venga ahora.
Waldo.
¡ Waldo!
- Niçin yeniden bayılmıyorsun, Waldo?
¿ Por qué no se tira de nuevo al suelo?
- Bunu neden yaptın, Waldo?
¿ Por qué lo has hecho, Waldo?
Waldo, bu konuda elimden geldiğince nazik olmaya çalışıyorum ama sana aynı belirgin gidişatta olanın sen olduğunu söylemek zorundayım.
Waldo, voy a intentar no ofenderte, pero debo decírtelo. Eres tú quien siempre sigue el mismo patrón obvio.
- Hayır. Bu saati sana Waldo verdi, değil mi?
Waldo le dio ese reloj, ¿ no es así?
Waldo ayakta duran bir kız gördü ve sen olduğunu sandı.
Waldo vio a una chica frente a él y pensó que se trataba de usted.
Waldo, Shelby'nin öbür odadan koşarak geldiğini duydu bu yüzden dışarıdaki basamaklarda saklandı.
Waldo oyó correr a Shelby desde la otra habitación y se escondió en las escaleras.
Sonra da, Waldo geri geldi ve silahı saatin içine koydu.
Waldo volvió y escondió el arma en el reloj.
Waldo'nun bir katil olduğuna kendimi inandıramadım.
No pude convencerme de que Waldo era un asesino.
Ayrıca Waldo, onu suçlu göstermek için her şeyi yapıyordu.
Waldo estaba haciendo todo lo posible para incriminarle.
- Waldo'yu tutuklayacağım.
- Arrestar a Waldo.
- Öyle olur, değil mi, Laura? - Waldo!
Así es siempre, ¿ no es así, Laura?
Elektronik banttan, Waldo Lydecker'ın sesini dinlediniz.
Han escuchado la voz de Waldo Lydecker por transcripción eléctrica.
Bir hayat aldın, Waldo.
Waldo, ya has matado a una persona.
Waldo Evans.
Waldo Evans.
Polis orayı kordona almış. Üç kişiyi yakalamışlar. Ama Waldo Evans kaçmış.
La Policía ha establecido un cordón alrededor ; han capturado a 3 hombres, pero Waldo Evans ha escapado.
Kim bu Waldo Evans?
Pero, ¿ quién es ese Waldo Evans?
Adım Evans. Waldo Evans.
Mi nombre es Evans, Waldo Evans.
Waldo Evans adındaki adam hakkında ne biliyorsun?
¿ Qué sabes de un hombre llamado Waldo Evans?
Waldo Evans mı?
¿ Waldo Evans?
- Waldo Daggett, yapımcı.
Waldo Daggeti, el productor.
Waldo, işte piyesin ikinci perdesi için istediğin muhteşem performans bu!
¡ Waldo, he ahí la gran situación para el segundo acto!
- Epey ikna ediciydi, değil mi Waldo?
Muy convincente, ¿ verdad, Waldo?
- Ben bu kıza tamamıyla ikna oldum. Ya sen Waldo?
Estoy completamente convencido con la chica, ¿ y tú Waldo?
Waldo, harika bir fikrim var.
¡ Waldo, tengo una idea!
Doktor, birazdan Ralph Waldo Emerson'dan alıntıya başlayacaksın.
Doc, en un minuto estará citando a Ralph Wald Emerson.
Sağ ol, bekçi.
Gracias, Waldo.
Haydi. Zoe, Waldo ve diğerlerine katıl.
Ven con Zoe, Waldo y los otros.
Kimi ıskaladık, Waldo?
- ¿ Que se nos escapó, Waldo?
Waldo, tutukluları içeri getir.
Waldo, trae a los prisioneros.
Waldo.
Waldo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]