Wennerström traducir español
40 traducción paralela
Başarılı yatırımcı Hans-Erik Wennerström'e büyük bir iftira atmakla suçlanan gazeteci ve Millennium dergisinin yayım sorumlusu Mikael Blomkvist'e karşı açılan davanın kararı bugün verilecek.
Hoy dan el veredicto sobre el periodista y editor en jefe de Millennium, Mikael Blomkvist, a quien se le acusa de calumniar y difamar al exitoso financiero Hans-Erik Wennerström.
Blomkvist, Wennerström'ü yasadışı silah ticareti ve 60 milyonluk dolandırıcılıkla suçlamıştı.
Blomkvist acusó a Wennerström de tráfico ilegal de armas y fraude por más de 60 millones de coronas.
Wennerström'üm Millennium'a karşı açtığı bu davada, sanık Mikael Blomkvist 8 suçlamanın 6'sından suçlu bulunmuştur.
Millennium Se declara al acusado Mikael Blomkvist culpable de seis de los ocho cargos.
Sanık, 3 ay hapis cezası ile Hans-Erik Wennerström'e 150.000 dolar tazminat ödemeye mahkum edildi.
Se sentencia al acusado a tres meses de prisión y a pagar una indemnización de 150,000 coronas a Hans-Erik Wennerström.
Wennerström, Blomkvist'i Nakavt Etti
Wennerström Le da un duro golpe a Blomkvist
Wennerström davasıyla ilgili garip bir şey var.
Hay algo raro acerca del caso Wennerström.
Wennerström Şirketi'yle ilgili eski okul arkadaşlarımdan biri bana bir ipucu verdi.
Uno de mis viejos compañeros de escuela me dio un pitazo de la compañía de Wennerström.
Wennerström adı her yerde karşımıza çıktı.
Wennerström aparecía por todas partes.
Wennerström şirketi, yaşayan şekilsiz bir canlı gibidir Hans-Erik Wennerström'e iftira etmekten ceza alan gazeteci Mikael Blomkvist, Wennerström'ü tekrar suçluyor.
El imperio de Wennerström es como un enorme organismo amorfo... El periodista Mikael Blomkvist, quien acaba de cumplir una condena por difamación en contra de Hans-Erik Wennerström, lo acusa nuevamente.
Millenium'um kapak sayfasında Wennerström'ü ciddi ekonomik krizlere neden olmakla suçluyor.
En una edición temática de Millennium acusa a Wennerström de cometer serios crímenes financieros.
- Wennerström'e ne olacak?
- ¿ Que va a pasar con Wennerström?
Blomkvist'e göre Wennerström imparatorluğu üçüncü dünya üzerindeki karteller üzerine kurulu.
Según Blomkvist, el imperio se contruyó con la ayuda de cárteles del Tercer Mundo.
Aranan yatırımcı Wennerström İspanya Marbela'daki evinde bu sabah ölü olarak bulundu.
el buscado empresario Wennerström fue encontrado muerto esta mañana en un departamento en Marbella, España.
Hiç şüphe yok ki polis Wennerström şirketlerinin tüm hesaplarını gözden geçirecek.
No hay sospechas de... Una comisión revisa actualmente todas las cuentas de Wennerström.
Wennerström benim beyaz bayrak sallamamı istiyor, kırmızı değil.
Wennestrom quiere verme agitando una bandera blanca, no una roja.
- Evet, Wennerström'u.
- Sí, Wennerstrom.
Wennerström pek eğlenmemişti.
Wennerstrom no era muy entretenido.
Wennerström ile aranızdaki husumet ne?
¿ Qué pasó con Wennerstrom?
Aynı duyguları Wennerström için de hisseder miydin?
¿ Pensarías lo mismo sobre Wennerstrom?
- Öncelikle Bay Wennerström'e en yakın olanlar yani şirketle ilgili bu kadar derin bilgilere erişimi olan kimselerden söz ediyorum.
- Empezaremos con los más cercanos al señor Wennerstrom. Solo alguien del círculo cercano de una corporación como esta pudo tener acceso a este tipo de información.
Bay Wennerström bugün sorularınızı cevaplandıramayacak,... fakat ben bu işi seve seve yaparım.
El señor Wennerstrom no está disponible para hablar hoy pero no tengo problema en responder preguntas.
Sermaye Piyasası Kurulu öncesinde kendisinden haber alınamadığı için,... Wennerström Grubu Yönetim Kurulu Başkanı adına yetki belgesi istendi.
Al no aparecer ante el panel de la Comisión de Seguridad de la bolsa se ha emitido una order de arresto al CEO del Grupo Wennerstrom.
Barbados'ta tatil yapmakta olan İsveçli bir turist kaçak yatırımcı Bay Wennerström'ün nerede olduğunu bildiğini iddia etti.
Un turista sueco vacacionando aquí en Barbados dice saber dónde se encuentra el fugitivo financiero Hans-Erik Wennerstrom.
Bay Wennerström en son Karayipler'in başkenti Bridgetown'da görülmüş.
Aquí en la capital de esta isla del caribe, Bridgetown.
Uluslararası BankacıIık Komisyonu'na göre,... Millennium dergisi raflarda yerini aldıktan bir hafta sonra, Wennerström Kayman Adaları'ndaki hesabını boşaltmaya başlamış.
Según la Comisión Bancaria Internacional Wennerstrom una semana después de que el artículo apareciera en Millennium empezó a vaciar sus cuentas en el banco de Kroenfeld en las Islas Caimán.
Wennerström son günlerini...
Wennerstrom pasó sus últimos días...
Blomkvist, Wennerstrom Şirketinin kurucusu ve başkanı Bay Wennerstorm'u, Polonya'nın sanayi gelişimini artırmak için devlet fonlarını kullandığını ve Hırvatistan'ın sağcı partisi Ustashe ile silah anlaşması yaptığını iddia etmişti.
Blomkvist afirmó que Wennerstrom fundador y presidente del Grupo Wennerstrom utilizó fondos estatales destinados al desarrollo industrial en Polonia para el comercio de armas con la derecha... - Gracias. -...
Olay, Wennerstrom'un basına ve ilgili devlet idaresine "Soru sormayın!" içerikli bir mesaj göndermesiydi.
Wennerstrom estaba enviándole un mensaje a la prensa y la FSA estaba diciendo : "No hagan preguntas."
Bay Vanger'in de Wennerstrom'dan pek hoşlandığı söylenemez.
Herr Vanger no tiene mucho aprecio por Wennerstrom tampoco.
Wennerstrom'a verdiğimiz sıkıntılardan dolayı özür diliyorsun.
Te disculpas por cualquier problema causado a Wennerstrom.
Sana Hans-Erik Wennerstrom'u vereceğim.
Así que déjeme dárselo. Hans-Erik Wennestrom.
Bay Wennerstrom'u mu kastediyorsunuz?
¿ Se refiere al señor Wennerstrom?
Şayet Bay Wennerstrom bir daha aynı şeyleri yapmaya kalkışırsa,... kendisini, yenemeyeceği bir gücün altında bulur.
Si el señor Wennerstrom quisiera intentarlo de nuevo se las verá con una compañía que puede permitirse luchar.
Wennerstrom'un burada çalıştığını hatırlamıyorum bile,... keza kovulmasını da.
Ni siquiera recuerdo a Wennerstrom trabajando aquí, mucho menos... -... que haya sido despedido.
Sanırım bu belgeyle Wennerstrom'u kamuoyunda yıkmanı düşünüyordu.
Estoy seguro de que pensó que podías destruir a Wennerstrom con esto en la corte de opinión publica.
Wennerstrom'un leşini bana bir tabakta sunacağına söz vermişti.
Me prometió los huesos de Wennerstrom en una bandeja.
İsimsiz bir kaynak vasıtasıyla bir şeyler bulduğumu düşünmüştüm. Eminim o kaynakta onun adamlarından birisidir.
Me pasaron algo, de una fuente anónima quien ahora estoy seguro de que era uno de los lacayos de Wennerstrom.
Sahtekârlıkla Mücadele Birimi iddialara titiz bir şekilde yaklaşıyor.
La oficina de Fraudes no está tan segura de eso como el señor Wennerstrom.
Şayet Bay Blomkvist suçlamalarının tek bir tanesini bile kanıtlayabilirse,... Bay Wennerstrom için sadece güvenlik soruşturması açıImakla kalmayacak, aynı zamanda bu olay organize suça girecek.
Si solo una parte de lo que dice el señor Blomkvist se prueba no solo va a haber una investigación de seguridad sino también una indagación por crimen organizado.
Wennerstrom'ü içine alan uluslararası suç şebekesi soruşturması şu anda bir spekülasyona dönüşmüş durumda. Soru ise ;
La investigación de Wennerstrom, atada a organizaciones criminales mundiales ahora sera especulación.