Wim traducir español
89 traducción paralela
- Wim, Harika bir resmine sahipim.
- Wim, tengo una foto tuya muy bonita.
Wim Wenders, neden film çekiyorsunuz?
Wim Wenders, ¿ por qué filmas?
Haydi Wim.
Ven, Wim.
Mesela, benim doğup büyüdüğüm şehir olan Rotterdam'da logoyu Wim Crouwel tasarlamış, pulları Crouwel tasarlamış, telefon rehberini Crouwel tasarlamış, okulda kullandığımız atlası bile Crouwel tasarlamış.
Por ejemplo, la ciudad en la que nací y crecí, en Rotterdam, el logotipo lo había diseñado Wim Crouwel, los sellos los había diseñado Crouwel, la guía de teléfono la había diseñado Crouwel, el atlas que usábamos en la escuela lo había diseñado Crouwel.
Padre Padrone, Paris, Texas ve diğerleri Wim Wend... mesela.
Padre Padrone, Paris-Texas.
Ozu'nun yaptığı gibi geleneksel Japon sinemasına dönmeliydik...
Por tanto, buscaba recuperar el cine japonés más tradicional. Como el que hacía Yasujiro Ozu, idealizado por directores como Wim Wenders.
Wim-Kian'ın amcası diyorsun.
Hace un rato hablaste del tío de Wim-Kian.
Wim-Kian'ı Köpek büyüttü.
El Perro fue criado desde la niñez por Wim-Kian.
Ayrıca böyle bir şey yaptığı için Wim Kian'a ne söyleyeceğin düşünmesi gereken sensin.
Al hacer lo que hiciste... eres tú el que tiene que pensar qué le dirá.
Wim-Kian'la, daha yeni çıktı içeriden.
Wim-kian, recién se fue.
Wim-Kian'ın ailesinin başına bazı şeyler geldi.
Han sucedió una serie de cosas en el hogar de Wim-Kian.
Biliyorsun, Wim-Kian kudurmuş bir köpek gibidir.
Wim-Kian es como un perro loco.
Ben, Wim-Kian, bir gün sana borcumu ödemek için elimden geleni yapacağım.
Un día, yo Wim-Kian, daré lo mejor de mí, para pagarte.
- Şerefe. Wim-Kian.
Wim-Kian.
! Wim-Kian işte, o olmalı!
Fue Wim-Kian, debe haber sido él.
Onu kendi gözlerimle Wim-Kian'la ve Gri Kurt'la gördüm!
Lo vi junto a Wim-Kian y Lobo Gris con mis propios ojos.
Gri Kurt ve Wim-Kian'la Monga'yı kurtarmak için görüştüm!
Me reuní con Lobo Gris y Wim-kian, para salvar a Monga.
Wim de Kuiper patron olduğunu düşünüyor.
Wim de Kuiper piensa que él es el jefe.
Selam, Wim.
Hola, Wim.
Hedeman'la da Wim de Kuiper'le de.
No con Hedeman y no con Wim de Kuiper.
- Hey, Wim.
Hey, Wim.
- Sağol, Wim amca.
- Gracias, tío Wim.
Bunu Wim de Kuiper'e sat.
La vende a Wim de Kuiper.
Gerrit van der Heijden, Wim de Kuiper.
Gerrit van der Heijden, Wim de Kuiper.
- Wim'e ettin.
- a Wim.
Wim bizden biri.
Wim está con nosotros.
Eğer vekiller bunu ele geçirirse, Bütün Oss gider. Wim de buna dahil.
Si los mps obtienen esto, todos Oss cae. incluso Wim.
Wim de Kuiper hakkında bize neler anlatabilirsin?
¿ Qué nos puede decir de Wim de Kuiper?
Wim'i bulmamız lazım.
Tenemos que encontrar a Wim.
Bu bir hatıra. Wim de Kuiper verdi.
esto es un recuerdo que Wim de Kuiper me dio.
Wim...
Wim...
Ve bu da Wim Hof. "Buz adam" olarak da biliniyor.
.. Y esto es Wim Hof, también conocido como "El Hombre de Hielo".
Soğuğa nasıl dayandığını keşfetmemiz için Wim, öğleden sonrasını bir soğuk hava deposunda geçirmeyi kabul ediyor.
Para explorar Wim cómo aguanta el frío, él está de acuerdo en pasar la tarde en un frigorífico industrial.
Bir termal kamera deri sıcaklığını ölçüyor. Bakalım Wim, kendini sıcak tutmakta daha mı başarılı.
Una cámara térmica medidas la temperatura de la piel para ver si es mejor Wim a conservar el calor.
Ama Wim gayet iyi.
Wim pero está muy bien.
İşin şaşırtıcı tarafı, termal kamerada Wim ve Henny'nin vücut sıcaklıkları arasında hiç fark görülmüyor.
Por extraño que parezca, la cámara térmica muestra no hay diferencia en la piel temperatura entre Wim y Henny.
Wim'i sıcak tutan her neyse, içindeki bir şey olmalı.
Debe ser algo que va en el interior que está manteniendo Wim más cálido.
Wim ise hâlâ halinden memnun.
Wim, sin embargo, sigue siendo feliz.
Ama soğuk hava deposunda çıplak oturmak Wim'in birazdan kalkışacağı şey yanında çocuk oyuncağı.
Pero sentado desnudo en una nevera es un juego de niños en comparación con lo que hace Wim siguiente.
Wim, bu gölge yüzecek.
Está a punto de tomar un baño en el lago.
Wim'in niyeti 15 dakika suda kalmak.
Wim tiene la intención de permanecer en durante 15 minutos.
Ama Wim, herkeste bunu yapabilme potansiyelinin olduğuna inanıyor.
Sin embargo, Wim cree que todo el mundo tiene el potencial de hacer lo que hace.
Ama Wim üzerinde hiçbir etkisi yok.
Pero no tiene ningún efecto sobre Wim.
Aynı ortama defalarda maruz kalışı Wim'in soğuğa ve acıya dayanma eşiğini yükseltmiş.
La exposición repetida ha cambiado umbral Wim para soportar frío y dolor.
Ama Wim onlardan değil.
Pero no Wim.
Buz gibi suda 15 dakika yüzen Wim nihayet sudan çıkıyor.
Después de 15 minutos nadando en el agua helada, que emerge.
Büyülenmiş...
Wim-wam.
O kız yine geldi.
Wim, es esa chica otra vez.
Wim?
Wim?
Neden Wim-Kian'a açıklama yapmak zorunda olayım ki?
¿ Qué le diré Wim-Kian?
Wim Kian'la konuştum bu konuyu.
Se lo dije a Wim-Kian.