Wolseley traducir español
22 traducción paralela
Wolseley nerede cennet aşkına?
Santo Cielo, ¿ dónde está Wolseley?
Wolseley, boğazımda bir baskı var.
Wolseley, la prensa se me echa encima.
Gordon mu yoksa ben mi? Wolseley'le küçük bir birlik yollayabiliriz. Debba'dan öteye geçmeyeceğine söz verdi.
Wolseley puede enviar un destacamento reducido que no pasará de Debba.
Wolseley'i içeri gönderin.
Envíe a Lord Wolseley.
Nil'in yukarsına gidiyorsunuz, Wolseley.
Le toca ir Nilo arriba, Wolseley.
Wolseley, İngiltere'den 7.000 adamla yola çıkmış. Geliyorlar!
Ha zarpado de Inglaterra con Wolseley y con 7.000 hombres.
Wolseley'i sıkıştırmayın.
No sea demasiado severo con Wolseley.
Şimdi bende biliyorum. Eminim Wolseley de biliyordur. Onlar hep arkadaştırlar.
- Yo lo sé, usted lo sabe, y estoy seguro de que Wolseley lo sabe.
Bu yıl Wolseley'den.
Este año, es Wolseley.
Şayet Wolseley'in emri Hartum'u değil sırf beni kurtarmaksa, kalmaktan başka şıkkım yok.
Si las órdenes son salvarme sólo a mí y no a Jartum, no tengo elección.
Eğer Wolseley geç kalıp, Mehdi saldırırsa...
Si Wolseley llega demasiado tarde y el Mahdi ataca...
Bu sorunla ilgili sadece bir kişi var. Wolseley.
Sólo importa una petición, la de Wolseley.
ve Wolseley'den, Gladstone'a.
Y, a través de Wolseley, Gladstone.
Düşünceli Generalimiz Wolseley, bize bu şemsiyeleri layık görmüş ha Vicar?
Que considerado el General Wolseley... al darnos esos paraguas, ¿ eh, Vicar?
1957'de Winnipeg, Wolseley karaağacı skandalıyla çalkalandı. Wolseley Caddesi'nin ortasında, kaldırım ve otların arasında çıkan bu karaağacı İster İnan İster İnanma yapımı dünyanın en küçük parkı ilan etmişti.
En 1957 Winnipeg se vio envuelta en el escándalo del Olmo Wolseley, que crecía en medio de la Avenida Wolseley, rodeado por un bordillo y un poco de hierba y que fue declarado el parque más pequeño del mundo.
Citizen Kızı, Wolseley Caddesi'nin ortasına yeni bir karaağaç diker.
La Chica del Citizen plantaría un nuevo árbol en medio de la Avenida Wolseley.
Dinle, bu gece için Wolseley Restorandan yer ayırtmıştım ancak neden bana gelmiyorsun ben de sana lezzetli ev yemekleri yaparım?
Sí, escucha, reservé el restaurante Wolseley de esta noche, pero estaba pensando, oye, ¿ por qué no vienes a mi casa y te haré una riquísima comida casera?
Bu yüzden o da, her hafta Hammond ve benim yarış pistinde kullandığımız büyük, ateş püsküren süper arabalardan ziyade, Austin A35 ya da Wolseley Hornet gibi küçük ve basit arabalar ile daha fazla eğlenebileceğinizi söylüyor.
Sigue pensando que se puede tener más diversión en un coche pequeño, simple, como un Austin A35, o un Wolseley Hornet antes que con grandes superdeportivos que Hammond y yo solemos probar en el circuito cada semana.
Eddy, Wolseley'de durabilir miyiz?
Eddy, ¿ podemos pasar por el Wolseley?
Wolseley gibi görünüyorsun.
Se viera como un Wolseley
Yani, bu bir Wolseley gibi görünse de,
Entonces, este puede que se vea como un Wolseley...
Wolseley biliyor.
Wolseley lo sabe.