Yalvardım traducir español
1,023 traducción paralela
Yalvardım, tehdit ettim. Ona ulaşamadım.
le he suplicado, le he amenazado y no he conseguido convencerle.
Doktor çağırması için ona yalvardım, ama o divana yığılıp sızdı.
Le supliqué que fuese a buscar al médico, pero cayó redondo en el sofá.
İstemiyorum diye yalvardım ama bu konuda yapabileceğim hiç bir şey yok. Arkadaşları başta zorlanacak olmama rağmen, bunun benim için iyi olacağını söylüyorlar.
En mi casa todos dicen que es lo mejor para mí, que la tristeza se irá... en poco tiempo y que me sentiré muy feliz.
Joey'e yaşadığın yeri söylememesi için yalvardım.
Le supliqué que no le dijese a Joey donde vivías.
Benimle konuşması için yalvardım.
Le he suplicado que me hablara algo.
Senin için Memnon, senin için yalvardım.
Es por ti, Memnón, por quien ruego.
Bu gezegene inmemeniz için yalvardım.
Le rogué que no aterrizara en este planeta.
Yalvardım ve çırpındım.
Le rogué y forcejeé.
Ama ben, yere diz çöktüm göğe baktım ve yalvardım :
Pero yo, bajé hacia el valle... mire hacia arriba, y dije :
Birkaç hafta izin alıp tek başına Honolulu'ya gitmesi için yalvardım, gitmeyecek.
Le rogué que se tome unas vacaciones... y se vaya solo a Honolulú, pero no quiere.
Dün, bizim çocukların sıska bacaklarına ve uzayan midelerine bakınca, kasabanın bize merhamet edeceğini düşündüm. Yani bu yüzden yalvardım, onları aldı.
Ayer, miramos a nuestros hijos con las piernas flacas y los estómagos hinchados, y pensamos que el pueblo se compadecería cuando les viese.
Beni bırakması, özgürlüğümü vermesi için ona yalvardım. Reddetti.
Le pedí que me dejara... que me dejara libre,... pero se negó.
Böyle sorular sormaman için dün gece yalvardım.
Te rogué anoche que no hicieras ese tipo de preguntas.
Bu uçak için yalvardım.
He suplicado por este avión.
Beni geyşa evine geri göndermesi için yalvardım.
Le supliqué que me dejara regresar a la casa de las geishas.
Kapıyı çalıp beni içeri alması için yalvardım.
Aporreé la puerta y le pedí que me dejara entrar.
Yapmaması için yalvardım.
Le pedí que me dejara en paz.
Yalvardım ama dinletemedim.
Le supliqué, pero no me hizo caso.
Coaley'nin seni öldürmesine izin vermesi için ona yalvardım ama izin vermedi.
Recé para que permitiera que Coaley te matara, pero no le dejó.
Kapı kapı dolaştım. Yalvardım! Yalvardım!
Fui de oficial en oficial. ¡ Lo supliqué!
Onlara yalvardım.
Les rogué.
Sana, beni o adamla tanıştırman için yalvardım.
Te supliqué que me presentases a ese señor.
Bu gece hiçbir şey yapmadım ama ondan beni affetmesi için bütün gece yalvardım.
Esta noche no he hecho otra cosa que pedirle perdón continuamente. ¡ Vamos!
İzin ver, dedim. Olmaz dedi. Dün akşama kadar istasyonda yalvardım kumandana.
Ayer estuve todo el día pidiendo al jefe de la estación que me deje verlo.
Arkham'daki doktora gitmesi için ona yalvardım.
Le rogué que fuera al médico en Arkham.
Marşlarla savaşa gittikleri yıl. Evlenmemiz için yalvardım.
Cuando los muchachos empezaron a cantar, Le rogué a Tommy que me desposara.
Kadınlık gururuna tersti, ama yalvardım.
No era apropiado para una dama, pero le rogué,
Gelmen için yalvardım.
Te supliqué que vinieras.
Sana restoranlarda, laboratuvarda, diz çöküp o kadar yalvardım ki.
Te lo he pedido en restaurantes, en el laboratorio, de rodillas.
Ona yalvardım.
Le supliqué.
Vücuduma kaktüs dikenleri batırdılar. Ama ben yalnızca güldüm ve devam etsinler diye yalvardım!
Tomaron espinas de cactus y me las clavaron, pero me reí y les supliqué que siguieran.
Sana onu yalnız bırakman için yalvardım!
¡ Te pedí que dejaras a ese n ¡ ño!
- O yüzüğü unutman için sana yalvardım!
- Te supl ¡ qué que olv ¡ daras el an ¡ IIo.
Demek öyle? Üniversiteler arası güreş turnuvasını izlemek için yalvardım mı sana?
- ¿ Ah si, te rogué para ir a ver ese torneo de lucha intercolegial?
Batuşka'ya bu savaşı başlatmaması için yalvardım.
Rogué a Batushka que no empezara esta guerra.
Bir anne geldi ve bize kendisine yardım etmemiz için yalvardı.
Lo he leído hoy en el periódico. Ha venido una madre a la redacción suplicándonos que hiciésemos algo para ayudarla.
Bana yalvardı. Bunu görmeliydin, o... fakat onu yanımda gelmeye zorladım çünkü kardeşimdi.
No quería que yo lo hiciera, pero le obligué a venir conmigo porque soy el mayor.
Ona... Beni affetmesi için yalvardığımı söyle, her şey için.
Dile que le suplico que me perdone, que me perdone por todo.
Ama erkeklerin hepsi arka arkaya beni arayıp burada kalmam ve kadınlarla çocuklara göz kulak olmam için yalvardıklarında vazifemi anladım.
Pero cuando los hombres me fueron llamando uno tras otro... rogando que me quedara y echara un vistazo a sus mujeres y a los niños, cumplo con mi deber.
Rica ettim yalvardım ama faydasız.
¡ Quiero dormir por la mañana!
Yardım etmem için bana yalvardı, ve ben hayır dedim.
Me suplicó que le ayudara, y dije que no.
Yalvardı, rica etti fakat kadın bir santim bile adım atmadı.
Le imploró, pero no cede ni un ápice.
Bırakmam için yalvardı ama bırakmadım. Konu para değildi.
Me suplicó que no jugara, pero era imposible.
Ben tüm bunları size daha önce anlatacaktım ama Efendi Blifil ona bir şans daha vermemiz için bana yalvardı.
Habría revelado todo hace mucho si el Sr. Blifil no me hubiera rogado que le diera otra oportunidad.
Sana çalışman için yalvardığımda sana bir şeyler öğretmek için sesim kısıldığında, çalıştın mı?
¿ Has estudiado todas las veces que yo te lo pedía, te conjuraba, me desgañitaba para meterte algo en la calabaza?
Neler yaşadığımı bilsen, sana neden yalvardığımı anlardın,
Si supieras lo que he vivido, sabrías por te pregunto,
Beni aradılar, yardım için yalvardılar, 400'ü birden.
Me llamaron. Me suplicaron ayuda, los 400 tripulantes.
Gelip ona katılayım diye bana yalvardı.
Me rogó que viniera a hacerle compañía.
Kızım kalman için sana yalvardı.
Mi hija le ha suplicado que se quede.
Bana bir denizci verin diye onlara yalvardım...
Yo imploré que me dieran una tripulación de marinos.
Bir zamanlar öpücüklerin için yalvardığım gibi... Hemen, ölmek için yalvaracaksın.
Y tal como yo una vez imploré tus besos... ahora tú implorarás una muerte rápida.