Yandı traducir español
4,469 traducción paralela
Burası bizim yüzümüzden yandı.
Este sitio se quemó por culpa de nosotros.
Sonrasında da ihbar etmek için doğru zamanda ararsak, burası yandığında içeride kalan tek kişi bir aydır ölü olacak.
Entonces, si sincronizamos la llamada de aviso, la única persona que queda en este lugar, cuando esté quemado, estará muerto por un mes.
Sanırım beni bırakıp gitmenden biraz canım yandı.
No lo sé. Creo que estaba herida por haberme abandonado.
İnsan eti yandığında kömürünki gibi kokar.
La carne humana tiene olor a carbón cuando la quemas.
Polisler, kendi kendine yandığını düşünüyorlar.
Creen que se quemó espontáneamente.
Yandı ve öldü.
Ella está muerta y enterrada.
Diri diri yandığını söylüyorlar.
Dicen que se quemó viva.
Şimdi kanıtı buldular ama onlar ele geçirmeden önce yandı.
Ahora tienen la evidencia pero fue quemada.
Yandım!
¡ Ah, caliente!
Ben isteyince ışıklar yeşil yandı.
Los semáforos se pusieron en verde cuando lo pedí.
Canım yandı!
¡ Eso duele!
Hay canına yandığım...
Santa madre de...
Canının yandığını düşünüyorsan, ötmeye başlasan iyi edersin.
Crees que ahora te duele, mejor que empieces a hablar.
O zaman bacakların nasıl yandı?
Entonces, ¿ cómo te has quemado las piernas?
Giydiğin ayakkabıları restorandaki lastik artığınla karşılaştıracağım. Eğer eşleşirse yandın.
Ahora van a cotejar el calzado que llevabas puesto con la goma que había pegada el suelo de esa cafetería y todo se va a ir a pique.
Yangının ısısına maruz kalan kemiklerin durumu, bize cesedin en fazla 90 dakika yandığını gösteriyor.
El estado de los huesos quemados combinado con la temperatura del fuego nos indica que el cadáver ardió un máximo de noventa minutos.
Bayrağı diktim dikmesine ama sikim yanım yanım yandı sonra.
Yo planté mi bandera, y tengo pinchazos de antibiótico que lo demuestran.
Mükemmel yandılar.
Ardían bien.
Kardeşinin katilini bulmanda Oliver'ın sana yardım etmediğini biliyorum canın yandı. Buraya geldiğimi bile bilmiyor.
Ni siquiera sabe que estoy aquí.
Canım yandı.
Dolió.
Elim çok pis yandı.
Duele mucho.
Üç hata hakkı kuralını uyguluyorsa yandım ben.
Si tiene una política de tres golpes, estoy fuera.
Canına yandığım.
Bueno, estaré condenado.
Mum yandığı sürece hiçbir şey sana zarar veremez.
Mientras la vela esté encendida... nada podrá hacerte daño.
Mum yandığı sürece,... hiçbir şey sana zarar veremez.
Mientras la vela esté encendida... nada podrá hacerte daño.
- Şimdi yandık. - Peter!
Oh, mierda. ¡ Peter!
Duke'ün evi yandığı sürece alevler sıçramaya devam edecek.
Mientras que la casa de Duke se esté incendiando, el fuego seguirá saltando.
Öyle mi? Siz hapisten çıkış kartı dağıtırken dün gece bir tekne daha yandı. Bu sefer elimizde bir ceset var.
Mientras juegan a la carta de librarse de la... cárcel anoche se quemó otro barco, y hubo un muerto.
Toprak dayanıklı ve çabuk yandı.
El suelo ardió con furza y rápido.
Bu adamlar yandığı zaman... umarım sen de bize katılacaksın.
Cuando estos hombres ardan... tú, espero, te unirás a nosotros.
Canın yandığı için üzgünüm.
Siento que estés herida. ¿ Vale?
Sütten ağzım yandı Frankie.
Sí. Ya he sido engañado antes, Frankie.
Bill öldüğünde neden tüm bina da onunla birlikte yandı?
Cuando ardió Bill, ¿ incendió a todo el edificio con él?
Balık takımı evde yandı. Hiçbir şişeyi bitirmeden bırakmazdı. Ve bu şapkayı hiç çıkarmazdı.
Su equipo de pesca se quemó en la casa... no dejaba botellas sin terminar y jamás se sacaba ese sombrero.
Canının yandığını biliyorum ama beni bir kenara itme.
Sé que te han hecho daño, pero no me alejes.
"Eğer canın yandıysa silkelen ve bu oyunu kazan."
Si estás dolorido olvídalo, y vuelve a la colchoneta ".
Yandım anam!
¡ Ay! ¡ Caliente!
Senin hayaların yandı. Bunu biliyorsun!
El centro terminó con usted.
Hepsi halka açık yerlerde yandı ve saniyeler içinde öldü.
Todos quemados en lugares públicos y muertos en segundos.
Yakıtı yandı.
- Fuego en el combustible.
29. Yağların yandığını hissediyorum.
Veintinueve.
Hiç canın yandı mı?
¿ Tienes alguna herida?
Işıkların yandığı evi bulmak için oraya gittiğimizde biz başlattık bunu.
Los números... Nosotros lo iniciamos cuando fuimos a ver la casa iluminada.
En iyisi de Ninja gibi yıldız bıçak taşıyandı.
Mi favorito. llevaba estrellas como las de un ninja.
Daha önce canın yandı, daha fazla risk almak istemiyorsun.
Pero has salido herida antes, y no vas a arriesgarte más.
Burası ikimiz yüzünden yandı.
Este lugar se quemó por nuestra culpa.
- Yandık.
Por lo tanto, estamos quemados. No queda nada por hacer.
- Canına yandığım. - Fusco, sorun ne?
- Por Dios santo.
Gerçi iyice bir yandım güneşte.
Aunque conseguí unas buenas quemaduras.
- Yandın.
Estás jodido.
Canın mı yandı yoksa sakatlandın mı?
Tienes que averiguar si estás dolida o herida.