Yanıyor traducir español
10,763 traducción paralela
Yanıyor.
Está quemando.
Çekimiz yanıyor.
Nuestro cheque se quema.
- Kalbimde yanıyor, kötüleşiyor
- En mi corazón - La poción.
Hala canın yanıyor değil mi kahraman?
Todavía pica, ¿ verdad, héroe?
Karın kaslarım yanıyor.
Me duele el estómago.
Yeşil ışık yanıyor.
La luz verde se enciende.
Görünüşe göre tüm kent merkezi yanıyor.
Todo el centro está ardiendo.
İçeriden yanıyor.
Se está quemando por dentro.
- Deli gibi yanıyor!
¡ Un ardor increíble!
Canım yanıyor.
- Me duele.
Yüzün yanıyor.
Oh, tu cara está caliente.
Gözün hâlâ yanıyor mu?
Bueno, es el ojo todavía smartin'?
Diri diri yanıyor gibiyim.
Es como si me estuviera quemando vivo.
Otele baksanıza. Sağ tarafında tüm ışıklar yanıyor ama sol tarafı en tepeye kadar tamamen karanlık.
Miren el hotel el lado derecho está iluminado pero el izquierdo está oscuro hasta la cima.
- Ayakkabılar orospu gibi yanıyor.
Los zapatos arden que te cagas.
- Yanıyor.
- Está hirviendo.
- Bir şeyler yanıyor...
- Algo se está quemando..
Ne yapıyorsun? Kırmızı yanıyor!
Pero me gustan las tradiciones, así que lo diré.
- Canım yanıyor!
¡ Algo me duele!
Ben! Alev alev yanıyor.
¡ Ben!
- Aman Tanrım, yanıyor!
Dios mío. Está ardiendo.
Bir şey mi yanıyor?
Es alli- -. Hay algo de ardor?
Yanılıyorsun. Burada olan herkes yaşadıklarını anlıyor.
Aquí todos entienden por lo que has pasado.
Long Island'da eski hanımımın yanında kalıyor.
Está en Long Island con mi antigua señora.
Farklılıklarınız ne olursa olsun isyancılar ikinizin yanında sönük kalıyor.
E independientemente de sus diferencias, palidecen al lado de las que ambos tienen contra los rebeldes.
Tabii ki de yanılıyor.
Claro que se equivoca.
Burnum beni yanıltıyor mu yoksa muskat karışımı mı hazırladın?
¿ Me engaña mi nariz, o has echado mano de mejunje de nuez moscada?
Mutfakta çok deneyip yanılıyor.
Toma muchos riesgos en la cocina.
Yine de bu karakter, yanıbaşımda oturan kişi ile kesinlikle hiçbir benzerlik taşımıyor. Yakında bu kişinin fedakar bir baba, adanmış bir koca,... çalışkan bir öğretmen ve yazar ve cinayet işleyemeyecek biri olduğunu öğreneceksiniz.
Aún este personaje, no tiene semejanza con la persona sentada a mi lado, alguien que que llegarán a conocer como padre devoto, esposo comprometido, trabajador maestro y escritor, y alguien que es incapaz de asesinar.
Otuz yıl boyunca eşimin yanında oldum, çünkü o sizler gibi insanların çıkarları için uğraşıyor.
He estado al lado de mi esposo durante tres décadas porque sé que defiende a personas como ustedes.
Yanıyor!
¡ Quema!
Bu adam bir pop yıldızı, yanılıyor muyum?
El hombre es una estrella pop, ¿ es correcto?
Sen benim duygusal yanımı görüp yine yalvarıyor musun şimdi bana?
¿ Es otra petición a mi sensiblero corazón de la zona este?
Sabine'in yanıltmacası işe yarıyor.
La distracción de Sabine está funcionando.
- Yanında kimseyi hatırlıyor musun?
- ¿ Había alguien más cerca?
Yani, yanılıyor olabilirim...
Es decir, podría estar equivocada...
Suçlu oğlu için hissettiği aptal hayvani sevginin yanında yer alıyor.
Perdura con su tonto amor animal por su hijo criminal.
- Yanılıyor.
- Está equivocado.
Onun hakkında da yanılıyor olabilir.
Tal vez se equivoque con ella, también.
Kör çocukları taşıyan bir okul servisi Stoneheart Fabrikası'nda ne arıyor ki?
¿ Qué hace un autobús de niños ciegos en la fábrica de Stoneheart?
- Rakamlarda yanılmıyor.
- No está equivocado con las cifras.
Ofisin her bir yanında dolaşan bir sürü ofis malzemesi var özellikle de dolma kalemler, insanlar dört bir yanda bırakıyor.
Hay mucho material de oficina, particularmente plumas por toda la oficina, y la gente las deja por todas partes.
İşte böyle yanına kar kalıyor. İnsanlara elektro şok veriyor.
Así es como se sale con la suya, dando electrochoques a las personas.
Bir papaz uçakta, yanında bir paket taşıyor olacak.
Hay un pastor en el avión, y está trayendo algún tipo de paquete.
Çünkü ben sadece bir öğretmen değilim. Bunu söylerken yanılıyor olabilirim ama 14. bölük savaşmaktan uzak askeri edep içinde mücadele ediyor.
Por supuesto, solo soy un profesor, así que puedo estar equivocado cuando digo que pienso que la 14ta parece un poco más interesada en el decoro militar que en pelear.
- Hayır, yanımdan tekrar ayrılmıyor.
No, no se irá de mi lado de nuevo.
Senin bıçaklanan kadının yanında... durduğunu gördüğümüzden beri neden endişelendiğimizi anlıyor musun?
Entiende por qué nos preocupa que estuviera justo al lado de una mujer que acababa de ser apuñalada.
Kimseyi, onun yanına yaklaştırmıyor.
No dejaba que nadie se acercara a ella.
Yanılıyor muyum?
¿ verdad?
- Bebeğin canı yandığında benimde yanıyor ama Rachael'ın bundan dolayı başının belaya girmesini istemiyorum. Tatlım.
Pero no quiero que Rachel tenga problemas por mi culpa.
Yanılıyor olmayı her şeyden çok istedim.
Quería estar equivocada... más que cualquier otra cosa.