Yapmıyorum traducir español
7,516 traducción paralela
- Hayır, artık onu yapmıyorum.
- No, ya no hago eso.
- Yapmıyorum, sus amına koyayım.
- No, al diablo con eso.
- Hadi ama be! - şaka yapmıyorum.
No estoy bromeando.
Ben bu boktan şeyi yapmıyorum!
¡ No haré eso, joder!
- Öyle bir şey yapmıyorum.
No hago tal cosa.
Ama şaka yapmıyorum İngilizleri gururlandırmışlardı.
Hacían que te sintieras orgulloso de ser británico.
Bunu kendimi kurtarmak için yapmıyorum.
No hago esto para soltarme.
Bak, eserleri ben yapmıyorum, tamam mı?
Mira, yo no hago arte, ¿ sí?
Ben yapmıyorum.
No lo hago.
Sesleri sen yapmıyorsan ben de yapmıyorum.
Oh, no estoy haciendo las voces si tú no estás haciendo loas voces.
Hayır yapmıyorum ama...
No, yo no soy sino.
Ben bir şey yapmıyorum.
No hago nada.
Bir şey yapmıyorum ve sen de kendi işine bak.
¿ Te importa tu maldito negocio.
- Ben porno yapmıyorum.
- ¡ No soy actriz porno!
Arabada giderlerken, ağzı koreografının aletiyle dolu iken bana mesaj atıp benden ayrılmıştı. Şaka yapmıyorum.
Entiendes que rompió conmigo en un texto mientras estaba teniendo relaciones con su coreógrafo mientras estaba de gira.
"Düşünmek" kelimesi yanlış kalıyor çünkü özel olarak bir şey yapmıyorum.
La palabra "pensar" está equivocada, porque no hago nada en forma activa.
Ama buraya algıladıklarım için geldiysen ne yazık ki ben artık öyle şeyler yapmıyorum.
Pero si te interesa una sesión... por desgracia ya no hago esos trabajos.
Sana kur yapmıyorum.
No estoy coqueteando contigo.
- Kimse için yapmıyorum.
No lo hago con nadie.
Ben yapmıyorum.
No soy yo.
Resim yapmıyorum. Yani, ne amacı var ki?
- La gente siempre dice algo sobre él.
Hiçbir şey yapmıyorum.
- ¿ Yo? No estoy haciendo nada.
Hiçbir şey yapmıyorum.
No estoy haciendo nada.
Şeflik yapmıyorum artık.
- Ya yo no dirijo.
- İlgisiz olduğumu söylüyorlar yani hiçbir şey yapmıyorum.
Dicen que soy apático, así que no hago nada.
Ben yapmıyorum.
Yo no lo estoy haciendo.
- Ben yapmıyorum.
- No soy yo...
Ben öyle yapmıyorum, tamam mı?
No me he desaparecido, ¿ está bien?
- Şaka yapmıyorum.
- No es broma.
Ama ben yorum yapmıyorum.
Yo no te critico eso.
Tek ben kaldığımdan bu yana koca bir tencere yapmıyorum.
Ya que es sólo yo, Normalmente no me quiero para hacer una olla entera.
Baskı yapmıyorum tabii.
Quiero decir, no hay presión.
Şaka yapmıyorum burada.
No estoy jodiendo.
Çoğu insan gibi mecaz yapmıyorum.
No en la forma equivocada en que la gente lo dice.
Hile filan yapmıyorum.
No es hacer trampa.
Neredeyse bir yıldır spor yapmıyorum!
No he ido al gimnasio como en un año.
- Hayrına yapmıyorum bu işi.
No dirijo una caridad.
Kötümserlik yapmıyorum...
No estoy diciendo que no...
Bunu yapmıyorum.
No voy a hacer esto.
- Hayır, yapmıyorum ve yapmadım.
Mira, no lo hago ni lo hice.
- Sana ebeveynlik falan yapmıyorum ama bir yetişkin gibi davranman lazım.
Mira, no te estoy tratando como una niña... pero necesito que empieces a actuar como una adulta.
Yanlış anlama ama. Sadece başkalarını düşündüğümden yapmıyorum bu işi.
Pero no me entiendas mal, mis intenciones no son altruistas.
Sanırım şu anda hiçbir şey yapmıyorum.
Sí. Así que ahora supongo que no hago... nada.
- Şaka yapmıyorum.
- No bromeo. - ¿ Qué?
Aslında yapmıyorum.
No es broma.
Ayrıca, bakıyorum da biri zaten burada parti yapmış.
Además parece que alguien tuvo su propia fiesta anoche.
Hayır, yapma, Lütfen... Bana özel bir şeyin parçası olma seni özel yapar hakkında nutuk vermeyin. Ben kendime gerektiği kadar inanıyorum, çünkü bunu daha önce yapmıştık.
No me dé un discurso sobre que ser parte de algo especial te hace especial, y que sólo tengo que creer en mí misma, porque ya ha pasado mucho tiempo.
- Şaka yapmıyorum.
- No estoy bromeando.
Artık resim yapmıyorum, ama bu tablo fena değil.
Está... Colgado.
- Yapmıyorum.
- No.
"Oh, anne neden benide güzel yapmıyorsun bir türlü anlamıyorum."
"Mamá, " no entiendo por qué no puedes hacerme hermosa a mí también ".