English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Y ] / Yaprak

Yaprak traducir español

1,217 traducción paralela
Bir kitap, bir yaprak, bir pipo, bir taş.
Un libro, un tubo de hoja, una roca.
Yandaki geri zekâlı sabahın yedisinde yaprak temizleme makinesini çalıştırıyor.
El idiota de al lado ha usado Su cortadora de cesped a las 7 : 00 am, una vez más.
Bu sene çok yaprak var.
Hay un montón de hojas este año.
Üzerinde cila var, seni küçük yaprak biti.
Son barnizada, insecto.
"yaprâk" değil anne yaprak.
No se dice "follaje", mamá. Es follaje. Follaje.
Benim dediğim de oydu "yaprak"
¿ Y qué dije? "Foilaje".
Yaprak demek için nükleer bilimci olmak gerekmiyor
No hay que ser científico "nucular" para pronunciar "follaje".
Onun bir yaprak olmadığını hemen anlayamadım.
- Entonces vi que no era una hoja.
Sonra beraber yaprak dolması sararız.
Tengo necesidad de treparme.
"Yaprak dökümüne buyur" a ne dersin?
Te digo : "Resbalosa cuando está mojada".
O artık sadece geçmişteki güzel kızdan kalan bir ölü yaprak yankısıydı. Ama onu sevmiştim.
Sólo era la hoja muerta, un eco de la ninfa de tiempo atrás... pero la amé.
Biri Amazon'da yaşayan yaprak yiyen bir tür.
Ahora, una de ellas es una hormiga cortadora de hojas en el Amazonas.
Bir yaprak gibi titriyorsun.
Estás temblando como una hoja.
Rüzgarda sürüklenen kuru yaprak gibiyim yani.
Podría decirse que soy como un barco a la deriva.
Onu bir test etmeniz gerek. Bir yaprak kolayca ikiye kesilir.
Hay que probarlo : una hoja debería cortarse fácilmente en dos.
Ama yaprak işbirliğine yanaşmıyorsa çiğner gidersiniz onu.
Si la hoja no colabora, siempre puedes masticarla.
Çok fazla yaprak dökülmüş buraya.
Aquí hay un manto de hojas muy espeso.
Küçücük bir yaprak.
Una hoja.
Mevsim sonunda geri geleceğiz, son yaprak düştüğü zaman.
Volveremos al final de la estación, cuando caiga la última hoja.
Bak, son yaprak düştü.
Mira, ha caído la última hoja.
Son yaprak düşmek üzere!
Va a caer la última hoja.
İnce bir yaprak, bir ağaç, bir çiçek, herneyse... döngü, adamım.
Una hoja de césped, un árbol una flor, lo que sea - el ciclo, tío.
Ağaçtan iki yaprak düştü, ağacın dalları kurudu.
Dos hojas de otoño cayeron de los árboles. De las ramas del árbol cayeron.
Merak ediyorsun, neden masada üç yerine dört yaprak var diye.
¿ Te estás preguntando por qué hay cuatro hojas para sólo tres personas?
- Yaprak gibi titriyorsun.
- Estás temblando como una hoja.
Saçında yaprak var.
Tienes hojas en el pelo.
Yaprak sarmaya ve kanun sesine hasret olduğumuz zamanlarda başka yere gitmeye zorlanıyoruz.
Obligándote ir a otro lado cuando tienes antojo de hojas de vid rellenas y música de cítara.
Mumları söndürmek için bir altın yaprak mı?
¿ Un apagavelas de oro?
İki cevap da güzeldi, ama yaprağa puan verecektim. Yaprak.
Ambas respuestas fueron buenas, pero buscábamos algo frondoso.
Bir yaprak gibi titriyorsun.
Tambaleas como una hoja.
Artan sıcaklıklar bitkilerin yeni yaprak ve kök çıkarmasına sebep oldu ve binlerce kar kazı otlamak için buraya geldi.
El incremento en las temperaturas ha causado Que las plantas tengan nuevas hojas y raíces, Y decenas de miles de gansos de la nieve Llegan aquí a graznar.
Pek çok ağaç yaprak dökmeye hazırlanır.
Muchos de los árboles Están preparándose para tirar sus hojas.
Size getirdiğim... tek bir yeşil yaprak.
He venido para traerles una hoja verde.
Bir avuç yaprak alıp sarıyoruz, siz de içiyorsunuz.
Cogemos unas hojas, las enrollamos y Uds. las fuman.
Cevizin içinde yaprak ne arıyor?
¿ Por qué hay hojitas verdes en las nueces?
O aslında çok ender bulunan bir yaprak küfü.
Este es un tipo muy raro de molde de hoja, realmente.
Oradan oraya savrulan bir yaprak.
Una hoja en el viento para otros hombres.
Bana kuru yaprak yemediğini söyle.
Dime que no estás comiendo una hoja seca.
Bir yaprak kadar ağaç senden daha uzun.
Es más alto que tú por una hoja.
100 yaprak kağıt 4 yuan.
Cien papeles. Justo 4 yuans.
Bana tatlı bir tembul yaprak
consígame una hoja dulce del betel.
Bu neredeyse yaprak inceliğinde plastik cama benzer bir nesne, bu özel olarak bir istakayı kırmak üzere hazırlanır.
Se los mostraré. Esto es un cristal de mesa de verdad. Se prepara especialmente para que se rompa en pedazos.
"Bir yaprak gördüm ve ağladım..."
"Vi una hoja y lloré..."
Şu yaprak gibi olan şey.
Esa es la que tiene hojas.
Bu yaprak yığınlarının çoğu tuzak işlevi görüyor ana yuvayı korumak amacıyla.
Muchas de estas pilas de hojas actúan como señuelos para ayudar a proteger el nido principal.
Baskın dişi yaprak yığınına bir kuvöz muamelesi yapıyor ve hassas gagasını ısı takibi için kullanıyor.
La hembra líder usa su pila de hojas como una incubadora y utiliza su pico sensible para tomar la temperatura.
Bu zaman diliminde, orman zemini canlanıyor bu weta gibi kutup böcekleri sayesinde, yaprak çöpleri arasında avlanan.
En este momento, el suelo del bosque cobra vida con insectos polares como este weta que salió a cazar entre la cama de hojas.
Tam bir yaprak üfleyicisin!
¡ Eres una garrapata!
Takılabilen yaprak sistemini keşfetmişler!
Inventaron el sistema de la hoja suelta.
O böcek biraz yaprak yemiş.
Este escarabajo comió de ellas.
Parmaklarınız yaprak olsun.
Los dedos son hojas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]