Yatakta traducir español
6,751 traducción paralela
Eğer şu beraber zaman geçirip yazın aynı yatakta uyuyan... beraber yüzüp, büyükannemiz hakkında şakalar yapan ve aynı kişiye aşık olan... normal kuzenler gibi olsaydık çok mutlu olurdum ama öyle değiliz. İyi geçinemiyoruz.
Me gustaría que fuésemos el tipo de primas que pasan tiempo juntas y duermen en la misma cama en verano y, ya sabes, saltar al lago y tener bromas privadas sobre nuestra abuela y que nos molestara la misma persona, pero no lo somos.
Büyük yatakta mı yatmak istiyorsun?
¿ Quieres venir a mi cama, cielo?
Yatakta o kadar değiller.
Menos en la cama.
Seninle konuşmam gerek. - Geçen gece geldiğimde, seni içeri sokup, üst kadar taşıyıp, seninle yatakta üç gece geçirmek istiyordum. - Ne?
- Tengo que decirte algo.
Onunla aynı yatakta yatmama rağmen bir şey olmadı.
Dormí con él en la misma cama y no pasó nada.
Noel tatili onuruna kahvaltı yatakta yenecek.
Desayuno en la cama, por ser feriado navideño.
Dönünce de seni ve kocamı yatakta buluyorum!
Y regreso para encontrarte a ti con mi marido en mi cama.
Büyük ihtimalle ikisini aynı yatakta yakaladığı içindir.
Eso seguramente es porque la atrapó junto con su hermano en la cama.
- Yarali bir sekilde yatakta.
En la cama, herido.
Onunla yatakta olmadığını bilmiyorum.
Sí, pero no me acuerdo si me acosté con ella.
Bir yatakta kıvrılıp ağlamaktan başka bir şey istemiyorsun, ama başlarsan duramayacağından korkuyorsun.
Nada te gustaría más que acurrucarte en la cama y llorar, pero tienes miedo de que sí empiezas a llorar no pararás.
Demek istediğim yatakta harikaydık, öyle değil mi?
Es decir, ¿ siempre fuimos buenos en la cama, no?
eğer yatakta onun tadına baktığını gösterebilirsen, elim ve yüzüğüm senindir.
Uh, si puedes hacer que sea aparente que tienes su probado en la cama, mi mano y el anillo son los suyos.
Yatakta sıçramak, pencereye tırmanmak gibi.
Como saltar en la cama, salir por la ventana.
Bayan Bilmem Ne, yatakta bir tane bile tüyünü görürse sokakta yatmak zorunda kalırız.
¿ Sabes que si la señora como se llame ve uno de tus pelos en la cama ambos dormiremos en la calle? Bájate.
- Evet, buz torbasıyla yatakta.
Sí, en la cama con una bolsa de hielo.
Böyle bir yatakta uyurdum.
Solía dormir en una cama como esa.
Yatakta yatmalısın.
Deberías dormir en la cama.
Yatakta sen yatmalısın.
Deberías dormir en la cama.
Eğer yatak boş kalacaksa, ben yatakta yatarım.
Mira, si nadie va a dormir en la cama, dormiré yo en la cama.
Yatakta emekle.
Súbete a la cama.
Çünkü herif çok seksi ve seksi adamlar yatakta çok kötü olur.
Porque está muy bueno y los macizos son malos en la cama.
Çirkin herifler yatakta harika olurlar.
Los feos son buenos en la cama.
Bu mantığa göre... -... sen yatakta çok mu iyisin? - Evet!
Según eso tú eres muy bueno en la cama.
Evet, ben yatakta çok iyiyim.
Soy muy bueno en la cama.
Onun yatakta olması gerekiyor.
Debería estar en cama.
Yatakta kal.
Quédate en la cama.
Yakında biriyle yatmazsanız üçüncü sınıfa geçince yatakta geri kalacaksınız oysa bu çok önemli.
Y si no lo haces con alguien pronto serás una retardada de alcoba cuando estés en el anteúltimo año, y eso cuenta.
Şey yapsak olmaz mı? Yatakta uzansak da sen başını göğsüme falan yaslasan...
¿ Podríamos quedarnos acostados y podrías poner tu cabeza en mi pecho o algo así?
Ama yatakta uyurken bile ona karşı olduğunu hissedebiliyorum.
Pero incluso cuando estamos solos en la cama, puedo sentirlo contra él.
En sonunda biz de aynı yatakta yatacağız.
Y por último, estaremos en la misma cama.
Yatakta ceketinle ne işin var bakayım?
¿ Qué haces con la chaqueta puesta en la cama?
Yemek yiyebilecek ve bir yatakta uyuyabileceksiniz.
Irás a cenar, y dormirás en una cama.
Yatakta yatmak istemiyorum.
No quiero ser ingresado.
Ondine güzel bir su perisiymiş. Kocasını yatakta başka bir kadınla yakalamış.
Ondina era una ninfa marina preciosa, que pilló a su marido en la cama con otra mujer.
Onu yatakta hayal etsene!
¡ Imagínate eso en la cama!
Yatakta değiliz, benim ofisimdeyiz.
No estamos en la cama, sino en mi jodida oficina.
Genelde yatakta olduğumda olmak istediğim yer orası değildir.
No es donde quiero estar siendo que normalmente estoy en mi cama.
Yatakta da o kadar iyi olmadığını söyledi.
Dijo que él ni siquiera era tan bueno en la cama.
Yatakta öyle yatıyordum kafamda sağır Beethoven gibi kurup duruyordum ve bir üreme sürüsüne sahip bir aile için çok fazla üreme olayına girmediğimizi fark ettim.
Estaba acostado en la cama... componiendo en mi mente como Beethoven sordo, y se me ocurrió que para una familia que posee animales de cría no hacemos mucho de eso nosotros mismos.
Tüm gün yatakta yatamayız.
No podemos estar tumbados en la cama todo el día.
Ya da tüm gün yatakta yatarız.
O podríamos simplemente estar tumbados en la cama todo el día.
Yemek yiyebilecek ve bir yatakta uyuyabileceksiniz.
Irán a cenar, y dormirán en una cama.
Gündüz veya gece boyunca kendilerine sunulan engeller ne olursa olsun birbirimizi arayıp yatakta tekrar bulabilirdik.
Cualquier obstáculo que tuviésemos de día o de noche, podíamos reencontrarnos en la cama.
Yatakta işe yarıyormuşsun gibi konuşma hemen. Hey!
Como si fueras un as en la cama.
Yatakta kötü olacağını umuyordum, ama harikaydı.
Esperaba que fuese mala en la cama, pero lo hace excelente.
Ayrıca diyorlar ki, çıplak bir kadınla aynı yatakta hiç...
Además, dicen que dormía con dos mujeres desnudas no...
Belki şimdiye kadar birlikte olduğum tüm adamlar yatakta çok kötüydü, ama sana söylüyorum, sanki seksin nasıl olması gerektiğini yeni keşfediyorum.
Quizás todos los tíos con los que he estado hasta ahora simplemente eran muy malos en la cama, pero te lo digo yo, es como si acabara de descubrir lo que es el sexo de verdad.
Dmitri yatakta uysal, hayatta cesurdu.
Dmitri era aburrido en la cama, audaz en la vida.
Artık yatakta yatmak nasıl bir histi hatırlayabiliyor muyum onu bile bilmiyorum.
Ni siquiera sé si recuerdo como se siente una cama.
YATAKTA NASIL KİTAP OKUNUR galiba aşağıda birisi var.
Homero, creo que hay alguien abajo.