Yazacağım traducir español
2,389 traducción paralela
Sana bir reçete yazacağım.
Le voy hacer una prescripción.
Bu konu hakkında onlara mektup yazacağım.
Voy a escribirles una carta acerca de eso.
- "On" yazacağım.
- Escribiré 10.
Hal böyleyken işte ne yazacağım diye düşünüp duruyordum bilirsin işte bir an yukarı baktığımda bilmediğim bir yerdeydim ve sahil çok uzakta kalmıştı.
Supongo que estaba tan ocupado con, en lo que estaba pensando, en lo que iba a escribir, ya sabes, que, cuando levanté la vista, estaba en el medio de la nada, y la playa estaba muy, muy lejos.
Boş ver, kendi kaderimi kendim yazacağım.
No importa, haré mi propio destino.
O zaman size tekrar garanti vereyim. Hem Kral'a, hem de konseyine, sizin lehinizde mektuplar yazacağım ve buradan ayrılmadan önce size göstereceğim.
Permítame asegurarle que escribiré cartas al Rey y sus consejeros en favor de todos ustedes y se las mostraré antes de partir.
Ama size çek yazacağım çünkü bir erkeğin kendi başına yapması gereken şeyler vardır.
Pero insisto en darles un cheque porque hay ciertas cosas que un hombre debe hacer por su cuenta.
- Bunları yazacağım.
Voy a apuntarlo bien.
Bu gerçek ismin mi, yoksa sadece mezar taşına yazacağımız olan mı?
¿ Es ese tu nombre real o solamente el que pondremos en tu lápida?
Bir gün mutlaka bir şeyler yazacağım.
Estoy determinado a juntar la pluma y el papel en estos días.
Alnına yazacağım.
Se lo voy a poner en la frente.
Penisine sürmeniz için jansiyan viyole yazacağım.
Te prescribiré la violeta de genziana que se aplica sobre el pene.
Tebeşir gibi yazacağım...
escribiré como una tiza...
ismini tebeşir gibi yazacağım...
Voy a ir como una flecha... escribiré tu nombre como una tiza...
Makaleyi kendim mi yazacağım ya da kelimesi kelimesine Wikipedia'dan kopya mı edeceğim?
¿ Escribí la redacción yo mismo o la copié al pie de la letra de la Wikipedia?
Gerekirse, benim yazacağım on, on beş dizeyi ezberleyip oyuna katabilir misiniz?
¿ Podríais aprender, si fuese menester, un fragmento con unos 12 ó 16 versos, que yo añadiría en él, no?
Yakında senin adını da posta kutusuna yazacağım.
¿ Voy a tener que colocar tu nombre en la caseta del correo?
Benim için daha eğlenceli kılmak için,... yapacağım her şeyi buraya yazacağım.
Para hacer que esto sea más interesante para mi... voy a escribirles todo lo que voy a hacer.
Ben de ne yapacağımı yazacağım.
Esto es lo que voy a hacer yo.
Ama kas gevşeticiler için bir reçete yazacağım ve eğer ihtiyacınız olursa burada olduğumu biliyorsunuz, ki umarım olmaz.
Pero voy a darle una receta para relajantes musculares, y saben que estoy acá si me necesitan, aunque espero que no lo hagan.
Sana bir sakinleştirici yazacağım.
Voy a recetarte un medicamento para la ansiedad.
Buna yardımcı olması için birkaç ilaç yazacağım ona.
Le daré medicación para ayudarlo.
Bunu raporuma yazacağım.
Voy a escribir esto en mi reporte.
Çok iyi bir eleştiri yazacağım.
Te escribiré una buena crítica.
Almanız için birkaç reçete yazacağım.
Le haré un par de recetas.
- Gözyaşlarını içine akıttı yazacağım "
Bien, se le cayeron algunas lágrimas.
Açıklama kısmına, "Aşkın sonsuz zaferine" yazacağım.
En "destinatario" voy a escribir "para la gloria eterna del amor".
- Diğer kitabı yazacağım.
- Genial.
Bunları hallet yoksa üslerine raporumda ne yazacağımı...
Resuelve esto de inmediato.
Bu sabah günlüğüme yazacaktım, sonra düşündüm ki, ne yazacağım?
Iba a escribir esta mañana en mi diario y pensé, ¿ qué voy a escribir?
Yönetim Planına yazacağım ve The One Show'a çıkabilirim.
Escribiré a mi parlamentario, podría salir en la tele
- Harika. Pekâlâ. Sanıyorum seninkileri sen söyleyeceksin, ben yazacağım, değil mi?
Asumo que me dictarás la tuya y luego la escribiré por ti, ¿ sí?
- Yani sen mi yürüteceksin? - Evet, olursa ben yazacağım.
- ¿ Así que tú lo dirigirás...?
Şimdi ne kadar bırakacağımı yazacağım.
Lo anotaré ahora.
Her sabah uyanıyorsun ve düşünüyorsun "Şu notu yazacağım."
Te despiertas cada mañana y piensas "tengo que escribir esa nota."
Gazeteye yazacağım makale için...
Darryl, me preguntaba si puedo hacerte
Tamam, makalemi yazacağım.
Bien, voy a escribir el articulo.
Mektup yazacağım.
Voy a escribir una carta.
Şiir yazacağım ya da o dağların tepelerinde taslak çizeceğim.
Escribiré poemas o haré esbozos desde lo alto de esas montañas.
Kar kayağı yazacağım.
Pondré snowboarding. Pongamos snowboarding.
İstismar edildiğini yazacağımdan mı korktunuz?
¿ Qué, te preocupa que haya incluido un informe de abusos físicos?
Size lambanız için bir ceza yazacağım.
Te estoy escribiendo una multa por tu piloto.
Sana $ 1,000'lık dört tane çek yazacağım.
Voy a hacer lo siguiente, voy a darte 4 cheques de 1.000 dólares cada uno.
- Tabii. Kartlara yazacağım.
Mejor voy a escribir unas tarjetas.
Yine de ben, bir kıza yazacağım aşk şiirinde "ölüm" kelimesini kullanmazdım.
Aunque yo nunca escribí un poema de amor para una chica que incluyera la palabra "muerte".
Buradan uzağa gittiğimde yazacağım yazıda okuyacak her şeyi.
Lo leerá todo en mi próximo artículo... que escribiré cuando esté muy lechos de aquí.
- Ne dedin? Ben... kendi açıklamamı yazacağım. Küçük serseri.
En realidad... tu padre... parece que también lo malinterpretó.
Bu kesinlikle günlüğüme de yazacağım hayatımın en heyecanlı günü.
Esto definitivamente lo asentaré en mi diario... como el día más emocionante de mi vida.
Hikaye yazacağım.
No, voy a escribir.
- Biftek yazacağım.
- Sólo pon filete.
İşte bunları yazacağım!
¡ Voy a hacerlo con eso!