English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Y ] / Yağmur başladı

Yağmur başladı traducir español

240 traducción paralela
Aniden yağmur başladı!
¿ Por qué de pronto está lloviendo?
Sonra yağmur başladı ve ben hastaydım.
Entonces empezó a llover y yo estaba enfermo.
Bir yıl kadar önce şu ağacı kesiyordum ki birden yağmur başladı.
Hará cosa de un año estaba cortando ese árbol y de pronto empezó a llover.
Yağmur başladı.
Empezó a llover.
Parkta yürüyorduk ve birdenbire yağmur başladı.
Bien, estábamos paseando por el parque, y empezó a llover.
Sonra da yağmur başladı.
Y diluvió.
- Yağmur başladığında Arthur...
Cuando empezó la lluvia Arthur estaba...
Yağmur başladı.
Ha empezado a llover.
İşte, yağmur başladı.
Ah, ya está lloviendo.
Yağmur başladı.
Empieza a llover.
- Yağmur başladı.
- Ha empezado a llover.
Yağmur başladı.
- Llueve. - Esto es peligroso.
Sevgili dinleyiciler, yağmur başladığı için tekrar kontrol odasına sığındık.
Hemos tenido que resguardarnos en la furgoneta porque llueve otra vez.
Haydi gidelim, yağmur başladı.
Vamos, que ya llueve.
- Yağmur başladı!
¡ Está lloviendo! ¡ Está lloviendo!
Yine yağmur başladı.
Ha comenzado a llover de nuevo.
Yağmur başladı.
Llueve.
Çiftçilerin yüzü gülecek, yine yağmur başladı.
Los granjeros estarán contentos, está lloviendo otra vez.
Yağmur başladı.
¡ Llueve!
Yağmur başladığından bu yana tur başına üç dört saniyeyle farkı açıyor.
Desde que llueve, su ventaja aumenta tres o cuatro segundos por vuelta.
Sonra yağmur başladı. Son iki binadan koşarak geldim.
Empezó a llover, así que tuve que ponerme a correr.
Ayrıca yağmur başladı ve harika bir Ida Lupino filmi var.
Además, ha empezado a llover y ponen la peli de Ida Lupino.
Yağmur başladı göz yaşları dökmeye.
¿ Dónde está mi amada?
İşe bak, bir de yağmur başladı.
¿ Oyes eso? Está empezando a llover. Lo que nos faltaba.
Anneciğim, yine yağmur başladı!
Mamma mía, está por "llover" otra vez.
Maalesef yine yağmur başladı.
Creo que vuelve a llover.
Yağmur başladı.
Creo que empieza a llover.
Yağmur başladı, dikkate almalıydın.
Por si no te habías dado cuenta, está lloviendo.
Sahiden yağmur başladı.
¡ Empieza a llover en serio!
Bir süre sonra yağmur başladı.
Empezó a llover.
Yağmur başladı. Bir taksi bulur musun?
Está lloviendo.
Yağmur damlaları düşmeye başladığında
Cuando la lluvia cae
O gün yağmur yağmaya başladı.
Nosotros fuimos a Atami
Yağmur yağmaya başladı. En az üç dört kez evinin önünden geçtim.
Empezó a llover mientras volví a pasar por su piso por tercera o cuarta vez.
Yağmur başladı.
¡ Mira a Roberto! ¿ habéis visto que buen amigo soy?
Yağmur yağmaya başladığından beri dokumacılara merak saldım.
Desde que comenzaron las lluvias, estoy concentrado en los tejedores.
Ve yağmur yağmaya başladı...
Y la lluvia llegó...
Tam o sırada, yağmur boşanmaya başladı, ve koşarak ahıra geldi.
Y entonces comenzó a llover. Y él entró corriendo en eI establo.
Ve bardaktan boşanırcasına, bunun gibi, yağmur yağmaya başladı.
Y comenzó a llover a cántaros, como ahora.
Sonra yağmur yağmağa başladı. Melrose Dörtlüsü, yıldız gösterisi, geri bırakıldı.
Empezó a llover y a uno del grupo Io tuvieron que operar de apendicitis.
Üzerine beş senedir... yağmur damlası düşmemiş vahşi bir hayvan gibi... kokmaya başladım.
Empiezo a oler como un animal salvaje que no haya visto llover durante cinco años.
Ben de makineyi çalıştırdım ve o patladı, sonra yağmur yağmaya başladı ve- -
Pero yo encendí la máquina. Y se explotó. Y empezó a llover.
Yağmur yine yağmaya başladı.
Oh, madre mía, la lluvia está salpicando de nuevo.
- Burada yağmur bir başladı mı dinmez.
- Un vez que empieza, ya no para.
Sonra, yağmur başladı.
Luego comenzó a llover.
Tam o anda yağmur yağmaya başladı.
Comenzó a llover en ese mismo momento.
Hem zaten yağmur da başladı.
Ahora se pone a llover.
Bu siyah yağmur şehrin kuzeybatı... bölgesine yağmaya başladı.
Esta lluvia negra comenzó a caer en la zona noroeste de la ciudad.
Kadınlar suyu almak için ellerini kaldırır Erkekler ayaklarıyla toprağı eşeler. Çünkü tohum dansın başladığını bilmeli... ve ağızlarını açıp cennetten yağmur içerler.
Las mujeres tienen los brazos en alto como recogiendo el agua... y los hombres deben golpear el suelo con los pies... para que las semillas comprendan... que ha empezado la danza... y abran la boca y beban la lluvia del cielo.
Yağmur, o topa vurduktan sonra başladı.
No empezó a llover hasta después de lanzarla.
Yağmur yağmaya başladı. Soğuk, sevimsiz bir yağmur.
Luego comenzó a llover, una fría, fea llovizna.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]