Yel traducir español
387 traducción paralela
Neden bütün günlerini, içinde banyo, yemek, içecek ve onun dönmesini bekleyen güzel bir kız olan evi dururken eski yıkık bir yel değirmeninde geçiriyor?
¿ Por qué tenía que irse a ese viejo molino en ruinas cuando tiene una casa decente, bañera, buena comida y bebida, y una chica guapa? ¿ Vais a responderme?
Nerede Blanche Meydanı'ndaki yel değirmenim
"¿ Dónde esta mi molino de viento sobre Place Blanche?"
Bir kaç dönümlük yer işte. Bir yel değirmeni var. İçinde bir göz oda.
Tenemos una hectárea, con un molino, una cabaña y un gallinero.
Yel değirmeninin çevresinde uçan bir kaç güvercinimizde olur.
Sí, sé más. ¿ Sabes? Podríamos tener unas palomas.
Yel değirmeninin kanatlarına bakın.
Miren las aspas de aquel molino.
Sakın yel değirmeni konusunda özür dilemeye geldiğinizi söylemeyin.
No han venido a disculparse por lo del molino.
Yel değirmenleri ve laleler falan.
Molinos y tulipanes.
Tek ilgilendiğin şey yel değirmenleri ve otel banyoları ile dalga geçmek.
Sólo le interesa divertirse con molinos y baños.
Ağzınızdan yel alsın ama zaten o zamana kadar Durand yakalanır.
Muchas gracias, es Ud. Muy amable. Pero para entonces espero que haya sido arrestado.
- Ağzınızdan yel alsın. Bir yerleşim yerine gelir gelmez, hemen bir mağazaya gidip gelebilirim.
En cuanto lleguemos a un pueblo, podría ir corriendo a una tienda.
- Ağzından yel alsın, kadın!
- ¡ Muérdete la lengua!
Yel değirmenleriyle savaşıyorsun. Bir şeyler yapabilecekken, kendini esir kampından bulman...
Ha luchado contra molinos y acaba solo y vencido.
Burası bana o eski yel değirmenini hatırlatıyor.
Este sitio me lo recuerda.
Yel değirmenlerine saldırmasını tekrar iyice bir okuyun.
Os sugiero releer el capítulo de los molinos de viento.
Şunu unutmayın ki, yel değirmenleriyle savaşırsanız o dev kollar çarpıp, döne döne sizi çamura düşürebilir.
Recordad que si lucháis contra ellos pueden apresaros en sus enormes brazos y arrojaros contra el fango.
Ağzınızdan yel alsın. O hoş manzaranın yerini her yerdeki kocaman çirkin delikler ve büyük korkunç makineler alacaktır.
Enseguida habría unos agujeros terribles por todas partes y grandes máquinas en lugar del paisaje.
Ve böylece yel değirmeninin inşaatı başladı.
Y así, el molino de viento, se empezó a construir.
Yel değirmenlerine ne diyorsun?
¿ Y qué me dices de su molino?
Ama yel değirmeni hala bitmemişti, ve Boksör'ün yaralı ayağı gün geçtikçe kötüleşiyordu.
Pero el molino todavía no estaba terminado. Las patas heridas de Bóxer, empeoraban.
Ertesi gün yel değirmen işi olağan devam etti ama Boksör katılmamıştı.
Al día siguiente, los trabajos del molino continuaron como de costumbre... pero ahora sin Bóxer.
Tamamlanan yel değirmeni yapanların kaderinin ve fedakârlığının abidesi gibi duruyordu.
El molino, ya terminado, se levantaba como un monumento a la fe y el sacrificio de sus constructores.
Yel değirmenlerine karşı savaşıyorsun.
Luchas contra molinos de viento.
Yel değirmenlerine saldırın
cargue contra los molinos de viento
Taze bir yel! Yenileyici bir güç!
¡ Una fuerza purificadora!
Yel değirmenleriyle öyle savaşıyorsun ki hayran olmamak elde değil.
Es admirable cómo te enfrentas a los molinos.
Ağzından yel alsın!
Ni lo diga.
- Despo, ben öldüm. - Ağzından yel alsın.
- Despo, he muerto.
Rüzgarlı havadaki yel değirmeni gibiydi.
Un chico italiano. Peleaba como Henry Armstrong.
Güzel, güzel. Ciddi bir şey değil, biraz yel almış, hepsi bu.
Calma, no es nada serio, sólo un poco de desanimo.
Para hazır mı peki?
¿ Yel dinero está pronto?
- Ya askerin karısı da varmıydı? Amigo..
- Yel soldado ten ¡ a una esposa.
Seninki geri dönen ilk tüfek.
Yel suyo es el pr ¡ mero que aparece.
Ve Yüzbaşı, ve Franklyn.
Yel Cap ¡ tán yFranlklyn.
Burada ne şato ne de yel değirmeni var, Yoyneh sözü.
Le puedo jurar que no hay un castillo aquí. Ni un molino de viento.
Yakınlarda bildiğiniz yel değirmeni var mı?
¿ alguien sabe que haya un molino de viento por aquí?
Şato da yok, yel değirmeni de.
No hay tal castillo ni tal molino.
Ağzından yel alsın.
¡ Dios nos libre!
Ne cılız,.. ... yel vurmuş, uysal, pörsümüş, camgöz,..
¿ Qué clase de descendencia débil, aguada, enferma...?
Yel değirmeninin kola mı ihtiyacı var?
¿ Es verdad? ¿ Necesitan ayuda en la serrería?
Ve şimdi de...
Yel próximo es...
- Şimdi de B-13.
- Yel próximo es B-1 3.
- Yel değirmeniyle savaşıyorsun Phil.
- Estás luchando con molinos de viento.
Babasına yel değirmeni deme.
No llames a su padre "molino".
Bozkıra doğru sürdüm Yıldızlar yel ve Cahil.
Salimos a las estepas y había estrellas y viento y Jahil.
Yel değirmeni demişken bu kızlar aşırı hoşgörülü topluma baş kaldırıyor.
Hablando de molinos, las matronas también atacan la permisividad.
Ağzından yel alsın.
Dios no lo quiera.
"Kuzenlerim" diye tanıtırdı,
Yél juraba que eran sus primas
- Ağzından yel alsın.
- Dios no lo quiera.
Şimdi sen gittin.
Yel cielo de lo más alto caerá Ahora te has ido
- Ve onu arabayla bırakacağız? - Evet bayım.
- Yél se queda con el carro.
Ve bir tane daha.
Yel últ ¡ mo.