English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Y ] / Yemin ettim

Yemin ettim traducir español

997 traducción paralela
Onu benim öldürdüğüme yüzlerce kez yemin ettim.
Les juré más de cien veces que fui yo.
Tacı hep başınızda tutacağıma dair babanıza yemin ettim.
Juré a su padre mantener siempre la corona sobre su cabeza.
O adamı bir daha görmeyeceğime yemin ettim.
Juré no verlo nunca más.
Bundan kurtulacağıma yemin ettim ve kurtuldum.
Juré que dejaría atrás todo eso, y lo hice.
Bundan bir daha bahsetmeyeceğime yemin ettim.
Juré que no lo mencionaría nunca.
3 yıl önce, asılsın diye yemin ettim, ve Tanrım, asılacaktır.
Hace tres años juré que sería ahorcado por lo que hizo. Tengo una fe sacrosanta de que le ahorcaremos.
O günden sonra, Leslie beraat edinceye kadar başka bir kokteyl hazırlamamaya yemin ettim.
Desde ese día, prometí no preparar otro cóctel hasta que Leslie fuera absuelta.
Genç Romeo'ya, mesajı kocasına söylemeyeceğime dair yemin ettim.
Le juré a este joven Romeo que no le contaría a su esposo.
Ben hayat kurtarmak için yemin ettim.
Una vez juré preservar la vida.
Çizgi romanlar için büyüdüm. Haftada iki kitap okuyorum. Yemin ettim.
Soy muy mayor para eso, leo dos libros a la semana.
Seni bulup geri alacağıma yemin ettim.
Juré que te detendría y te traería de vuelta.
Seni rahatsız etmeyeceğime, sessizce gidişine razı olacağıma sana elveda diyeceğime yemin ettim. Sanki bir sonraki gün birbirimizi görecekmişiz gibi.
Después me he jurado a mí misma que no te fastidiaría... que te dejaría ir tranquilo, que te diría adiós... como si nos fuésemos a ver al día siguiente.
Yemin ettim, unutmam.
Lo he jurado.
Olanlardan sonra seninle dans etmemeye yemin ettim.
Gracias, pero después de lo que pasó esa noche, juré no volver a bailar.
O iğrenç banliyö mezarlığında, zavallı annemin naaşı başında dururken ailesinin ona çektirdiklerinin intikamını almaya yemin ettim.
Sobre la pobre tumba de mi madre, en aquel horrible cementerio... hice el juramento de vengar las afrentas que su familia le había hecho.
Onu o zavallı tabutu içinde, yaşamında olduğu gibi ölümünde de azledilmiş şekilde gömülürken gördüğümde müsamaha kaldırmayan gururunuzdan intikam almaya yemin ettim.
Cuando vi su pobre ataúd deslizarse bajo tierra... vi su exilio en la muerte como había sido en vida... juré tomar venganza por su intolerable orgullo.
Ona bu ricottayı vermezdim, ben de bu yüzden : "Sadece bu kıyafetim var ve onu kimseye vermemeye yemin ettim ama onu üstümden alırsan seni durdurmayacağım" dedim.
Yo llevaba el requesón pero no se lo podía dar, entonces me dije : yo no tengo nada para darte, excepto la túnica, pero tengo órdenes de mi padre y no se la puedo dar a nadie.
O zaman, günün birinde o adam olmaya yemin ettim.
Entonces me juré que algún día yo sería aquel hombre.
Ben dini yemin ettim, yalan söylemem.
Yo obedecí, no mientas.
Onu tanımadığıma yemin ettim.
Juré que no lo conocía.
Onu öldürmeye yemin ettim. Bir sopayla onu aramaya başladım.
He jurado matarlo, y me he procurado un buen mazo.
Tanrının izniyle buradan bir gün gidersem, tek bir istikamete dönmeye yemin ettim.
Cuando salga de esta isla, Dios mediante... juré ir en una dirección :
Çocukken, her ikisini de öldüreceğime yemin ettim.
- ¡ Johnny! ¡ Pidge! Vuelve aquí.
Fazla zorlamaya yemin ettim ben.
- Es mi deber. Su problema es que quiere ser como yo.
Tanrı onu... tekrar hayata döndürürse... yani ölüme terk etmezse... bir daha onunla olmamaya yemin ettim.
Prometí que... si Dios le devolvía la vida, si no le dejaba morir, no volvería a estar con él.
Bir kez dua edip bir kez yemin ettim, olanlara bir bakın.
Una vez recé y prometí algo, y esto es Io que me pasó.
- Söylememek için yemin ettim.
- No puedo decir nada.
Arkadaşım ve hükümdarımla gömülmek için yemin ettim.
Me juré ser enterrado con mi amigo y gobernante.
Ama yemin ettim. John'a, kimseye söylemeyeceğime dair söz verdim.
Pero juré, le prometí a John que no lo diría.
- Tanrılara yemin ettim ki...
¿ Suplicarme? - Prometí a los dioses...
Hepsinin gerçek olduğuna yemin ettim.
Les juré que era la verdad.
- Elindeki herşeyi alacağıma dair yemin ettim.
Juré que me convertiría en la dueña de todo cuanto poseía.
İntikamımı almaya yemin ettim.
Juro que me vengaré.
- Yemin ettim.
- Hice un juramento.
1 00 yaşıma kadar yaşamaya yemin ettim. Size inat olsun diye.
Me he jurado vivir hasta Ios 1 00 y eso haré, aunque sólo sea para fastidiaros.
Ben çocukken, Tennessee'de küçük bir çiftlikte, sabahtan akşama kadar çiftlik işlerinde çalışıyordum... Öldükten sonra arkamda bir iz bırakacağıma yemin ettim.
Cuando tuve que trabajar... para un pequeño granjero de Tennessee... labrando de sol a sol... juré que dejaría una huella que perduraría una vez muerto.
Sakın söyleme. Yemin ettim aynı safta olduğumuzu söyleyen ilk kişinin gırtlağını keseceğim.
No lo digas, juré que el primer soldado que me recordara que estamos del mismo lado perdería un trozo de cuello.
Babamın ölümünün öcünü almaya Odin'in kanı üzerine yemin ettim.
He jurado por la sangre de Odín vengar la muerte de mi padre.
Her gün bu ilişkinin bittiğine yemin ettim. Bu şehir ve seninle olan ilişkim bitti.
Y cada día juré que había terminado contigo y con este pueblo.
Yemin ettim.
Hice un juramento.
Yemin ettim, yaparım.
Juro que lo haré.
Bir daha başka birini sevmeyeceğime yemin ettim.
En ella Ie decía que Ie quería y que nunca estaría con otro hombre.
Gerçek olduğunu anlayınca, ne sana ne de başkasına dokunmayacağıma dair yemin ettim.
EI cura me dijo que era verdad que Ie habías dejado una carta. Sí, juré que jamás te tocaría.
Seni kameraya çekmeyeceğime yemin ettim.
Prometí que nunca te fotografiaría.
Ben... Ben onu gördüm, ama bir şey söylemeyeceğime dair yemin ettim.
Ayer por la mañana vi a Philippe pero le juré que no diría nada.
O gece bir daha hayatım boyunca kimseyle duygusal bağ kurmayacağıma yemin ettim ama bir hata yapmıştım.
Esa noche juré que nunca más volvería a encariñarme con un ser humano. Pero cometí un error.
Eğer bir gün buradan çıkarsam, iki adamın ölümüne dövüştüğünü... seyretmektense, ölmeye yemin ettim.
Juré que si alguna vez salía de aquí... moriría antes de ver a dos hombres luchar a muerte otra vez.
Ben buna... atalarımın kemiklerinin korunduğu tapınakta yemin ettim.
Esto he jurado... en el templo que guarda sus huesos.
Sancho'ya sadık kalacağıma yemin ettim.
Yo juré lealtad ante Sancho.
Yemin ettim!
¡ Lo juro!
Kimseye bir şey söylemem dedim. Yemin bile ettim.
Le he prometido no decírselo a nadie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]