English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Y ] / Yusuf

Yusuf traducir español

1,069 traducción paralela
Kardeşleri de Yakup, Yusuf, Simon ve Yahuda değil mi?
¿ Y sus hermanos no son Santiago, José, Simón y Judas?
Yusuf'un oğlu.
El hijo de josé.
Yussef Kasim benim adım.
Me llamo Yusuf Kasim.
Bir elinizde Bay Beshraavi, bir elinizde Bay Yussef Kasim.
El Sr. Beshraavi por un lado y Yusuf Kasim por el otro.
Yussef Kasim yaptı.
Fue Yusuf Kasim.
- Şimdi şifre Yussef'te mi?
- ¿ Entonces la tiene Yusuf?
Söyle bana çiçeğim, henüz Yussef'in seni neden canlı bıraktığını anlattığını sanmıyorum.
Pero cuéntame, jazmín mío. Creo que aún no me has explicado cómo es que Yusuf te dejó escapar con vida.
Şu an Yussef'i kıskanmakla çok meşgulüm.
Ahora mismo, con los celos que le tengo a Yusuf tengo suficiente.
Sonra da Yussef Kasim'in arka koltuğunda mı uyanayım?
¿ Y terminar otra vez en la camioneta de Yusuf Kasim?
Yussef benim sevgilim değil.
Yusuf no es mi novio.
Yussef, onunla tanışıp arkadaş olmamı emretti böylece hareketlerini rapor edebiliyordum.
Yusuf me mandó que me acercara a él y cultivara su amistad para así poder informar sobre él.
Unutmuşsun, Yussef dün gece minibüsteyken benden aldı.
Se te ha olvidado. Yusuf me la quitó anoche en la camioneta.
Yussef nerede?
¿ Dónde está Yusuf?
Yussef.
Yusuf.
Yussef buradaydı, ben buradaydım. Şifre buradaydı!
Yusuf y la inscripción estaban ahí y yo aquí.
- Yussef'i arıyor olmalı. - Hiç sanmıyorum.
- Debe de estar llamando a Yusuf.
Yussef'in numarasını biliyor.
- No lo creo. El número de Yusuf se lo sabe.
Yussef'in öldürülen adamını takip ediyor olmalı.
Debía de estar siguiendo al hombre de Yusuf, el que mataron.
Yussef?
¿ Yusuf?
Yussef'ten başka kimse bilmiyor.
Yusuf es el único que puede saberlo.
Kocası gibi o da Yussef'in ajanı.
Es agente de Yusuf, como su marido.
Onlara karşı ikili oynadığımı kadına söylediğin an o da uyarmak için Yussef'i aradı.
En cuanto se enteró de que yo los estaba engañando, llamó a Yusuf para advertirle.
Olsa Yussef'e söylerdi.
Se la habría dado a Yusuf.
Yussef'in bilmesini istedikleri şey buymuş.
Eso es lo que querían que Yusuf supiera.
Yusuf diye biri var.
Hay alguien llamado Yusouf.
- Yenilerden mi bu Yusuf? - Yeni sayılmaz.
- ¿ Quién es este Yusouf?
Yusuf'un adamlarından biraz daha eksildi.
Ahora los hombre de Yusouf son menos.
- Bırak gitsin de, Yusuf kuvvetimizi anlasın.
- Deja que hable con Yusouf.
Yusuf'un çetesiyle beraber çalıştığını zannediyor.
Tiene miedo de que ella trabaje con la banda de Yusouf.
- Yusuf'un tepedeki köşküne.
- A la villa de Yusouf.
- Bu da kim? - Yusuf'un adamı.
- ¿ Quién es este?
Yoksa sen öğretmen okulunu bitirdin de bana ders vermeye mi kalkıyorsun Bay Yusuf?
¿ Acaso eres un profesor y quieres darme una lección?
Ah Yusuf sevgilim Filiz ve çocuğunu kaçırmışlar! Ne? Kaçırmışlar mı?
- Yusouf, han secuestrado a Filiz.
Demek oluyor ki, bizim dünya çapında iş yapan iki gangımız Kerim ve Yusuf'un bu işte parmağı olabilir.
En consecuencia, Kerim y Yusouf, también deben estar implicados.
Öyleyse bundan böyle çalışma merkezimizin ağırlığı Yusuf ve Kerim'in çetesine verilecek.
Luego, debemos centrarnos en su pandilla.
Yusuf'un çetesinden değil.
Una cosa es cierta, que no es un miembro de la pandilla de Yusuf. ¿ Quién sabe?
Ben polisleri atlatıncaya kadar, sen Yusuf'un evinin önüne gidip bana malumat toplayacaksın.
Yo me desharé de la policía, tú te encargarás de Yusouf.
Yusuf'un adamları 34EL018 numaralı kamyonete binerek buradan uzaklaştı.
Los hombres de yusuf van en un coche, con matrícula 3450018.
Kilink bunu sana çok pahalıya ödetecek Yusuf.
- Kilink te castigará.
Yusuf'u daha öğrenmemişsiniz bebeğim.
- Aún no has oído hablar de Yusuf?
Kimin makarnacı olduğunu anlayacağız Yusuf.
Te mostraré quien soy.
Bahsettiğim kamyonet biraz sonra gangster Yusuf'un Yeniköy'deki evinin önünde olacak.
Le estoy diciendo la verdad. Pronto estará fuera de la casa de Yusuf.
Altınları Kilink Yusuf'a verecek.
Kilink se lo está vigilando a Yusuf.
- Yusuf haklı bugüne kadar her hazırlayan planlayan oydu.
Yusuf es bueno. Todo está previsto.
İşte Yusuf hisseleri böyle öder.
Así, así actua Yusuf...
Peki Yusuf bu defa sen kazandın.
Esta vez ganó, Yusuf.
Benim yerime de Yusuf'u yakalayacaklar.
En vez de a mí, van a detener a Yusuf.
Allah kahretsin. Bu Yusuf'un ta kendisi.
Cojones.
Sen Meryem ve Yusuf'un oğlu değil misin?
Tu eres el hijo de maría y josé.
Üç gün sonra bir İtalyan şilebiyle gelecek altından Yusuf tarafından kaçırılacak.
Yusouf tiene la intención de robarlo.
Kör Yusuf.
Yusuf. Cabrón.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]