English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Y ] / Yâd

Yâd traducir español

115 traducción paralela
Bir sezon boyunca Montalvo'ya mücadelelerinde eşlik etmiştim. Ama o günleri bana yâd ettirmemelisin yoksa yine sana aşık oluveririm.
Un año acompañé a Montalvo en toda su gira... pero no me lo recuerdes, o volvería enamorarme de ti.
E tabii ringde gözünün kanamasından dolayı ringden men edilmeni yâd etmek kızın pek hoşuna gitmemiştir.
No le gusta recordar que te retiraste del cuadrilátero por culpa de tu ojo.
Oturup, anıları yâd etmek için güzel bir yer ama senin daha o anıları yaratman lazım...
Es un buen lugar para sentarse y recordar, pero aún debes crear tus recuerdos.
Eski günleri yâd edelim. Yıllardır seni görmedim!
Tenemos mucho que contarnos, hace un montón de años que no nos vemos.
Buki dağındaki anılarını sevgiyle yâd edeceğiz.
En honor a tí, iremos al menos al Monte Ibuki.
Bugün burada çok sevgili dostlarımız John ve Mary Ashby'yi ve oğulları Antony'yi yâd etmek için toplanmış bulunuyoruz.
Este servicio, que ofrecemos hoy, es en memoria de nuestros queridos amigos John y Mary Ashby y su hijo, Antony.
Tanrım, bana pahalıya mal oldu eski günlerini yâd etmek istiyormuş.
Yo sé lo que me costó. Pero estos no son dientes auténticos, como los de antes.
Merhumu onurlandırmak adına tedirginlik duyuyordu. Hatırasını yâd etmek adına...
Ella lo hizo para recordarlo, para honrarlo, en su memoria.
İspanya'yı yâd etmek için toplandığımıza inanmazlar.
No creeréis que nos reunimos para recordar nuestras hazañas de España.
Eski günleri yâd etmeye gidiyoruz.
Vamos allí para recordar los buenos tiempos, - eso es lo que vamos a hacer.
Oraya gidin de bir daha görmeyeceğiniz o güzel günleri yâd edin.
Ve al baile y recuerda todos los buenos momentos que no tendrás.
Gözler, günler, yıldızlar tek bir ağır nefeste yâd edilenler için parlıyorlar.
Ojos, días como recuerdo en un solo suspiro.
- Açık saçık film izleyip eski güzel günlerini yâd ediyorlardır.
- Ver películas guarras y recordar los buenos tiempos.
Haydi tatlım. Arka bahçedeki günlerimizi yâd ederiz.
Vamos, cariño, será como en los viejos tiempos en el jardín.
Gerek yok maziyi yâd etmeye
No hay necesidad de mencionar el pasado.
Sevişmek istediğinde erkeklerle eskileri yâd edersin.
Tu quieres sexo, tu... recuerdas con los tipos.
Eski zamanları beraber yâd ederiz diye düşünmüştüm.
Pensé que podíamos recordar viejos tiempos juntos.
Çok cazip gelse de, bir film izleyecektim. Güzel günleri yâd edeceğim.
Por más tentador que suene iré a ver una película para revivir días más felices.
Sana Işık Yâd'ını anlatmama ne dersin?
¿ Qué te parece si el Armadillo te cuenta sobre la fiesta de las luces?
- Eski günleri yâd ettiğimize sevindim.
Si. Eh, si ves a Fat Sal, lo besas por mí
Onu da yâd etmemizi istedi.
Pidió que te saludáramos.
"Nasıl yaşanacak koca bir hayat şimdi..." "... yâd etmeden sevgiliyi. "
Podrá pasar toda una vida y no será olvidado.
# Söylemek üzere olduğum şarkı eski günleri yâd eder #
# La canción que voy a cantar Recuerda los días de antaño
Her insan kadar hoşlanırım ama yâd etmenin ruh halinde...
Lo disfruto mucho. Pero en este espíritu de conmemoración...
Biz... Düğünde karşılaştık ve bütün gece eski günleri yâd ettik.
Sí, nos encontramos por casualidad en la boda y pasamos la noche conversando.
Her gün Shukri eski şampiyonlarının kayıtlarını dinleyerek eski zaferlerini yâd ediyor.
Shukri escucha todos los días grabaciones de sus antiguos campeones y recuerda triunfos pasados.
Michael eski aşkıyla eski günleri yâd etti.
Y así Michael fue a ver a su amante de una noche.
Kocandan seninle buluşmasını mı istedin? Eski günleri yâd edelim mi dedin?
¿ Le pidió a Phillip que la viera para hablar de viejos tiempos?
Dur sakın söyleme Eski zamanlarımı yâd ediyorsunuz?
No me digas. Recordando los viejos tiempos?
Meşrubat kâsesinin yanında durup kötü dans seyretmek çok da yâd edeceğim bir anı değil.
Padre, yo no le veo el caso a quedarme cerca del ponche y ver bailar mal, es una memoria que quiero tener.
Her yıl, bu gün sen de aynısını yapmalı bir çift kirazı başında taşımalı ve annenin hâtırasını yâd etmelisin.
Cada año, en este día tú también debes usar un ramo de bayas para honrar la memoria de tu madre natural.
Yâd etmişlerdi demek.
Aquella noche, él y mi esposo pasaron mucho tiempo recordando. ¿ Recordando?
Buradaki cenazelerde Rock'n'Roll çalmaz, sonrasında herkesin içip eskiyi yâd edeceği partiler yapılmaz.
No habrá Rock'n'roll en el funeral, ni fiesta posterior donde todos se emborrachen, y recuerden cómo eramos.
Otopsiyi sen yapmak istersin diye düşündüm. Eski günleri yâd edersin.
Pensé que te gustaría hacerle la autopsia... por los viejos tiempos.
Ne kadar eğlenceli! Hepimiz benimle tanışma anılarınızı yâd ediyoruz.
¿ No es divertido esto, todos nosotros recordando cómo me conocisteis?
Seni eve bırakayım. Soran olursa, arabayla gezmeye çıktığımızı eski günleri yâd ettiğimizi ve seni bıraktığımı söyle.
Vamos, te llevo a tu casa... y si alguien pregunta... dices que fuimos a dar una vuelta, conversamos, y te dejé en tu casa.
Mazimi yâd ederken, sadece çello çalmak istedim.
Sólo quería tocar el violonchelo mientras recordaba mi pasado.
O zaman eski anıları yâd ederiz.
Así que podemos compartir algunas viejas historias.
Geçmişi yâd ederler.
Ellos pueden rememorar.
Çünkü beraber takılıp eski zamanları yâd edebiliriz.
Porque tal ves podemos cenar todos juntos y recordar viejos tiempos.
Bu yüzden kaybettiklerimizi yâd etmek adına bunun bir daha yaşanmasına engel olmalıyız.
Y aunque recordemos a quienes han caído no debemos permitir que más gente se les una.
İçelim. Beni yâd edelim.
Bebed de mi sangre.
Hatıraları yâd etmek için,
Para compartir recuerdos
Anneni yâd etmek için, yapılacak bir sürü şey olduğunu hatırladım.
Tengo un montón para hacer. Recuerdo. Pienso en tu madre.
Bekârlığa veda partisi, eski günleri yâd etme karışımı bir şey.
Haremos algo entre una despedida de soltero y un campamento.
Yâdından çıkarma ve olur da bir Alman görürsen, sakın kaçma, onunla mübareze et.
Recuerden eso Y cuando vean un alemán, no huyan, luchen contra él.
# Geçen yıl vefat eden birini yâd ediyorlar
que su hora se acerca.
Yoksa yakında sokaklara düşüp eskiden çalıştığım oteli yâd edeceğim.
No quieres que eso pase, ¿ verdad?
Kocamla birlikte bütün gece geçmişi yâd etmişlerdi.
Es cierto.
- Sadece eski zamanlar yâd ediyorduk.
Hablábamos del pasado.
Eskileri yâd etmeye başladım.
Y me ha venido nostalgia.
yada 118

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]