Zanaatkar traducir español
52 traducción paralela
Ben usta bir zanaatkarım. Konuşmaya hakkım var.
Soy un maestro y tengo derecho a hablar.
Bakalım zanaatkar güzelliğinin hakkını vermiş mi.
Déjame ver si el artesano ha hecho justicia a tu belleza.
Olumlu bir yapısı var, mükemmel bir zanaatkar.
Vive en paz y es un gran artesano.
Sonuçta, hangi kız tanrının çocuğunu... sivilce izli bir zanaatkarınkine tercih etmez?
Después de todo, ¿ Qué chica no preferiría al hijo de un dios al de algún artesano picado por el acné?
Sen zanaatkar oğlu değilsin.
Tú no eres el hijo de un artesano.
Uzun zaman önce, taş işleyen bir zanaatkar varmış. Ve kilise onu, bir pencere yapması için tutmuş.
Hace mucho tiempo, había un artesano que trabajaba con las piedras, y le fue encomendado por la iglesia construir una ventana.
Bu tahta kutuyu yapmak için bir sürü teknisyen, desinatör ve usta zanaatkarın bir araya gelmesi lazım
Se necesita técnicos, diseñadores y artesanos cualificados para producir esto caja de madera.
Sadece makineler değil, binlerce zanaatkar ve bilim adamı kaçırılıp Sovyetler Birliği'ne götürüldü.
No sólo máquinas, miles de técnicos y científicos fueron secuestrados y llevados a la Unión Soviética.
Ben sanatkarım, zanaatkar değil.
Soy un artista, no un trabajador.
Yerel bir zanaatkar tarafından yapılıyor.
Lo hizo una artesana de aquí.
Bir zanaatkar çalışmasının beğenilmesinden memnun olur.
Un artesano siempre se siente complacido cuando sabe que su trabajo es apreciado.
Bu en meşhur zanaatkar Radcliffe, tarafından yapılmış decoratif bir kılıçtır. ... o ki bu dünyayı genç yaşında terk etmiş bir insandır.
Es la daga que estuvo en poder del renombrado Radcliffe.
Zanaatkar olduğunuzu söylemedin.
No me dijiste que eras tonelero.
Ben bir zanaatkarım, tıpkı bir ortaçağ zanaatkarı gibi.
Soy un artesano, como uno del Medioevo.
Evet ben Porsche'u olan bir ortaçağ zanaatkarıyım.
Sí, soy un artesano medieval con un Porsche.
Böyle bir zanaatkar hünerini haydutlar üzerinde heba ediyor.
Un artesano como tú desperdiciando tu talento con los forajidos.
zanaatkara karşı zanaatkar tatlıya karşı tatlı mücadelemiz var!
señor!
İyi bir zanaatkar iyi tahta kullanarak iyi kayaklar yapabilir.
Por supuesto, un buen artesano hará buenos esquís usando buena madera.
"Her insan kendi kaderinin zanaatkarıdır."
"Cada hombre es el artesano de su propia fortuna."
40 usta zanaatkarı gece boyunca çalıştırdık.
Tenemos 40 maestros artesanos trabajando en la noche.
- Muhtemelen bir zanaatkar el aletleri kullanmaya yatkın...
Es hábil con sus herramientas.
Biz görünmeyen, bilinmeyen ve yenilmeyen bir zanaatkar kardeşliğiyiz.
Somos una hermandad de artesanos... invisible, desconocida e invencible.
Kiros gezegeninin zanaatkar kolonisi silahsız bir toplum yarattı.
La colonia artesanal del planeta Kiros ha creado una sociedad sin armas.
Ona "Şeytanın Zanaatkarı" diyorlarmış.
Lo llamaban el "Artesano del Diablo".
Biz zanaatkarız Silas.
Somos artesanos, Silas.
Zanaatkarız.
Artesanos...
Bu ülkenin sorununun yeterince zanaatkar olmaması olduğunu söylüyorlar.
Dicen que en este país el problema es que no tenemos suficientes comerciantes.
Merhaba, seni koca zanaatkar.
Hola, hermosos artesanos.
Zanaatkar için, bu onların hayatı.
Para los artesanos es su vida.
Bu zanaatkarı izlemeyi sevdiğinden ufaklık olabildiğince sık ceza almak için her tür haylazlığı yapmaya başladı.
Y como le encantaba observar a este artesano, el niño se metía en toda clase de líos para que le castigaran todo lo posible.
Bir zanaatkarın ürünü, alışveriş arabaları çizer.
Eso es un Plepler, pinta carritos de la compra.
Zanaatkar elinden çıkmış banyo ürünleri yapıyorum.
Hago productos de baño artesanales.
Zanaatkar mı?
¿ Artesanales?
Zanaatkar hassasiyetiyle hazırlanmış et tabağımı yediler bile.
No dejaron nada de mi platillo artesanal.
Lütfen. Zanaatkar satıcılar tarafından
Por favor. ¿ Y arriesgarnos a que lo lleve algún "irónico"
Hem de zamanın en iyi zanaatkarından. Değeri parayla ölçülemez.
El valor es... incalculable.
Skovox Zanaatkarı.
Arquitecto-Skovox.
Zanaatkar-Zanaatkar-stop - onayla-geçersiz-son-girdi-kodu.
Arquitecto-Arquitecto-Detener-Confirmar - Detener-Reescribir-Código-De-Entrada
Çocukken gittiğim piyano hocamın bir zanaatkarı vardı.
Mi profesora de piano crecer había un artesano.
Öylesine bir zanaatkar dopingler varsa eminim tepelemişlerdir onları.
Si existe tal cosa como los esteroides artesanales, estoy muy segura que estaban ahí.
Ekselansları, Boston'daki her zalim ya da sorun yaratanlar için, krala sadık olan 100 tüccar ve zanaatkar var.
Su Excelencia, por cada pícaro o alborotador que hay en Boston, hay 100 artesanos y comerciantes, fieles al Rey.
Filozofuz, zanaatkarız, sultanımız için öldürürüz, ihtişam için değil. Çünkü Hazretleriniz sultanımızın oğlunu Roma'da bir hayvanmış gibi teşhir etti.
Somos filósofos y artesanos que mataron por el Sultán, no por gloria... sino porque tu Santo Padre desfiló a su hijo por Roma como un animal.
Kendini bir sanatçı, zanaatkar olarak görüyor ama onunla hiç tanışmadım.
Se considera a si mismo un artista, un artesano, pero nunca lo he conocido.
Zanaatkar atalarımızın geleneğini el yapımı ürünlerle sürdürüyoruz.
Hecho a mano según la tradición de los antiguos artesanos.
"Sole Food : zanaatkar işi dürüst ticaretli spor ayakkabısı deneyimi."
"Suelas Orgánicas. Experimente zapatillas de comercio justo y artesanal".
Şüpheliyle Boulanger'lar ya da Marsilya'daki zanaatkar şirket arasında bağlantı bulmaya odaklanmalıyız.
Está bien, tenemos que centrarnos en la posible relación entre el sudes y la familia Boulanger o esta empresa de Marsella.
Zanaatkar bir aileden geliyor, ama akıl sağlığı yüzünden ailesi tarafından dışlanmış.
Proviene de una familia de artesanos pero debido a sus problemas de salud mental le rechazaron.
Sen burada holde bir tür köprü trolü gibi bir sandalyede oturuyorsun ve ben içeride bu güzel, sıcak, lezzetli, zanaatkar işi İtalyan yemeğinin tadını çıkarıyorum.
Tú, sentado en una silla en el pasillo como una especie de duende del puente mientras que yo disfruto de una excelente, caliente, deliciosa, cocina artesanal italiana.
Çok güzel bir eviniz varmış ve zanaatkar işlerine San Diego'da çok talep var.
Pues, tienen una hermosa casa, y el estilo artesanal está cada vez más a la moda en San Diego.
Deneyimin meyvesi güzelliktir ama sadece usta bir zanaatkar böylesine bir güzellik yaratabilir.
El fruto de la experiencia es maravilloso. Sí, sólo un maestro podría crear probablemente cosas tan bonitas.
Faber est suae quisque fortunae. "Her insan kendi kaderinin zanaatkarıdır."
"Cada hombre es el artesano de su propia fortuna."