Zanlısı traducir español
777 traducción paralela
Öğlen katil zanlısının yanında gördüğünüz küçük kızın şapkasının rengini hatırlıyorsunuz değil mi?
Por supuesto, Comisario, era rojo - Comisario, era verde. - ¡ era un sombrero rojo!
Birinci dereceden cinayet zanlısı Edward J. Gallagher'ın cezasını hafifletme başvurusu sonuç olarak reddedilmiştir.
La solicitud de conmutación para la sentencia de muerte de Edward J. Gallagher por el crimen de asesinato en primer grado queda denegada.
Cinayet zanlısı...
Se busca por asesinato :
Senin buraya bir katil zanlısıyla birlikte tamamen yalnız gelerek biraz risk almış olduğunu zannetmiyorum.
Supongo que ya se le habrá ocurrido que se estaba arriesgando demasiado al bajar aquí solo con un sospechoso de asesinato.
Cinayet zanlısı.
Cargo : sospecha de asesinato.
Her ikiniz de cinayet zanlısı olarak görülmektesiniz.
Están detenidas como sospechosas de asesinato.
Los Angeles'ta bir cinayet zanlısı yakaladılar, adamı suçlayamayınca bu kez 47 değişik yasayı kullanarak adamı kodese tıktılar.
En Los Ángeles detuvieron a un sospechoso de asesinato. Como no pudieron pillarle, le mandaron a la cárcel...
- Birkaç soygun zanlısı.
- Algunos sospechosos de robo.
O bir cinayet zanlısı.
Lo quieren por asesinato.
Oak Creek'den bir Sheriff, Bayan Clinton, katil zanlısını yargılamaya götürüyor.
El sheriff de Oak Creek, Sra. Clinton, llevando a un asesino a ser juzgado.
Kalbinde, bu cinayetin zanlısını dedektifin bulmasını istiyor.
Y en lo profundo de su ser, el asesino quiere que el detective lo descubra.
Gece dörtte işlenen bir cinayetin zanlısı olarak.
Está acusado de asesinato.
Açıkçası, efendim, katil zanlısı resepsiyona gelmedi.
En realidad, señor, el sospechoso no vino a la recepción.
Oyunda hiç de o tipde biri değilsin, tam tersine borsada brokersin ve Alice'in sevgilisisin! ve cinayet zanlısısın.
Eres corredor de bolsa, su amante y sospechoso de asesinato.
Buna inanmıyorum ama cinayet zanlısısın.
No lo creo, pero usted es sospechoso de asesinato.
Pazartesi günü... müvekkilim polis tarafından alınarak... silahlı soygun zanlısı olarak sorguya çekildi.
El lunes, la policía detuvo e interrogó a mi cliente... bajo sospecha de robo a mano armada.
Salı günü, kapkaççılık zanlısı olarak tanıklara teşhis ettirilmek istendi.
El martes, lo forzaron a una rueda de presos por el robo de una cartera.
Şef soruşturmacı Tarron'un raporana dayanarak mahkûm Ian Chesterton'un cinayetin zanlısı olduğuna ve infaz edilmesine karar verildi.
Nuestra decisión sobre el informe del jefe interrogador Tarron, es que el preso, Ian Chesterton, es culpable de asesinato... y que es sentenciado a muerte.
Eddie Rossiter cinayetinin katil zanlısı olarak.
Es sospechosa del asesinato de Eddie Rossiter.
Basbayağı katil zanlısı olarak tutuklamışlar.
Ahora lo han apuntado en la lista de asesinos.
Kasabadan kaçtın ve cinayet zanlısı oldun.
Huiste de allí y cargaste con una acusación de asesinato.
Bu Skorzeny denen adam Kolchak'ın iddia ettiği gibi bir vampir olmayabilir ama son 30 yılda işlenmiş onlarca cinayetin zanlısı olduğu kesin.
Así que si Skorzeny no es el vampiro de las teorías del Sr. Kolchak, es indudablemente sospechoso de múltiples homicidios que se extienden por más de 30 años.
Cinayet zanlısıydım, işlerim geri kaldı Beau ve Jennifer'le olan ilişkilerim yara aldı.
Fui sospechoso de asesinato, se atrasó mi trabajo mi relación con Beau y Jennifer quedó en peligro.
Kravat cinayeti zanlısı.
Ya sabe, el asesino de la corbata.
Artık bir cinayet zanlısını arıyoruz.
Ahora cazamos a un asesino.
Artık bir cinayet zanlısı aranıyor.
Ahora buscamos simplemente a un asesino.
Tabii, bu, paranoyak bir katil zanlısının oraya girip kendini kurtaracak kanıtları aramasına engel değil.
Claro que eso no prevendría a una sospechosa paranoica de entrar a buscar evidencia para defender su caso.
- "Diaz davasının cinayet zanlısı."
- "Sospechoso del asesinato de Díaz".
Habere göre bir soruşturma başlatmışız. Gallagher, Diaz davasının zanlısıymış.
Dice que investigamos a Mike Gallagher y que es sospechoso de lo de Díaz.
Sen de zanlısın.
Enseguida habrá gente que sospeche.
Cadı zanlısı, kafasını kütüğün üzerine koyar, balta kafasına doğrultulur.
Se coloca la cabeza del brujo sospechoso sobre un tronco y un hacha muy cerca, sobre él.
Cinayet zanlısı olarak.
Por sospecha de asesinato.
Lane şu anda şehirdeki insan avının baş zanlısı.
Lane es ahora objeto de una cacería humana por parte de toda la ciudad.
Jim Hart adında bir federalin katil zanlısı.
Sospecha de haber asesinado al agente federal, Jim Hart.
Çalınan itfaiye aracıyla kaçan cinayet zanlısını durdurun.
Intercepten sospechoso de asesinato en autobomba robado.
Birinci dereceden cinayet zanlısısınız.
Se le acusa de asesinato en primer grado.
Üzerinde çalışmış aynı ifadeler, Şunu söylemeliyimki eyaletin önünde zor bir dava olacak cinayet zanlısı James Flood'un davası.
Tras examinar el testimonio jurado... parece que el estado tiene un caso sólido... para acusar a James Flood de homicidio.
Zanlı, İrlandalısın ve bu sebeple senin hakkındaki kesin hükmü Kraliçe Victoria adına yapacağız.
Acusado, eres irlandés... y por lo tanto te juzgaremos... en nombre de la Reina Victoria.
Savunma makamı zanlıyı zulme uğramış bir masum gibi tanımlıyor.
El Sr. Abogado Defensor, nos presenta a la acusada como una inocente perseguida.
Savunmanın iddiasına göre, zanlının bir kriz ya da benzeri bir durum nedeniyle böyle davranmış olabilme ihtimali mevcuttur.
El caso parece claro,... incluso si la defensa argumenta que la acusada no estaba en sí.
Ama zanlının davranısının nedenlerini göz önüne alarak iki cezayı da iptal ediyorum.
Pero considerando los motivos que incitaron tales delitos menores he decidido suspender la sentencia.
Zanlıyı bunu yapmaya iten sebepleri bulmaya çalışırdım.
Intentaría descubrir las razones del acusado.
Memur Burke, kürsüdeki zanlıya bakar mısınız?
Agente Burke. ¿ Quiere mirar al acusado, por favor?
Hepsi sahte deliller, aldatılmış zanlılar.
Pruebas falsas, trampas a los sospechosos...
Zanlılar Cumhuriyet Savcısı tarafından sorgulandı.
Los citados señores han sido interrogados por el "procuratore" de la República.
Benim fikrime göre, zanlının yaşadığı yerin aranma şekli yasadışı.
En mi opinión, el cateo a los cuartos del sospechoso era ilegal.
Anlamıyor musun? Kravat cinayeti zanlısı.
Es el tipo que busca la policía, es el asesino de la corbata.
Zanlılar tarafından kaçış aracı olarak kullanılan araç...
"Un auto, aparentemente utilizado por los delincuentes en la fuga,"
Seninle mi çalışıyorum, yoksa lanet bir zanlı mıyım?
¿ Trabajo con usted o soy un sospechoso, o qué?
Zanlıymışım gibi ifademi alıyorsun.
Me estás acosando como si fuera el principal sospechoso.
Bir zanlı üzerine çalışıyorum.
Estoy vigilando a un sospechoso.