Zannettim traducir español
862 traducción paralela
"Seni tavuk zannettim."
"Creí que eras un pollo."
Tuhaf bir ses duyduğumu zannettim.
Creí oír una voz extraña.
Sizin gittiğinizi zannettim.
Creía que se había ido.
Tek kelime anlamadığını zannettim.
Creí que no entendías ni una palabra.
Hadi oradan İtalyan. Ben de gerçekten yaralandın zannettim.
estúpido italiano pensé que estabas realmente herido.
Başlarda kızı, çocuğa para sağlayan zengin birinin aracısı zannettim.
Primero creímos que era una intermediaria... que le daba dinero de algún rico partidario tras bastidores. - ¿ Y?
- Araba için aradılar zannettim.
- Creí que era por el taxi.
Üzgünüm Tom. Cinayet işleniyor zannettim.
Lo siento, Tom, pero parecía que se estaban asesinando.
Annene o kadar benziyorsun ki, sesini duyunca o geldi zannettim.
Eres igual que tu madre. Cuando oí tu voz, creí que era la de ella.
Kendimi normal bir müşterideymiş gibi zannettim.
Me merecería una bofetada.
Kontrol edebileceğimi zannettim...
Creía que podría controlarme...
Poliçe eksik zannettim ama buldum.
Pensé que faltaba una póliza, pero ya la encontré.
Ha, onu böyle yapacağımızı zannettim.
- Pensé que lo haríamos así.
Evin öbür tarafında... birinin gazı açtığını zannettim.
Me ha parecido que aquí bajaba, como si alguien... lo hubiera encendido en otra zona de la casa.
Rakun köpeği zannettim.
Pensé que era un mapache.
Gözlerinin oynadığını zannettim.
Creo que he visto cómo sus ojos se movían.
Ben yine "Aşk" diyeceksin zannettim.
Oh, pensé que ibas a decir "Amor" de nuevo.
Zannettim ki bundan sonra kötü şeyler olacak, ama...
Pensé que algo malo iba a suceder por esto, pero...
Affet beni, Stephen. Sen zannettim.
Perdóname, Stephen, pensaba que eras tú.
Hep senin eve dönmeni bekledi ben de sen zannettim.
Siempre esperaba a que estuvieras en casa, por eso pensé que eras tú.
Evi terk ettiğini zannettim.
Pensé que no ibas a volver a casa.
Dudakları aralandı, bize şevkle tavsiyelerde bulunacağını sandım. Bizi isyana teşvik edeceğini zannettim.
Sus labios se entreabrieron, creí que nos lanzaría... una exhortación para inducirnos a la rebelión.
Bütün gece burada dikilmek zorunda kalacağım zannettim.
Ya temía que tendría que quedarme aquí toda la noche. ¿ Dónde te dejo?
Ölmüş olduğunuzu zannettim.
Le creía muerto.
Sizi bir başkası zannettim.
Pensaba que era otra persona.
Zannettim ki o Wilson'du, Factor, Frenchy, veya bizimle giden başka biri.
¡ Pensé que había sido Frenchy, o alguien que vino y ya no estaba!
Onlar geldiğinde silahları çalacaklarını zannettim.
Yo debía robarlos cuando llegaran.
Afedersiniz, sizi başkası zannettim.
Perdone, creí que era otra persona.
Bizim bölükten biri zannettim onu. Hani şu Prewitt, sana bahsetmiştim ya.
Creí que era un tío de nuestra compañía, Prewitt, el chico del que te hablé.
Bu işimin bir parçası zannettim.
Cuando te ofrecen una copa debes aceptarla.
Bir şey söyleyecek zannettim ama konuşmadı.
Pensé que iba a hablar pero no lo hizo.
Önce sıçan zannettim, korkudan süt kovasını düşürdüm.
¡ He creído que era una rata y he tirado la lechera!
Öldüğünü zannettim. Bana öyle söylediler.
Creí que habías muerto.
İnanın bana, o sırada zannettim ki onu azıcık hırpalayacaklar.
Créame si le digo que pensaba que sólo iban a... presionarle un poco.
Önce Jim zannettim...
Al principio pensé que era Jim...
Seni başkası zannettim!
¡ Creía que eras uno de ellos!
Ama siz barones, ne yaptığınızı zannettim biliyor musunuz? - Kalbinizi küllerle beraber mermer vazoya koymuşsunuz. - Ne yapmışım?
Pero usted, baronesa, ¿ sabe lo que ha hecho?
Genç bayan, seni annen zannettim. "Annen" mi?
Señorita, creí que era su madre.
Önce senin de öldüğünü zannettim ama sonra çocukluğumuzdaki bu mağrayı hatırladım.
Al ver que te habían emboscado, te busqué entre los muertos... y recordé que solíamos venir a esta cueva.
Ben de biri yaralandı zannettim.
Pensé que alguien se había hecho daño.
Yemek geldi zannettim.
¡ Creí que ya me traían el menú!
Evet, öyle zannettim.
Eso creí. Una conquista.
Amcam Oliver zannettim.
Creía que era el tío Oliver.
Ben zannettim ki... Siz beni buraya şey için...
Pensaba que me había traído para...
Frenlerin boşaldığını zannettim...
He creido que los frenos fallaban...
Nezarethaneden kaçan çocuk zannettim sizi.
Pensaba que eras ese chico que se ha fugado.
Deliriyorum zannettim.
Pensé que me volvería loco.
Bende paraya ihtiyacınız var zannettim.
Y yo que pensaba que estaban tiesos.
Kavga edeceğimizi zannettim ama öyle olmadı.
Creía que nos íbamos a zurrar, pero al final no pasó nada.
Ölüyorsun zannettim. Aslında...
Pensaba que te estabas muriendo.
İşimiz bitti zannettim.
Esta vez sí que pensé que pringábamos.