English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Z ] / Zavallıcık

Zavallıcık traducir español

734 traducción paralela
Zavallıcık nefes almaya başladı!
¡ Respira, el pobre diablo!
Zavallıcık.
Pobre hombre.
Zavallıcık.
Pobre diablo.
Zavallıcık kısa bir süre sonra aramızda olmayacak ve başka bir manyak da imparatorumuz olacak.
Pronto dejará de existir, pobre criatura, y otro maníaco se convertirá en nuestro emperador.
Zavallıcık hayatını hapiste geçirdi ve onun peşinden gitmem için beni zorladı, sonunda da...
Se pasó la vida en la cárcel. Me recomendó seguir su ejemplo...
Zavallıcık daha o güzelim gözlerini kullanmayı öğrenmedi bile.
Este pobre hijo aún no ha aprendido a usar sus preciosos ojos.
Zavallıcık. Annen seni ne kadar seviyordu kim bilir.
Pobrecilla, cuánto debió de quererte.
Zavallıcık.
¡ Pobrecillo!
Zavallıcık, neredeyse aklını kaçırıyordu.
Pobrecita, estaba casi fuera de sí.
Evet. Zavallıcık.
Los pobres.
Zavallıcık çok sabretti.
Y el pobre ha sido tan paciente.
Aşağıda törenin yapılmasını bekliyor zavallıcık.
El pobre está ahí abajo, esperando los oficios.
Zavallıcık, kalbi çok kırılacak.
Pobre criatura, se le partirá el corazón cuando...
- Zavallıcık.
- Pobrecita...
Sefil görünüyordu, zavallıcık.
Se veía patética.
Seni zavallıcık!
¡ Mi pobre querida!
Bizim evse... çok boş... ve çok pis. - Zavallıcık.
Pero nuestra casa... está tan vacía y tan sucia.
Zavallıcık.
Aquella alma bendecida.
Ben olmasam başın beladaydı seni küçük zavallıcık.
Si no fuera por mí, habrías tenido problemas, pobrecilla.
Zavallıcık!
¡ Pobrecito!
"Zavallıcık, zavallıcık" desin isterdim.
"Pobrecito".
İki hafta boyunca sadece Akron, soğuk bira ve "Zavallıcık," biraz monoton olmaz mı?
¿ No sería un poco monótono, sólo Akron, cerveza fría y "Pobrecito" por dos semanas?
Zavallıcık. O kadar üzlüyorum ki onun için.
Pero siento pena por él.
Zavallıcık, bizi dinliyormuş!
La pobre nos estaba escuchando.
İşte burada, zavallıcık.
Aquí la tienen, pobrecita.
Zavallıcık benim olduğunu sanmış.
El pobre creía que era mío.
Zavallıcık!
Pobre alma.
Zavallıcık, ayıplamam seni doğrusu.
Pobre, no te culpo.
- Zavallıcık biraz yorgun.
- Fatigada, la pobre.
Bana demiştin ki ayrılmadan önce... Evet, zavallıcık!
- Que antes de irte...
- Bu zavallıcık ne yaptı!
¿ Qué ha pasado? ¿ Qué ha hecho esta pobre criatura?
Zavallıcık. Senin şovun mu!
Pobrecito, ¡ tú espectáculo!
Zavallıcık. Kayıp bir ruh gibi etrafta dolanıyor.
Pobre gatita, está triste y no encuentra su sitio.
Zavallıcık, ilaçlardan hiç hoşlanmıyor.
Al pobrecito le desagrada tanto la medicina...
Zavallıcık.
Pobre chica.
Evet, acaba zavallıcık bu gece nerede?
Sí, y me pregunto dónde estará el pobre esta noche.
Zavallıcık.
¡ Pobrecito!
Zavallı Concha'cık. Öyle bir yetenek!
Y la pobre Conchita, que tiene tanto éxito.
Zavallı kızım, çılgınca bir şey yaptın.
Pobre hija, has hecho una locura.
Sonra... ben ışıkları söndürünce, her yer kararınca... yukarı çıkıp zavallı adamı kanala götürürsün.
Luego cuando apague las luces y esté todo a oscuras subes y bajas al pobrecito al canal.
Benim zavallı çılgın kız kardeşim, Benim zaten bir işim var. Evet, ne iş ama!
Mi pobre, lunática hermana, tengo que tener un trabajo.
- Zavallı Martha'cık.
- Miente. Pobrecita Martha.
Zavallıcığım benim, neredeyse çıkıveriyordun aklımdan.
Mi querido viejecito. Casi me olvidaba de usted.
Zavallıcık, canını yakmış.
¡ Ésa si que es buena!
Böylesine zavallı bir nakli kabul etmek onur kırıcı olsa da Sibella'yı her gün görebilme umudu reddedilemeyecek kadar çekiciydi.
Era mortificante aceptar el status de pariente pobre... pero la certeza de ver a Sibella cada día era demasiado tentadora para negarse.
Zavallı Michael, heyecan verici bir kadını sıkıcı bir bez bebek için terkederek nasıl da kendini mahvediyor.
Pobre Michael, cómo sale perdiendo en el cambio... abandonando a una cálida y excitante mujer de mundo... por una insípida muñeca de cera.
Yine tek başına sızıp uyudu. Zavallıcık.
Pobrecilla.
Zavallı Nutsy uzun bir yürüyüşe çıkıyor.
El pobre Nutsy está dando su último paseo.
- Benim zavallı bir kılıç ustası olduğumu mu söylüyorsun?
- Me cree un esgrimista débil? - Definitivamente si
İlk çıkışlar hep zavallı komedilere dönüşür!
El estreno es siempre una miserable farsa.
"Örtülü sopa" benim zavallı kılıcım.
"Perchero", mi pobre espada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]