Zekanı traducir español
624 traducción paralela
Kıskançlık kötüdür zekanın ve güzelliğinin altında bir duygudur.
Los celos son horribles sentimientos que degradan tanto tu ingenio como tu belleza.
İçinizdeki her şeyle, üstün zekanızla, kültürünüzle, nasıl oluyor da ruhani değerlere karşı bu kadar duygusuz olabiliyorsunuz, General?
Oh, General, con todo lo que tiene usted, su mente superior, su cultura, ¿ cómo puede estar tan ciego para la grandeza espiritual?
Dr. Mabuse'un ölümüyle, nasıl olağanüstü, insan üstü bir zekanın sona erdiğini kimse anlamıyor.
Nadie tiene ni idea de qué clase de la mente fenomenal, sobrehumana que ha desaparecido con la muerte de Mabuse.
Siz şu anda, sizin bile bütün bu zekanıza rağmen algılayamayacağınız, sadece bireysel değil aynı zamanda çok güçlü bir örgütün yoluna çıkıyorsunuz.
Está usted en medio no simplemente de una persona sino de una poderosa organización, cuya total extensión hasta usted con su inteligencia no ha podido captar.
Bu kaz kafalılar sizin zekanızı anlayamaz. Bu kaba herifin tersine siz çok akıllı birisiniz.
Es un hombre inteligente, no es como esta bestia.
İki dev zekanın buluşmasını izlemek büyük bir zevk.
Estimulante, cuando dos grandes intelectos se juntan.
Sen zekanı kullandın.
Usó la cabeza.
Neden onu kurtarmak için zekanızı kullanmıyorsunuz?
¿ Por qué no usa su ingenio ahora para salvarlo?
Keskin zekanın yokluğunu arayacağım...
No se equivoque, lamentaré la ausencia de su mente aguda.
Bay Graham, o mükemmel zekanızın size anlatmaya çalıştığı şey son derece basit :
¿ Ha captado su cerebro lo que intento decirle? Es muy simple.
Zekanı biraz dinlendirip bana viski ve su ver.
Descansa el intelecto y ofréceme un vaso de whisky escocés con agua.
Zekanızı tüm parlaklığıyla gösterdiniz.
Ha demostrado su inteligencia brillantemente.
Adresimizi masaya bırakırız. Hoşçakalın Bay Potts, sizin zekanıza sahip bir adamı tanımak büyük bir zevkti.
Adiós, Sr. Potts, ha sido un placer conocer a un hombre tan inteligente.
Sizin zekanızda bir insan aptalca bir cinayet işlemez.
Un hombre de su inteligencia no cometerá un estúpido asesinato.
Hayır. Sizin zekanıza her zaman hayran olmuşumdur.
Siempre he admirado su ingenio.
Zekanızı keskinleştirin, dişlerinizi değil!
Afilen el ingenio, no los dientes.
Zekanı kimden aldın bilmem ama...
No sé de dónde sacaría los sesos, sargento,
Geçen yıllar zekanı azaltmamış.
Los años no te han hecho menos sagaz.
Böyle bir durumda zekanın kullanımıyla ilgili başka bir örnek.
Otro ejemplo de la inteligencia en un caso como éste.
Zavallı cahil ruhlarını zekanın aydınlığıyla karşı karşıya bırakmak istiyorsun.
Usted llevará la luz a sus pobres almas ignorantes.
Kaba kuvvetin de faydaları vardır, Rodney, ama bence zekanın değeri daha fazla.
La fuerza tiene sus méritos, Rodney, pero valoro más la inteligencia.
Zekanı geliştirmek için değil, öldürecek adam bulmak için okumayı öğreniyorsun.
Se aprende a leer para ser más inteligente, no para matar hombres.
Evet Hadley, biz şeytani zekanın tersiyle karşı karşıyayız.
Sí. Hadley, nos enfrentamos a una oposición de una ingenuidad diabólica.
- Yaratıcı bir zekanız var, Bay Bond.
- Tiene una mente inventiva, Sr. Bond.
Birazcık zekanız olursa belki birgün yaşamınız kurtulur.
Esta información le podría salvar la vida algún día.
Gördüğün gibi, zekanı her an kullanabilmen gerek.
Así que, como verás, hay que estar lúcido en todo momento.
Mürettebatın altıncı üyesini ise uyutulmak ilgilendirmiyor çünkü o yapay zekanın son örneği :
Al sexto tripulante no le preocupaban los problemas de la hibernación porque él es lo último en inteligencia artificial.
Bununla birlikte açıkçası zekanız amacıma hizmet etmemi düşünmeme teşvik ediyor. Adeta kartlarımı masaya koymaya zorluyor.
Sin embargo, su indudable inteligencia... me lleva a pensar que lo mejor será... que ponga mis cartas sobre la mesa.
Aslında, şu iki geri zekalı senin parlak zekanın ürünü.
En realidad, es porque esos dos le quitaron el brillo a su imagen.
Belki de zekanız o kadar iyi değildi.
Entonces quizá su inteligencia no era tan grandiosa, Sargon.
Arkadaşlarınızın yerini tespitteki zekanız takdire değerdi.
Su ingenio en ubicar a sus compañeros es notable.
Verimsiz bir amaç, zekanızı değersizleştiriyor.
Es un interés que no conduce a nada, no es digno de su inteligencia.
Ortalama bir suçlunun üstünde zekan var.
Y tienes una inteligencia superior a la media de los delincuentes.
Müthiş bir zekan var Abe, bunu biliyorsun.
Tienes una mente maravillosa, Abe, y tú lo sabes.
Eğer parmakların da zekan kadar uyanıksa, gerçekten hırsızların prensi olmalısın. Hadi.
Si robas como piensas, eres un gran ladrón.
Müthiş bir zekan var.
Eres muy inteligente.
Senin zekan bu kadarmış.
- Has sido muy inteligente.
Bazen zekan beni şaşırtıyor.
A veces me sorprende que uses tu cerebro.
Amerikan pratik zekan varsa, başka bir şey gerekmez.
Teniendo inteligencia no hace falta la suerte.
Heyecan verici bir zekan olduğunu keşfettim.
Es que he descubierto que tiene una mente interesante.
Şu keskin zekan yok mu, bazen çok itici oluyor.
Tu dulce carácter a veces se vuelve bastante repulsivo.
Zekanızın gücünü duygusallığa kapılarak boşa harcadınız.
Ha echado a perder su agudeza al revolcarse en sensiblerías.
Zekan, karakterin, dişiliğin, hassas sıhhatin hepsi, kesinlikle hepsi senin tutkuya teslim olmanı men ediyor.
Su sabiduría, su carácter, su feminidad, su frágil salud todo, absolutamente todo de usted le prohibe sumirse en la pasión.
Senin zekan ve benim kaslarım sayesinde bu kasabayı parmağımızda oynatabiliriz.
Con su cabeza y mis músculos, seremos dueños de esta ciudad.
Bundan ortalamanın üstü bir zekan olduğu sonucunu çıkardık.
Deducimos, un inteligencia por encima de la media.
Zekan hâlâ seninle birlikte.
Tienes tu intelecto, Jim.
Korkunu kontrol eden zekan var.
Tiene su inteligencia en control de su miedo.
Senin zekan da senin yaşamanı sağlayacak.
Su inteligencia le permitiría sobrevivir también.
Zekanız devamlı beni şaşırtıyor, Bay Warfield.
Se refiere al explorador indio?
- Kıvrak zekan için teşekkürler, sevgilim.
- ¡ Oh, gracias por tu presencia de espíritu!
Ama sana kızmıyorum. Bu zekan için.
Es un tributo a tu inteligencia.