Zekânın traducir español
107 traducción paralela
Yoksa ismini ve adresini almak için seni zorlayacaktım. Peterson hep marifetliydi, ama marifet zekânın yerini tutmaz.
Peterson siempre fue muy ingenioso,... pero el ingenio nunca gana a la inteligencia.
Güzelliğin, zekânın ve kusursuzluğun hiç şansı olmadığı şu dünyaya ait olmasındansa, yok olmasını yeğledim.
Quería destruirla y no que forme parte de un mundo donde la belleza, la genialidad y la grandeza no tienen posibilidad.
Mizah zekânın ilk belirtisidir.
Ese es el primer signo de inteligencia.
İlk defa güzellik ve zekânın bir kadında birleştiğini görüyorum.
Es la primera vez que veo a una mujer inteligente y hermosa.
Zekânın artması, eşittir dostlarını kaybetmek.
¿ Más inteligencia equivale a menos amigos?
Doktorların ana araştırma alanı, ameliyat ve enzim zenginleştirme suretiyle beynin kullanılmayan bölümlerini kullanarak zekânın kalıcı olarak geliştirilebileceği hipoteziydi.
Un área a investigar es la hipótesis de los doctores... que se puede mejorar la mente permanentemente... Mediante la cirugía y el enriquecimiento enzimático utilizando por ende nuevas partes del cerebro. - ¿ Puede programar eso?
Belki de sorumuzun tek olası cevabı, zekânın ne olduğunu söylersek söyleyelim, bunun böyle olmadığını keşfedeceğimizdir.
Quizás la única posible respuesta a la pregunta es que sea lo que sea la mente, hemos descubierto lo que no es.
Zekânın maddeye dönüşmesi.
La mente reducida a materia.
Zekânın nasıl kullanılacağını iyi bilirim.
Sé cómo aprovecharlo.
Gurur, zekânın yedeğidir.
Con orgullo no se sustituye la inteligencia.
Bunun, yaratıcı bir zekânın profili olması gerekiyordu.
Esto debía ser una reseña sobre una mente creativa.
Asla anlayamayacağımız, yüksek seviyede bir büyük zekânın parçasıyız bana göre.
¡ Creo que somos parte de una sabiduría más grande que jamás entenderemos...! ¡ Un orden superior!
Bizlere zekânın heyecanlarını ve öz bilincin acılarını kazandırırken,... sıklıkla içgüdüsel beyin fonksiyonlarının,... etkisinde kalarak düşünmektense reaksiyon vermeyi yeğletmiştir.
Si bien nos da inteligencia y autoconocimiento, muy a menudo es dominada por nuestro cerebro interno instintivo : El que nos dice que reaccionemos, no que reflexionemos, que corramos en vez de pensar.
Bir yapay zekânın, kendisini geliştirme konusunda senin taktiğini kullandım.
Lo mostré a ud. como ejemplo de cómo una inteligencia artificial puede superar su programación.
Diğer insanlarla asla normal bir ilişki kuramayacaksın. Onlar senin zekânın görkemini fark edecekler ve sırf bu yüzden senden nefret edecekler.
Lo mejor que puedes esperar es un miedo incomprensible, el cual puedo canalizar en cosas grandiosas.
Alınma ama benimki gibi 12. seviye bir zekânın yaptığı çıkarımı anlayabileceğini cidden sanmıyorum.
- Sin ofender. Pero no creo que pudiese seguir el razonamiento de un intelecto de nivel 12 como el mío.
Zekânın bu odadaki herkesinkinden üstün olduğu belli.
- Permítame que le interrumpa aquí.
- Zekânın arkasına saklanıyorsun.
- Se oculta detrás de su inteligencia.
Kendisi, zekânın her türlüsüne uzaktır.
usar la inteligencia emocional, por decirlo así.
Bu, Roma'yı yok olmanın eşiğine getiren çok parlak bir zekânın hikayesidir!
La historia de una mente tan brillante que llevó a Roma al borde de la destrucción.
Fizikçiler, kuantum-mekanik teselli ödülleriyle, davranışları zekânın varlığını sezdiren atom içindeki küçücük moleküllerin henüz çözülmemiş gizemlerini belgeleyerek rüzgârı yavaşlatmayı denediler.
Los físicos han tratado de suavizar el soplo divino con premios de consolación de mecánica cuántica notando misterios para ser resueltos en pequeñas partículas subatómicas cuyas acciones insinúan la presencia de inteligencia.
Öz ifade. Zekânın göstergesi.
"Brevedad, es el alma del ingenio"
Siz iki süper zekânın da özgeçmişlerinden bu paçoz saçmalıkları çıkarması gerek.
Ambos necesitan sacar esa "basura" de sus curriculums.
O zaman varlıklarından haberdar olduklarını anladım ve insan dışındaki bir zekânın varlığını. Bir süre sonra onları esaret altında tutmanın doğalarına aykırı olduğunu anlıyorsunuz.
Yo sabía cuando se sentían cohibidos y cuando te das cuenta que poseen una inteligencia no humana entiendes, al cabo de un rato, que no deben estar en cautiverio.
Bir bilimadamı olarak bana, zekânın tanımlanması için mutlak belirtilerin olması gerektiği öğretildi.
Como científico estoy capacitado para identificar inteligencia con medidas objetivas : "CONSULTOR DE ACÚSTICA SUBMARINA"
Müthiş bir zekânın ürünü.
La obra de una mente brillante.
Yüksek zekânın sıcak parıltısı altında güneşlenmek gibiydi. Ve seni sargılıyor, sonsuz bir onurun bir parçası olmana izin veriyor.
Fue como estar bajo un cálido fulgor de una inteligencia superior que te rodea y permite que te conviertas en parte de su gloria eterna.
Zekânın ne kadar hoşuma gittiğini biliyorsun.
Sabes cuánto me gustan los listos.
Odesa'nın Kiklop'un mağarasından kaçışı zekânın kas gücüne karşı üstünlüğüne mükemmel bir örnektir.
El escape de Odiseo de la cueva del cíclopes es el ejemplo perfecto de cerebro sobre el músculo.
Zekânın yarattığı büyüyü sadece zekice yöntemler alt edilebilir.
El sutil arte de la hechicería sólo puede ser vencido por medidas aún más sutiles.
Azmış ergen, senin büyüleyici inek zekânın paraya odaklanması gerek.
Calentón, necesito que tu cerebro mágico con poder tragalibros se concentre aquí.
Lütfen bana öğretmeye devam edin,... böylece zekânızın mucizesini daha iyi anlama fırsatını buluyorum.
Te ruego que sigas enseñándome, para que pueda comprender aún mejor las maravillas de tu entendimiento.
Zekânı kullanmadığın sürece bunu beklemen gerekir.
El débil bien podrá triunfar Si el intelecto sabe usar
Çok genç birisiniz, tek şey diyececeğim ; derinizin ışıltılı görünümünü ve zekânızın kıvrak inceliğini her şeyin üstünde tutuyorsunuz.
Usted todavía es joven, diríamos en la primera juventud, por eso aprecia más que nada la inteligencia humana.
Kendisi, zekânın her türlüsüne uzaktır.
- ¡ Cállate!
- Canının istediği her şeyi elde edebilmek için potansiyel zekânı kullan.
- Usas el potencial de tu mente para conseguir cualquier cosa. ¿ Quieres un coche nuevo?
Bir baloda azametini, baştan çıkarıcılığını, güzelliğini, zekânı, cazibeni ve bilgini sergileyebilirsin.
Tienes la oportunidad de mostrar tu elegancia, poder de seducción, belleza, encanto, inteligencia, conocimientos.
Bu kıvrak zekânı kullanacak daha çok zamanın var.
Tendrás tiempo de probar tu inteligencia.
Bir öğrenci olarak görünüş ve zekânızla nam salmışsınız.
Fué bastante famosa como la "estudiante con cerebro y apariencia".
Zekânızı ve enerjinizi kullanın.
Usen su inteligencia y sus energías.
Berbat bir grupta çalıp zekânızın 26 yaşında geçtiğinden yakınıyorsunuz. Çünkü geçti!
Que tocan en una banda del montón y lloriquean que se acaban a los 26 años porque es verdad.
- Adını mı? Zekânı kullanmaya çalışma Andolini.
No te hagas el listo, Andolini.
Yaratıcı zekânı kullanmamışsın Fern.
No te involucraste con tu inconsciente creativo, Fern.
Yalnızca zekânı değil, kalbini de sınıyorum.
No estoy poniendo a prueba su mente estoy poniendo a prueba su corazón.
Bu... Kızıl saçların... Ve zekân...
Es... tu pelo pelirrojo... y tu cerebro.
Allah'a bağlanmak içinse zekânı kullanırsın.
recuerda tu cerebro!
Zekânız, anlayışınız, organizasyonel becerileriniz sınanır.
De su intelecto, ingenio, de cómo se organizan.
Ayrıca kendinizi kandırmayın, bunun doğuştan gelen yeteneğinizle veya zekânızla bütünüyle ilgisi yok.
Y no se engañen claro que depende de su propio ingenio humano.
- Artık zekânı kullanmalısın. - Olduğundan emin değilim.
- Y si alguna vez lo haces de nuevo...
Müşteri temsilcilerinin ne iş yaptığını sanıyorsun, tabii, zekânı sınırlamak hariç?
¿ Qué crees que hacen los de cuentas, aparte de limitar tu genio?
Ve bir kertenkele, böyle kararlı bir zekânın üstesinden gelebilecek durumda değildir.
Inglaterra y los Países Bajos estaban cerca del Círculo Antártico y la mayoría del resto, cerca del Polo Sur. Todos estos fragmentos aislados de corteza estaban en movimiento.