Zelda traducir español
440 traducción paralela
Şu sahnelerin ünlü "hızlı çapkın" kızı sosyete takımının sevgilisi Zelda Zanders!
Esa chica famosa de la pantalla... ¡ Ahí viene la popular estrella Zelda Zanders!
Zelda!
¡ Zelda!
Zelda
¡ Zelda!
Zelda pek çok mutsuzluklar yaşadı, umarım bu kez gerçek aşka sıra gelmiştir.
Zelda tuvo tantas desdichas, espero que esta vez sea realmente amor.
Muhtemelen orada görmüşümdür. Zelda'nın kardeşi rolüne iyi gider.
Sería buena como la hermana de Zelda.
Bay Simpson size Zelda'nın kızkardeşi rolünü vermeyi düşünüyor.
Kathy, el señor Simpson quiere ponerte en la cinta.
- Sana ne demiştim ben? - Teşekkürler Zelda.
- ¿ Qué te dije, Lina?
Sen gerçek bir arkadaşsın.
- ¡ Gracias, Zelda, por la información!
Zelda bana herşeyi anlattı.
Zelda me lo contó todo.
- Teşekkürler, Zelda. Sen gerçek bir dostsun.
- Eres una amiga de verdad.
Zelda neden bu kadar endişeli sanıyorsun?
Todo el mundo. ¿ Por qué crees que Zelda tiene envidia?
Şimdi, yalnızca düşünüyordum da, Ona Zelda'nın filminde bir rol vermiştiniz ve ona gelecek filmde daha büyük bir rol verecektiniz
No, pensaba en el papel de esa chica en la película de Zelda.
Yalan söylüyorsun, Zelda.
- Estás mintiendo, Zelda.
Zelda. Bekle!
¡ Zelda, espera!
Zelda'dan mı?
- ¿ De Zelda?
Zelda yolundan çekildiğinde o kokteyl garsonlarından birini alır buraya getiririz.
Cuando Zelda se vaya, buscamos una chica y la traemos.
Zelda'nın nasıl biri olduğunu biliyor mu?
- ¿ El ya vio a Zelda?
Bayan Mulligan.
- Hola, Zelda.
- Merhaba, Zelda.
- Hola, Rosalie.
Mutlu yıldönümleri, Zelda.
- Feliz aniversario, Zelda.
Benim, senin karın. Zelda, hatırladın mı?
Soy yo, Zelda, tu esposa, ¿ recuerdas?
Ben buna karşı değilim, ama Zelda'yla olmaz.
No tengo nada en contra, pero no con Zelda.
Yani, sen Zelda'sın.
Así que tú eres Zelda.
Teşekkürler ve ayrıca adım, Zelda.
Gracias, mi nombre es Zelda.
Yani, sen ve Zelda.
Tú y Zelda.
Ben, Zelda'yım, hatırladın mı?
Soy Zelda, ¿ recuerdas?
Yani, Zelda etin sosuna bakıver, olur mu?
¿ podrías mirar la salsa?
Bu, benim karım Zelda.
Esta es mi esposa Zelda.
Zelda'da bütün plaklarınız var. O, büyük hayranlarınızdan biri.
Es una gran admiradora suya.
Peki ya sen, Zelda?
¿ Y tú, Zelda?
Oh, Zelda, Zelda hayatını nasıl da mahvettin.
Zelda, Zelda, qué desastre es tu vida.
Ben masayı temizleyeyim.
- Yo limpio la mesa. - No, Zelda.
Hayır, hayır, Zelda.
Todavía no.
Zelda, senin burada olmaman gerekiyordu.
Zelda, no deberías estar aquí.
Bak, Zelda, sakin ol. Bu biraz kötü görünüyor, biliyorum.
Espera, sé que esto se ve mal.
Bak, Zelda. Bir erkeğin karısına soramayacağı ciddi şeyler vardır.
Algunas cosas no puedes pedirle a tu esposa.
Tamam, Zelda, istiyorsan bana vur ama lütfen içeri girme.
Pégame si quieres, pero, por favor, no entres ahí.
Bunu Zelda'yla çıkarken onun için yazmıştım.
La escribí para Zelda cuando salíamos.
Neden beni uyarmadın, Zelda?
¿ Por qué no me recordaste, Zelda?
Zelda'dan bir mesaj getirdim.
Tengo un mensaje de Zelda.
Zelda'yla konuştum.
Acabo de hablar con Zelda.
Zelda, yukarı çıkmadan önce seninle konuşmak zorundayım.
Zelda, antes de que subamos, debo hablarte.
Zelda, 5 yıl öncesini hatırla. Yüzüklerimizi takarken söz vermiştik. Zenginlikte ve yoksullukta, iyi günde ve kötü günde.
Zelda, ¿ recuerdas que hace cinco años... cuando intercambiamos anillos... prometimos amarnos en la riqueza y la pobreza, la fortuna y la adversidad?
Merak etme, Zelda. Onu bulacağım. Belki bir iple veya bir sakızla.
Lo sacaré con una cuerda y goma de mascar... o mejor, llamando a un plomero.
Selam Zelda, dün tokat günüydü.
Hola Zelda ayer hubo tortas.
Kes şunu!
- ¡ No, Zelda!
Hayır, Zelda, hayır.
- ¡ No!
Gerçek adı Zelda.
Zelda, en realidad.
Zavallı Zelda.
Pobre.
Zelda da kim?
- ¿ Quién es Zelda?
Polly...
Polly... digo, Zelda...