English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Ç ] / Çöpçatan

Çöpçatan traducir español

280 traducción paralela
"Lanetli çöpçatan!"
¡ Maldito alcahuete!
Seni aşağılık çöpçatan!
¡ Miserable alcahuete!
Hala Mildred'ın iflah olmaz bir çöpçatan olduğunu öğrenemedin mi?
¿ Aún no has aprendido que Mildred es una casamentera incurable?
Nasıl da pişmanım. O zamanlar çöpçatan ayarlamadan bile bihaberdim.
Cómo lamentaría entonces volver sin saber si estás dispuesta a casarte.
Ne çöpçatan çıkarcılığından bir şey kaybeder ne de evlilik mutluluğundan.
La Celestina no es para nada despreciable, ni la unión menos feliz.
Çöpçatanın sözlerini dinlemeli ve kesmemeye çalışmalısın.
Ah... si escucharas y no interrumpieras al casamentero.
Eğer çöpçatanın ben olsaydım, dulla çoktan evlenmiş olurdun.
Si me hubieras tenido como casamentero, hace tiempo que estarías casado.
Eğer o ikisi evlenirlerse, siz de çöpçatan olacaksınız.
Si esos dos se casan, tú serás el casamentero.
Kadınların nasıl çöpçatan olduğunu bilirsin.
Ya sabe usted cómo a las esposas les encanta jugar a Cupido.
Gördünüz mü şu çöpçatanı!
¡ Si ahora no llueve!
- Çöpçatan! Çöpçatan!
- ¡ Una alcahueta, una alcahueta!
Çöpçatan!
¡ Alcahueta!
Belki de aslında çöpçatanım. Böyle kadınlar vardır.
- Tendré alma de casamentera.
Çöpçatan aracılığıyla kaç erkekle görüştün?
¿ Con cuántos hombres te has citado a través de esos casamenteros?
Ben bilgisayar çöpçatanı vasıtasıyla geldim.
¿ Cómo estás? Soy tu cita por computadora.
- Bilgisayar çöpçatanı mı?
¿ Cita por computadora?
Bilgisayar çöpçatanına başvurmadım ki.
Encantado de conocerte. Nunca pedí una cita por computadora.
Çöpçatan Yente,
Yente la casamentera,
Anne, Çöpçatan Yente geliyor.
Mamá, ahí viene Yente la casamentera.
Çöpçatan, çöpçatan
Casamentera, casamentera
Şehir de kızlarla erkeklerin, çöpçatanın izni olmadan sevişebildiklerini biliyor musun?
En la ciudad, los chicos y las chicas pueden Ser cariñosos Sin el permiso de una casamentera.
Güvey, çöpçatan ve konuklar mı?
¿ Un novio, un casamentero y todos los invitados al mismo tiempo?
Adam ile Havva'nın da çöpçatanı mı vardı sanki?
¿ tuvieron Adán y Eva casamentero?
Bunlar da aynı çöpçatanı kullanıyorlar demek ki.
Y parece Ser que estos dos tienen el mismo casamentero.
Bunlar Ulusal Bilgisayarlı Çöpçatan Servisi'nin belgeleri.
Tengo los formularios que ha enviado el Servicio de citas por ordenador.
Yaşlı, küçük çöpçatan gökyüzünde.
La vieja compañera del cielo.
Çöpçatan, çöpçatan, çöpçatan.
Entrometida, Entrometida, Entrometida.
Neden Bayan Çöpçatan onu bulamıyor?
¿ Cómo puede ser que Tía Sei no nos la haya presentado antes?
Bayan Çöpçatan bir kız bulmuş.
Tía Sei está nos va a presentar una chica a Ngau y a mí.
Haydi çocuklar, evet derseniz çöpçatanınız olurum.
Vamos, muchachos, decídanse y haré de celestina.
Harika bir çöpçatanım.
Soy excelente celestina.
Dünyanın en iyi çöpçatanı kim?
¿ Quién es el más grande del mundo casamentero?
- Çöpçatan sensin.
- ¡ Usted es el casamentero.
Pekâlâ Sayın Çöpçatan, anlaştık.
Está bien, Sr. Casamentero. Preparemos las citas del otro.
Kendimi tam bir çöpçatan gibi hissediyorum.
Me siento como una casamentera.
Çöpçatan, Bayan Jinba, bu sabah beni aradı.
La señora Jinba, la mediadora, me llamó esta mañana.
Çöpçatan yok?
¿ Sin casamenteros?
UZAYLI ÇÖPÇATAN
ACOPLAMIENTO EN EL ESPACIO
Çöpçatan bayan, şapka gelsin.
¡ Celestina, el sombrero! Muy bien.
Evet. Ben, çöpçatan şirketlerini bile denedim.
Sí, lo he intentado incluso con una agencia de citas.
Bana çöpçatan diyebilirsiniz.
Podéis llamarme Cupido.
Kimsin sen? Bayan Çöpçatan Abla mı?
¿ Acaso eres la Srta. Corazones?
Bir Çöpçatan şovu mu?
PERIÓDICO ¿ Un programa de tele de citas?
Oh, hadi ama, çöpçatan. O şova katılmamın tek yolu beni büyüyle prensese çevirmen.
Sólo podría entrar a ese programa... si me convirtieras en una princesa.
Ben çöpçatanım, kaltak!
¡ Soy Hitch, fulana!
Ben de çöpçatan olurum.
Yo haré de casamentera.
Köydeyken, en iyi çöpçatan annemdi.
¿ Le puedo ayudar? En mi tierra, mi mamá era la mejor casamentera.
- Unutmayın. Ben çöpçatan değil, yeğeniyim.
Y recuerden, no sólo soy el casamentero de Jed, soy su sobrino.
Ve yaşlı çöpçatanın garanti ettiği gibi hiç tanımadığım bir kocadan bir çok erkek çocuk sahibi olma görevimi yerine getirecektim.
... y cumpliría la promesa de la casamentera de tener muchos hijos con un esposo al que nunca había visto.
Onlara çöpçatanın sadece para için yanlış eş bulduğunu söyledim.
Dije que la casamentera nos había emparejado mal a propósito, sólo por dinero.
Oh, kahretsin, hayır! - Sen çöpçatan mısın?
- ¡ De ninguna manera!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]