Çıkalım traducir español
8,153 traducción paralela
Çıkalım buradan.
Salgamos de aquí.
- Harika, hadi yukarı çıkalım.
- Excelente, vayamos arriba.
Gel tatile çıkalım, sadece sen ve ben. Nereye istersen.
Salgamos de vacaciones, solo nosotras dos, a donde quieras.
Dışarı çıkalım.
Salgamos.
Kullandı örümcek yakalamak mutfakta ve onları dışarı çıkalım.
¿ Helen? Cogía arañas en la cocina y las soltaba fuera.
Çıkalım burdan önce DNA, her birinizden.
Primero necesitamos unas muestras de ADN de todos vosotros.
Joe'yu uyutalım da sonra biz de uyumaya çıkalım ama aslında uyumayalım da şey...
¿ Por qué no hacemos que Joe duerma su siesta... y luego nosotros nos vamos a dormir la nuestra, pero no dormimos?
Pekala, hadi yüksek bir yere çıkalım.
Bueno, vayamos a terrenos altos.
# Dışarı çıkmak istiyorum bebeğim, dışarı çıkalım #
_ _
Dışarı çıkalım mı? Tamam. Şaka mı bu?
Tengo que hablar contigo de algo.
Yürüyüşe çıkalım. Yaşasın!
- Vamos a dar un paseo.
Şimdi gidip güzelce bir yürüyüşe çıkalım.
Ahora vamos a darnos un buen paseo, anda.
- Çıkalım çabuk.
Salgamos de aquí.
Bir dakikalığına dışarı çıkalım.
Vamos afuera, por un minuto.
Buradan çıkalım.
¡ Salgan por aquí!
Mağara başımıza yıkılmadan buradan çıkalım.
¡ Sal de aquí antes que se derrumbe!
Çıkalım mı?
¿ Preparada para irte?
Buranın altındaki borular patlamadan önce çıkalım buradan.
Vamos- - Vámonos de aquí antes que la tubería bajo este lugar explote.
- Beraber çıkalım, sen Janice.
Me voy contigo. ¿ Janice?
Biz ekiple bu gece bir şeyler içmeye dışarı çıkalım diyoruz.
La pandilla y yo tomaremos unas copas esta noche.
Hadi biraz yürüyüşe çıkalım.
Caminemos un poco.
- Bum Jo. - Çıkalım.
Debes dejar de preocuparte y encontrar un camino.
Buraya seninle öğlen yemeğine çıkalım diye geldim.
Vine a comer contigo, Gun.
Şu anda uyuyor, çıkalım.
Ahora está durmiendo... así que salgamos.
Hadi yukarı çıkalım.
Subamos. Vamos.
Sokakta biraz gezintiye çıkalım, Black Denali.
Vamos a atravesar la calle, a un Denali negro.
Yoksa ne diye sevgililer gününde buraya çıkalım.
Quiero decir ¿ por qué otro motivo podrías elegir el Día de San Valentín.
Çıkalım!
¡ Tenemos que salir!
Ara beni tatlım Ve dışarı çıkalım...
♪ Llámame, dulce mamá Y saldremos ♪
Hadi bir de yukarı çıkalım.
Subamos a la izquierda desde aquí.
Bu gece dışarı çıkalım mı?
¿ Salimos esta noche?
Ringe mi çıkalım?
¿ Quieres llevarme al ring?
Yemeğe çıkalım mı?
- Buena. Cena?
Yemeğe çıkalım mı?
Nº Cena?
- Yarın yemeğe çıkalım mı?
Sí. Mañana Cena?
Böylece akşam yemeğine çıkalım diye sorabilirim değil mi?
- -así Ahora puedo invitarte a salir a cenar, ¿ verdad?
Çatıya doğru çıkalım.
Sale a la azotea.
- Çıkalım. - Evet, hadi çıkalım.
Sí, salgamos.
Gerçek dünyayı görmek için gerçek bir arabayla yolculuğa çıkalım hadi.
¿ Por qué no vamos a dar una vuelta para ver el mundo real?
Yolculuğa çıkalım.
Vamos a dar una vuelta.
Çıkalım bu çöplükten.
Salgamos de esta fosa séptica.
İzlerin kalıbını çıkarayım. Bakalım eşleme bulabilecek miyiz?
Haré un molde Micro-Sil de los marcas de los dientes para buscar una coincidencia.
Hayatını kalıcı olarak değiştirecek bir konuda sana neden mi danışmadım?
¿ Por qué no te consultaría en una decisión que podría cambar tu vida permanentemente?
Çok çalışkanımdır, çok temizimdir insanları memnun etmek için çırpınırım, banyoda çok kısa kalırım ve asla ama asla...
Soy un trabajador dedicado, soy muy limpio, estoy deseando complacer a la gente, si tengo que ir al baño apenas me llevará tiempo, y nunca, nunca...
Belli ki, ağırlıksızlık sorunu için kalıcı bir çözüme ihtiyacımız var. Yakın gelecekte yapay yerçekimi yaratmak için bizi engelleyecek bir şey yok. Cevap, merkezkaç kuvvetinde yatıyor.
no hay nada para evitar que nosotros en el futuro cercano desde la creación de la gravedad artificial la respuesta es la fuerza centrífuga es la fuerza que eso es temerario texto los ciclistas a las paredes verticales mantiene buscadores de emociones pegadas a su plazas y parques temáticos
Tamam, çıkalım.
Lo siento.
Çıkalım mı o zaman?
¿ Entonces por qué no terminas hoy tu trabajo temprano?
Mars'ta koloni ya da Dünya çevresinde yörüngede kalıcı bir... yaşam alanı kurmamız on yıllar veya daha fazla sürebilir. Ama dünyanın her yerinde bu sonraki adım hayal ediliyor.
Pueden pasar décadas, o más, hasta establecer una colonia en Marte o un hábitat permanente en órbita alrededor de la Tierra pero ya hay gente en todo el mundo soñando con ese siguiente paso.
Bombayı kalıcı olarak etkisizleştirmek için en iyi şansımız.
... es nuestra mejor oportunidad de desactivar la bomba permanentemente.
Bu hafta yemeğe çıkalım mı?
- ¿ Podríamos almorzar esta semana?
Evet ama şimdi bütün eşyalarımızla kalıcı olarak taşınacağız.
Sí, pero ahora estaremos allí siempre, con todas nuestras cosas.