English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Ö ] / Ölmemiş

Ölmemiş traducir español

1,151 traducción paralela
- Hayır, ölmemiş.
- No, no lo esta.
Onun ölmemiş olmasına şükret.
Agradece que él no está muerto.
Ölmemiş mi?
No está muerto?
Bebeğim ölmemiş mi?
Mi bebé no está muerto?
2 yıl önce ölmemiş miydi?
¿ No murió hace dos años?
Chakotay'ın patlamada ölmemiş olması, muhtemel.
Es posible que Chakotay no muriese en la explosión.
Görünen o ki, zaten ölmemiş.
Evidentemente nunca la dejó.
Ölmemiş.
No está muerto.
Aslında... Ankakuşu geçen yıl zehir içerek ölmemiş miydi?
¿ Fénix no comió algo venenoso y se murió?
Şu anda ölmemiş olan herkes, yakında ölmüş olacak. Buna ben de dahilim.
Todo el que no está muerto ahora estará muerto despues... incluyéndome a mí.
Sen ölmemiş miydin?
¿ No te habías muerto?
Bizim burada olmamızı nasıl açıklıyorsun? Helikopter kazasında ölmemiş miydik?
Bueno, caballeros si me lo preguntan, esto fue un golpe de estado.
Ölmemiş.
- No está muerta.
Fakat hiçbiri ölmemiş...
Ninguno de ellos está muerto...
- En azından ölmemiş olur.
Al menos no estaría muerto.
Eğer maymununuz ölmemiş olsaydı daha şirin olurdu.
Sería más lindo si su mono no hubiese muerto.
Bu adamlar kazada ölmemiş. Saatler önce ölmüşler.
Estos hombres no perecieron en el accidente.
Kapıyı açtıklarında, ölmemiş olanlar da ölmekteydiler.
Al abrir esa puerta, los que no estaban muertos, estaban muriendo.
Zeyna ve ben onu serbest bırakmak için Toxeus ve onun ölmemiş savaşçılarından oluşan ordusu ile savaşmak... ve onu ebedi alevine döndürmek zorundaydık.
Xena y yo tuvimos que pelear contra Toxus y su ejército de muertos vivos para liberarla y regresarle su llama eterna.
Olay sırasında kimsenin ölmemiş olması bizim için sevindirici.
Gracias a Dios, nadie murió. ¿ No nos puede decir nada?
Ama kocası ölmemiş.
Pero no murió, el viejo.
Ren o odada ölmemiş miydi?
¿ Rennes fue asesinado en esa habitación?
- Ölmemiş! - Öyle.
- No está muerto.
- Yüce İsa, daha ölmemiş bile.
- Por Dios, aún no lo han matado. Hola a todos.
Ama burada yatan bay Martin, kendisinin yaptığı yaralarla ölmemiş.
Pero el Sr. Martín no murió por las heridas que se provocó.
Hey bakın, Kenny ölmemiş.
- Miren, Kenny no está muerto.
Ve ölmemiş olmanız, mucize. Senin gibi tehlikeli insanlar hapse atılmalı.
Deberían mandarlo al calabozo.
Düşündüm ki ölmüştük, ölmemiş miydik?
Pensé que habíamos muerto. ¿ No morimos?
Emily'nin üvey anne babasının ikisi de kaza sonucu ölmemiş.
Los padres adoptivos de Emily murieron, y no fue un accidente.
Çünkü ölmemiş olabilir.
- Porque podría no estar muerto.
Ölmemiş.
- No está muerto.
O ölmemiş gibi davranmak- -
No es sano pretender...
Ölmemiş!
¡ No está muerto!
Evet, ama kaza yüzünden ölmemiş.
Sí, pero la muerte no la provocó el accidente.
Daah ölmemiş olmam bir mucizeymiş. Hadi anne.
Que es un milagro que siga viva.
Ama ölmemiş...
Pero no.
Az önce David'imle ilgili bir haber aldım. Ölmemiş!
He recibido este telegrama acerca de mi David, y no está muerto después de todo!
Bir uyku balonunun içinde bulduk ama uzayda kaldığı için ölmemiş.
Estaba en una burbuja de éxtasis cuando lo recogimos... pero no murió por exposición al espacio.
İyi haber, görünüşe göre takımdan hiç kimse aslında ölmemiş.
La buena noticia es que ningún miembro del equipo ha muerto.
5 sene önce ölmemiş miydi?
¿ No murió hace 5 años?
Ölmemiş.
No está muerta.
- Gres yağı yangınında ölmemiş miydi?
- ¿ No murió cuando se le quemó la cocina?
Durun, hala nefes alıyor, henüz ölmemiş.
¡ Esperen, sigue respirando, no ha muerto!
Mulder, bana Esther'in ölmemiş olabileceğine inandığını mı söylüyorsun?
¿ Me estás diciendo que crees que tal vez Esther no esté muerta?
O, her kim ise, demek ki ölmemiş.
- Me dijeron que había muerto. Pues es evidente que no lo está.
İşin komik yanı kimse ölmemiş diyorlar.
Pero no murió nadie.
Eğer henüz ölmemiş birisi yada varoluş türü varsa şimdi kulaklarını kapatsa kendisi için iyi olur.
Cualquiera que no esté muerto ni sea de otro plano de existencia... debería cubrirse las orejas ahora.
Ölmemiş!
¡ No està muerto!
- Ölmemiş.
- No está muerto.
Bu cesetler doğal nedenlerden ölmemiş.
Estos cuerpos no murieron por causas naturales.
Kesiklerden dolayı ölmemiş.
La causa fue un paro cardíaco.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]