Ördekler traducir español
432 traducción paralela
Siz gittiğinizde bazı yabani ördekler başkenti düşmanın insafına bırakarak bir korsanın peşine düştüler.
Y aun asi salio tras un pirata en una caceria sin frutos... dejando la capital a merced del enemigo.
Bizde poligondaki ördekler gibi onları avlayabilirdik.
Sería como si estuviéramos tirando al blanco.
Northside'da onları çifter çifter öldürüyorlardı, ördekler gibi.
En el área norte les disparaban en pares, como a los patos.
Akşamları, göçmen ördekler Manhattan semalarından geçerek güneye göç ediyorlardı.
A veces, por la noche, unos patos surcaban hacia el sur el cielo de Manhattan.
Oturan ördekler.
Un blanco facjl.
Başımıza para ödülü konmuş bizler... Majestelerinin limanlarından birinde oturan ördekler gibi deliğe tıkıImışız.
Y nosotros, los condenados... encerrados como blancos fáciles en uno de los puertos de Su Majestad.
Fakat eğer Kaptan bizi tekrar çıkarırsa, bizler altın yumurtlayan ördekler oluruz.
Pero si el capitán nos salva de ésta, seremos los patos de los huevos de oro.
Bu ördekler için sana bunları vereceğim.
Te doy algo a cambio de estos patos.
Dinleyin, ördekler, biz, sen ve ben, büyük bir takım oluşturuyoruz.
Somos un gran equipo, tú y yo.
Masmavi bulutlar, kırsal bir hoşluk, ördekler, çok tatlı değil mi? Ayrıca Raphael tarafından yapılmıştır.
El ciprés contra el cielo, la plenitud del campo, las flores la chica..... y está firmado por Rafael.
Bundan daha fazla eder, Sana 500 altın para veririm. İnekler, ördekler ve fıçılar da dahil.
Con todo lo que hay dentro vale mucho más.
Haydi oturan ördekler, çıkın paraları.
Vamos, paguen.
Ördekler başımızın üzerinden uçmayacak.
Y los patos no volarán sobre nuestras cabezas.
- Lobide ördekler varmış.
- Pero sí que hay patos en el vestíbulo.
İrlandalı ördekler sekreteri olduğunu bana söylememiştin.
- No sabía que fueras secretario de nada.
Sevgilim, sana iyi ördekler dilerim.
Querido, yo le ofrezco el mejor pato.
Ördekler uçar...
Vuelan los patos...
Rehineler, ölü ördekler oldu diyebiliriz.
Los pasajeros están muertos.
Yolunmaya hazır ördekler.
Es como pescar peces en un barril.
- Semiz ördekler.
- Peces bien gordos y bobos.
Öyle, dev inek ve koyunlarla... ve ördekler ve balık ve sen söyle!
¡ Sí, y con vacas, ovejas, patos y pescados gigantes, lo que quieras!
Sorun şu ki, uçaklarımız yerdeyken Oturan ördekler gibi olacaklar.
Pero te lo diré una vez que los pasajeros y el avión estén a salvo
Ördekler için uygun bir hava değil, ha...
Hace un tiempo de perros.
Ördekler nerede?
¿ Y los patos?
Ördekler mi?
¿ Qué patos?
Yaşlı ördekler yarım eczane yollamışlar.
Las viejas han mandado media farmacia.
Tekrar ördekler oynamak için babanı mı çağırmak istiyorsun?
¿ Quieres llamar a tu padre para jugar al pato?
Ördekler caz çalabilir mi?
¿ Un sí puede significar no?
Ördekler göldedir, kazlar vahşi dağların zirvesinde.
Los patos están en el lago, los gansos en la agreste montaña.
Yavru ördekler çok komikti.
Pero que grupo mas inocente...
Piliçler için beş, ördekler için üç tane.
5 más sobre pollos y 3 más de ostras.
İlkokula giden bütün ördekler bunu bilir.
¡ Cualquier patito colegial sabe eso!
Çaresiz ördekler, çaresizce saldırırlar!
¡ Los patos desesperados cometen actos desesperados!
At yarışları, Tesio ve ördekler hakkında okuyorum.
Estoy leyendo sobre caballos, Tesio y patos.
Afrika ördeği, yaban ördeği, Donald, Daffy, bütün ördekler.
Ánades, Donalds, Daffys... Todo sobre patos.
Şişelerle, bezlerle tahta ördekler, perdeler ve yelpazelerle dolu.
"Está lleno de botellas, harapos, " patos de madera, cortinas y ventiladores.
Hep pencereden dışarıya bakıp Moskova'ya göçen... ördekler için mızmızlanan kadınlar...
Siempre llenos de mujeres mirando por las ventanas, lloriqueando por los patos que se van a Moscú.
Bense evlenmekten, çocuk yapmaktan belki bir ördek ve ördekler ve- - ve taze sebzelerin olduğu küçük bir bahçeden söz etmeye başladım.
Le hablé de casarnos y tener hijos... y tal vez una cabra, algunos patos... y un huerto.
Ördekler burada.
Los patos están allá.
Ördekler nasıl ses çıkarır?
¿ Qué hace el pato?
Ördekler tüyleriyle doğarlar. Ama bu sizin yemeğiniz, Bay Spica.
Los patos nacen con plumas, pero es su cena.
Ve onlar da... ördekler.
Y algunos patos.
Erkekler tıpkı atış poligonundaki ördekler gibi Audrey'nin cazibesine kapılırlar.
Los hombres sucumben a Audrey como los patos en una barraca de tiro.
Gölde ördekler yüzüyor!
¡ Patos en el lago!
Lanet ördekler!
¡ Malditos patos!
Ördekler beklemez.
Pero los patos no esperan.
- Ördekler!
- ¡ Patos!
Ördekler.
¡ Patos!
Ördekler nerede?
¿ Dónde están los patos?
Tek sorun ördeklerin, halasının salonundaki porselen ördekler olmalarıydı.
Eran patos de porcelana de su tía.
Bu ördekler çok komik.
Esos patos son graciosos.