English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Ü ] / Ülkede

Ülkede traducir español

4,047 traducción paralela
- Bu ülkede Jeff Chang en iyi arkadaşların seni dışarı çıkarır ve alkolle amını götünü dağıtırlar.
- En este país, Jeff Chang, tus mejores amigos te sacan y te emborrachan hasta la madre.
Bu ülkede her buzdolabında, her markette patates topu vardır.
En todos los supermercados de la nación hay papas congeladas.
Nasıl bir aptal buradan Everglades'e kadar olan düşük yükseltide bir ülkede bir ördeğin o beton yığınında uçacağını düşünür ki?
¿ Qué clase de tonto cree que un pato, con toda la región de Lowcontry de aquí hasta los Everglades, va a volar en ese parte de concreto?
Ama kaçarsan hayatın söner. Her yerde aranacaksın ve Rosalyn ve oğlun için bu ülkede yaşamak çok zor hale gelecek.
Pero si intentas escapar iremos por ti y será muy difícil para Rosalyn y tu hijo seguir viviendo en este país.
Teklif ettiğin bu anlaşma New Jersey eyaletinde duyulmamış bir şey belki de bütün ülkede anladın mı?
Lo que tú vas a ofrecer es algo insólito en el estado de Nueva Jersey quizá incluso en todo el maldito país, ¿ entiendes?
Ramal'ın ülkede olduğuna dair bilgi var ise, neyin peşinde olduğunu düşünüyorsun?
Si Inteligencia indica que Ramal ya está en el país. ¿ Qué crees que está haciendo?
ABD gizli ağlarına girip veri arıyor... ve bunları çılgın beyaz saçlı bir avustralyalıya yolluyor Adam bir ülkede fazla kalamıyor... çılgın beyaz saçlı adam = Julian Assange
estuvo metiéndose en las redes secretas de EE.UU., recabando datos... y dándoselos a un australiano loco de cabello blanco que no puede quedarse mucho tiempo en un solo país... el tipo loco de cabello blanco = Julian Assange
Artık bu ülkede dokunulmazım.
Ahora que estoy en este país soy intocable.
Bu şok edici iddia doğru çıkarsa ülkede yapacağı etki büyük olacak.
Si esta acusación resulta ser cierta, el impacto es inimaginable.
200 ülkede 33 farklı dilde yayınlanan bu spor müsabakası artık bir yarış olmaktan çıktı, bugünü torunlarınıza anlatacaksınız.
¿ Tele visa da en más de 200 países y emitida en 3.? idiomas, esta ya no es una simple carrera, es el día del que le hablarán a sus nietos.
Baylar, otuz iki ülkede adınızı ve itibarınızı koruyoruz.
Señores, estamos en 32 países protegiendo su buen nombre.
Bu yüzden ülkede kürtaj karşıtlığı bu kadar hararetle savunuluyor.
Por eso hay un movimiento tan ferviente contra el aborto en este país.
Yabancı bir ülkede kalmışım gibi.
Siento que estuve en otro país.
Shaw başka bir ülkede demek.
Significa que Shaw, está en otro país.
Böyle bir ülkede yaşadığım için minnettarım...
Estoy agradecido por...
Bu ülkede bulunmamam gerekiyor.
- A un tribunal. Ni siquiera se suponía que esté aquí.
Çünkü Kitap her ülkede bulabildiğin... dünya çapında bir yayıncılık başarısı olmuştu.
Porque el libro había sido un éxito mundial de publicación y lo podías encontrar en cualquier país
Şimdi sorun şu, bu ülkede turist vizesiyle yasal olarak çalışma hakkın yok.
Legalmente, no puedes trabajar con este tipo de visa.
Eğer bu ülkede yasadışı olarak çalışmayı planlıyorsan...
Podrías trabajar... ilegalmente.
Bu ülkede çok mutlu olacaksın. Göreceksin bak.
Serás muy feliz en este país, ya lo verás.
Bay Raymond, bu büyük boşanma yerleşim biridir bu ülkede hiç görmedi.
Sr. Raymond, este es uno de los mayores conveniios de divorcio Que este país haya visto.
Ah, iyi, bu... Bu ülkede gördüğü en büyük boşanma yerleşim İletişim seni bulacaksınız düşünüyorum.
Creo que usted comprendera es el mayor convenio de divorcio visto en este país.
Üç farklı ülkede üç güzel evi vardı.
Tenía tres hermosas casas en tres países distintos.
- Hangi ülkede?
- ¿ En qué país?
Bu ülkede mükerrer dava kanunu var.
Tenemos leyes de cosa juzgada en este país.
Ben böyle işe! Bu ülkede avukat yok mu?
Maldición. ¿ No hay abogados en este país?
Sistem... Bu ülkede mi?
Sistema, ¿ en este país?
Bu ülkede Shakespeare okumak suç mu?
¿ Es un crimen leer Shakespeare en este país?
Bu ülkede ne yapılması gerektiğini görmek isterim, biliyor musunuz?
¿ Sabe lo que me gustaría ver hacer en este país?
Ve daha sonra öğrendin ki, o bir kaç ülkede polis tarafından aranıyormuş.
Y luego se enteró de que le perseguía la Policía en varios países.
Bilmiyorum. Evden taşındığımdan beri, sanki yabancı bir ülkede yaşıyorum.
Desde que me mudé, gustaría vivir en el extranjero.
Koca ülkede o kadar uzman varken gidip bunu mu çağırmışlar?
TIENE QUE HABER DIEZ EXPERTAS EN EL PAÍS A LAS QUE PUDIERON HABER LLAMADO.
- Koca ülkede o kadar...
- TIENE QUE HABER DIEZ EXPERTAS...
Yabancı bir ülkede Hintçe konuşmalarında bir şeyler var.
Hay algo acerca de hablar Hindi en un país extranjero...
100 tane kötü adamı ve bir sivili öldürürsek Taliban bunu kendi leyhine kullanır ülkede bebeklerin yarısını öldürmüşüz gibi gösterir.
Incluso si matamos 100 tipos malos y un civil, el Talibán lo cambiaría, lo haría parecer como si nosotros... Masacramos a la mitad de los bebés del país.
Yabancı bir ülkede, sevgilisi öldü... iki Amerikalı'ya rastladı ve ona defol git mi diyeceğiz?
Está en un país extranjero, su novio murió se encuentra con unos compatriotas, ¿ y le decimos que se vaya al demonio?
Bu ülkede, ilk olarak para kazanman lazım.
En este país, lo que tienes que hacer es dinero en primer lugar.
Tanrının unuttuğu bu ülkede var mıdır ondan?
¿ Tienen eso en este país olvidado por Dios?
Böyle bir durum başka bir ülkede olsa mahkemenin geçersizliğini iddia edersiniz.
Si esto sucediera en otro país, diríamos que es un juicio arreglado.
Çünkü en iyi görmüyorsa ülkede cerrah, o ölecek.
Porque si no ve al mejor cirujano del país, morirá.
O sırada, "Süperler" daha yeni ülkede sayılarını arttırıyorlardı.
Por entonces los "Super" empezaban a poblar las ciudades por todo el país.
Haber, ülkede tez yayılacak.
y las alertas ámbar por todo el país.
Artık eski ülkede değilsin!
Ya no están en el viejo continente. - ¡ Esto es Brooklyn!
Her ülkede bir tanıdığım var.
Tengo conocidos en todos los países.
Bu ülkede alıp-vermeden hiçbir şey olmuyor.
Nada funciona en este país sin el dar-y-tomar.
Eğer bu ülkede acil olarak 24 saat içinde diye deklare edilirse... 7 gün bu yönetmeliğin çıkmasına yeter de artar bile.
Si se puede declarar una emergencia en 24 horas... 7 días son más que suficiente para la esta Ordenanza.
Bu ülkede yasalar vardır!
¡ En este país hay leyes!
Bu ülkede kaç kurtadam var?
¿ Cuántos hombres lobo hay en este país?
Bu ülkede çoğu kişi tanır.
La mayoría del país la reconoce.
Ayrıca, Val Verde hükümeti ülkede olmamıza izin vermedi...
Además, hemos Val entrada Verde no está permitido.
Böyle koca bir ülkede ayı kapanına basmak.
¡ Pisar una trampa para osos en un país tan enorme!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]