Ülkem traducir español
510 traducción paralela
İmparator ve ülkem için.
Por el Káiser y por el país, ya sabe.
Benim ülkem.
Mi país.
Ben, Prenses Lescaboura ve ülkem için iyi olanı istiyorum.
La princesa Lescaboura. Quiero los derechos para mi país.
Beni seninle savaşmam için ülkem gönderdi.
Mi país me envió aquí para luchar contra usted.
Kendi ülkem için daha fazlasını söyleyemezdim.
No puedo decir lo mismo de la gente de mi país.
- Burası benim ülkem değil.
- Éste no es mi país.
Kalbimde ülkem için oldukça çetrefilli bir şekilde savaştım.
En mi corazón, luché por mi país de un modo muy difícil.
Ben de ülkem için çetrefilli bir mücadele vermek zorundayım.
Y yo debo luchar por mi país del modo difícil.
Sadece ülkem için ne yapabilirim diye düşünüyorum.
Sólo piensa en lo que podría hacer por mi país.
Böylece İngiltere, Fransa ve benim ülkem gibi demokratik ülkeleri hazırlıksız yakalamak istiyorlar.
Francia y mi país antes de que estemos listos para luchar.
Senin baban kısa pantolonla gezerken ben ülkem için savaşıyordum.
Yo luchaba por mi país cuando tu padre aún estaba en pañales.
"Sevgili ülkem için savaşırken ölmek".
" Pero me satisface pensar...
Bunu ülkem için Cochise ve halkı için ve sevdiğim kız yüzünden istiyordum.
La quería por mi país por Cochise y su pueblo y porque estaba enamorado de la muchacha.
Burası Red Cloud'un, senin ve benim ülkem
Este es el pais de Nube Roja, el suyo y el mio.
Sizin planlarınızla ilgilenmiyorum. Benim ülkem yok. Mısır hiç değil.
No me interesan vuestros planes, yo no tengo patria, y mucho menos Egipto.
Sevgili ülkem artık çalışmalarıma inanıyor demek.
Mi querido país cree ahora en mi trabajo.
- Benim ülkem yoksuldur.
- Mi país es pobre.
Bu ülkem için çok büyük bir yük olacak ama verginiz ödenecektir.
Aunque represente una gran carga para mi país, se te pagará ese tributo.
Bütün Çinliler gibi ülkem beni büyülüyor.
Como todos los chinos, estoy fascinada por mi país.
Geçmişteki birkaç sene, ülkem insanlarına başka bir yere taşınmak için... geniş olanaklar ve teşvikler sundu.
En los pasados años, mi país ha ofrecido a su pueblo... una gran variedad de alicientes para mudarse a otro sitio.
Majesteleri, benim ülkem, bundan çok farklı bir görüşte.
Su Majestad, en mi país tenemos una actitud muy diferente.
Kendi ülkem olmayan küçük bir ülkeyi yönetiyorum. Biraz sadakat hissediyorum, ama sevgi değil.
Regento un pequeño país que no es mío por el que siento lealtad, pero no amor.
Babam, ülkem Amerikalılar tarafından bombalanırken hayatını kaybetti.
Mi padre fue muerto... por las bombas americanas arrojadas en mi país.
Benim ülkem!
Es mi país.
Burası benim ülkem değil.
Este no es mi país.
Şu anda ülkem bana yıldızlar kadar uzak görünüyor.
En este momento, mi reino parece tan distante como las estrellas.
Eğer daha önce sizi ilgilendirdiğini düşünmüş olsaydım,... ülkem hakkında daha çok şey anlatırdım, Majesteleri.
Me agradaría contarte multitud de cosas sobre mi país, si estuviese segura de que te interesan.
Tek önemli şey, ülkem.
Solamente mi país es importante.
Yahudi olduğumu bilmeni isterim. Burası benim ülkem.
Quería que supieses que soy judío y que ésta es mi patria.
Ben De Gaulle'cü olup ülkem için savaşmayı seçtim.. Kahraman olarak döneceğim.
Ahora, según los acontecimientos, yo seré el descarriado gaullista, o el héroe purificador.
"Doğru da olsa, yanlış da olsa benim ülkem." cümlesi büyük bir Amerikan vatanseverine aittir.
La cita "Mi patria, con derecho o sin él" fue enunciada por un gran patriota americano.
Evet. 9 ülkem vardı.
Tenía nueve países.
Onurum ve ülkem yok.
No tengo honor ni patria.
Bir ülkem olunca söylerim.
Se lo diré cuando tenga un país.
Sizin aksinize, benim hala bir ülkem var.
A diferencia de usted, sigo teniendo un país.
Şey, eğer öleceksem, bunu ülkem için de yapabilirim. İşte ruh bu!
Bueno, si han de matarme de todos modos me sacrificaré por mi país.
Kralım ve ülkem için üzerime düşeni yaptım.
Serví al rey y a la patria.
ben göğe yükseliyorum saf kalpli ve büyük kalpli çünkü ülkem büyüktür.
Subo al cielo con un corazón simple, grande, porque es grande mi país.
Ben, ülkem için... senin saçlarını havaya dikecek şeyler yaptım.
He hecho cosas por mi país... que le pondrían los pelos de punta.
Benim ülkem bunlarla doludur!
¡ Y a mi patria, sobre todo!
Ben Avusturyalıyım, ülkem'Vals'in anavatanıdır.
Soy austríaca, y mi país es "la tierra del Vals."
- Ama burası benim ülkem...
- Pero este es mi país...
Üzgünüm ama ülkem Ülkem!
Lo siento, pero mi país. Mi país.
O yüzden dönüp ülkem için savaşmalıyım
Por eso he vuelto, para luchar por él.
Evet, benim ülkem!
¡ Sí, mi patria!
Burasι benim ülkem değil Binbaşι Dundee.
Éste no es mi país, comandante Dundee.
Almanya benim ülkem. Babam Almanya'da doğdu.
Lo que no entiendo es porqué quiere regresar a Alemania.
Ben Kralın sadık bir uyruğuyum... ve onun için, ülkem için dua ediyorum.
Soy fiel súbdito del rey... y rezo por él y por todo el reino.
Benim ülkem büyüktür, ama karını bulacağım.
Mi país es vasto, pero hallaré a tu esposa.
- Benim ülkem yok.
- No tengo país.
Benim ülkem mi?
- ¿ Mi país?