English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Ü ] / Üzere

Üzere traducir español

30,366 traducción paralela
Delinin biriyle çıkmak üzere olduğundan mı bahsediyorsun?
¿ Te refieres a que va a salir con una loca?
Bir fırtına yaklaşıyor Ajan Hotchner. Ve ayaklarını yerden kesmek üzere.
Se avecina tormenta, agente Hotchner... y está a punto de ser barrido por ella.
Beynim patlamak üzere.
Lo siento. Mi cerebro está por explotar.
Bak, Diş Perisi çığırından çıkmak üzere...
Mira, el Hada de los Dientes está como loco...
Yakmak üzere olduğun arabayı birisi çaldığında örtbas yapacak bir şeyin kalmıyor.
Bueno, cuando alguien roba un auto que estas por quemar tu encubrimiento queda al descubierto.
Serçe gibi ezerler sizi. Sizi asla iyileşmemek üzere terk ederler.
Nunca confíes en el corazón de los hombres, te aplastarán como un gorrión dejándote sin curación ".
O zaman adet olduğu üzere, Aile Hizmetleri'nin geçici vesayetine verildi.
Como era costumbre por aquel entonces, lo pusieron en la custodia temporal de los Servicios Sociales del condado.
İlişkimiz değişmek üzere mi?
¿ Nuestra relación está a punto de cambiar?
Kord Endüstri'de ele geçirdiğiniz parça patlamak üzere modifiye edilmiş.
Esa prueba que recuperasteis de Industrias Kord... estaba modificada para explotar.
- Hazır olmak üzere, John.
- Ya casi está lista, John.
Bu şey düşmek üzere.
Esta cosa está cayendo.
Kral 8. Louis, Kardinal Richeleu'nün adamları tarafından öldürülmek üzere.
El rey Luis XIII pronto encontrará su muerte a manos de los hombres del cardenal Richelieu en cualquier momento.
- Gördüğünüz üzere Dalgagüdücü sualtında savaşmak için gerekli teçhizata sahip değil.
- Como pueden ver, la Waverider no está equipada para el combate bajo el agua.
Gördüğün üzere, Her kart büyük zahmetler çekilerek el ile hazırlanıyor Uluslararası bir sanatçılar takımı tarafından.
Cada tarjeta fue hecha a mano por un grupo de artesanos internacionales.
Şey, bildiğin üzere be bir hayat koçuyum.
- Sabes que soy motivadora personal.
Bu çekim dört hafta öncesinin, Görüldüğü üzere adam ve Zane'in süregelen bir anlaşmaları var gibi. Bekle.
Es de hace cuatro semanas, parece que tramaban algo.
Gördüğün üzere biz ödevimizi yaptık.
- Hicimos nuestra tarea.
Kendisinin "yasal" işleri... Para aklamak üzere yapılan paravan işler olmasından şüpheleniliyormuş.
La DEA sospecha que... sus negocios "legítimos" son una fachada para lavar dinero.
Yani ağabeyi kaçak durumdayken, Hector aileyi yönetmek üzere onun yerine geçmek için hamlesini yapabilecektir.
Y con Jorge escapando, Héctor puede ser el jefe de la familia.
Güçlü bir aile, Krallık için oluşturulan bir kartel, İki kardeş kontrolü sağlamak üzere birbiriyle savaşa kilitlenmiş durumda.
La familia poderosa, un cartel de reino y dos hermanos luchando por el control.
Böbreği iflas etmek üzere.
Una insuficiencia renal total sólo es cuestión de tiempo.
Eski Bonnie geri dönmemek üzere gitmiş olabilir.
La Bonnie que conocí ayer se ha ido, y puede que nunca vuelva.
Bronx patlamak üzere ve ben bunun tam ortasında olacağım.
El Bronx está por dispararse y voy a estar en el medio de eso.
O dediğin tarih olmak üzere evlat.
Y está a punto de ser historia, niño.
Hadi gel canım, Shark Tank başlamak üzere.
Vamos, cariño, va a empezar Shark Tank.
Bendeki bitmek üzere de.
Me quedan pocas.
Haydisenize! Yapmak üzere.
Está a punto de hacerlo.
Sırada kim var? Çeviri : MockingJay21 Sıradaki bölümde görüşmek üzere.
¿ Quién es el próximo?
Duydun mu? "Bir kere de." Tamam, görünüşe göre, babanı akli dengesini kaybetmek üzere olan anneni terketmesinden dolayı yargılayamazsın.
¿ Has oído eso? "Por una vez". Vale, aparentemente no puedes juzgar a tu padre por dejar a tu madre en mitad de una crisis de salud mental.
Bu durumda herkesin iyiliği için, açığa alındığını sana duyurmak istiyoruz, hem de hemen geçerli olmak üzere.
Así que, con los mejores intereses de todos en mente, te notificamos que estás suspendida, con efecto inmediato.
Burada görebileceğiniz üzere, öğrenci videoda, kredi kartında izin verilen en yüksek tutarı çekiyor... 1000 Dolar kadar.
Como pueden ver, el menor fue filmado retirando el monto máximo permitido por la tarjeta de crédito... mil dólares.
Videoda da gördüğünüz üzere, müvekkilime saldırıyorum. Açıkcası bunu itiraf etmem gerekiyor, son zamanlarda kişisel problemlerle boğuşuyorum.
A raíz del video que me muestra atacando a mi cliente, sentí que era importante admitir un problema personal con el que he estado luchando últimamente.
Tüm umudunu yitirmek üzere, ayrıca...
Está perdiendo la cabeza ahí dentro, y...
Hayatım kâbusa dönmek üzere.
Mi vida está a punto de ser una pesadilla.
Hasta gözlerimizin önünde kanamadan ölmek üzere.
Ven, su paciente está desangrándose ante nuestros ojos.
Herschel, kalbin durmak üzere o yüzden şunu açıklayayım.
Herschel, tu corazón acaba de pararse así que haré esto muy rápido.
Kira için ayın yedisinde tekrar görüşmek üzere!
- Las veo el día 7 por el alquiler.
Daha sonra, Vishwa dahil olmak üzere sizi tanıyanlar polise ifade verdi ve başka ilişkiler yaşadığınızı söylediler.
Luego de eso, sus conocidos.. .. lo cual también incluye a Vishwa, testificaron delante de la policía que.. .. usted tuvo muchas otras relaciones.
Bitmek üzere.
Ya casi estamos.
Bildiğin üzere hayatın bir sonu var.
Este es el final de la vida como la conoces.
- Hayır, hayır. O bitmek üzere.
Ese está casi hecho.
Bir ortakla çalışıyorsun ama polis onu yakalamak üzere. Bir daha bomba koyamayacak.
Has estado trabajando con un socio, pero la policía está tras él, así que no podrá poner más bombas.
Yani benzini bitmek üzere olan motorumu yeniden çalıştırmak pikeden çıkmak ve çatıların üstünden geçerek bir yere güvenle inmek için saniyelerim var öyle mi?
Así que voy a tener segundos para reiniciar mi motor únicamente en los humos, salir de una picada, y deslizarse sobre los tejados para un aterrizaje seguro en alguna parte?
- Geçirmek üzere olduğum gibi mi?
Como la que yo estoy a punto de tener?
Denizaltı alandan çıkmak üzere.
El sub de casi fuera del campo,
Bildiğiniz üzere, Max ile biz artık restoranın ortaklarıyız.
Como sabéis, Max y yo somos copropietarias del restaurante.
Bebek doğmak üzere ve benim daha yapacağım bir sürü baba işim var.
No queda nada para que llegue el bebé y todavía tengo un montón de cosas de padres que hacer :
Bombardıman başlamak üzere.
El bombardeo ya va a empezar.
Gemi düşmek üzere.
¡ El petrolero ya está cayendo!
Bir dahaki bölümde görüşmek üzere
¡ Teclear, teclear, teclear!
Hızlı olun, mahkeme başlamak üzere.
Sea rápido, estoy a punto de entrar a juicio.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]