English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ I ] / Irkçılık

Irkçılık traducir español

538 traducción paralela
Kıtlık yüzünden, açlık ırkçılık yüzünden politik baskılar yüzünden ve bazıları da... bizin gibi inançları yüzünden Avrupa'daki evini terk edip buraya gelen,... kimisi yeni... kimisi 80 yıldır burada olan... yüzlerce insan var.
Unas fueron creadas hace poco y otras hace 80 años, por personas que dejaron su hogar en Europa por causa del hambre, por la falta de alimento, por la persecución racial y política, y algunos, como nosotros, por causa de su fe.
Sen söyleyene kadar ırkçılık diye bir sorun yoktu.
No había ningún problema racial hasta que lo creaste.
Faşizm, Franco, ırkçılık.
El fascismo, Franco, el racismo...
Bunlar bitmek tükenmek bilmeyen bir ırkçılık içeriyordu. Hitler diyordu ki sadece Almanlar en temiz safkan ırktır ve dünyayı idare etmek için yaratıldılar. Ona göre slavlar gerçek bir köle ırktı.
Hitler decía que la raza alemana era la única que podía estar en el poder, que estaba destinada a gobernar el mundo.
Hem bu bir nevi ırkçılık da sayılır. Sınavlar, bütün zamanlarını ders çalışmaya verenlere hitap eder. Ayrıca nevroz, sıkıntı ve cinsel tatminsizlik yaratırlar.
Es una forma de racismo ya que favorecen a los que tienen tiempo, y causan neurosis y frustración sexual.
"Babam hayatını ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadeleye adamış bir liberaldir." dedi.
"Mi padre es un liberal combatiente que odia los prejuicios racistas y lucha contra la discriminación".
Asla ırkçılık yapmadım.
Nunca he sido un racista.
Savunma Makamı ırkçılıktan bahsediyor. Saygın ve onurlu Amerikan vatandaşlarının ifadelerine karşı çıkıyor, hem de birkaç zavallı göçmene dayanarak. Ulusal prensipleri olmayan ve demokrasiden anlamayan bu insanlar yüksek adaletten de anlamazlar.
El racismo lo hace la defensa, que contrapone testimonios de honorables ciudadanos americanos... con testigos irresponsables y escrupulosos una montón de gente inmigrante gente que no sabe nada... de nuestros principios nacionales de los grandes ideales de democracia
Eğer üçüncü dünya ülkeleri ayağa kalkarlarsa, emperyalizm sömürgecilik, ırkçılık -
Si las naciones emergentes combaten imperialismo colonialismo, racismo...
Bana ırkçılık suçlaması yapma.
No me vengas con acusaciones de racismo.
Şu ırkçılık saçmalığını bir kenara bırakmanızı tercih ederim.
Preferiría que evitásemos esas mierdas racistas.
Ne zaman soruşturma açılsa, ırkçılık yapıldığını iddia ederek paçayı sıyırmış.
Cada vez que fue acusado, alegó difamación... y ganó.
Ne ırkçılık, ne cinsel ve dinsel şovenizm ne de aşırı milliyetçi öfke gibi hezeyanlar eskisi gibi işlememeye başladı.
La vieja apelación al chauvinismo racial, sexual, y religioso y al rabioso fervor nacionalista empieza a no funcionar.
Bunun ırkçılık olduğunu sanmıyorum çünkü ben de yanındayım.
Racismo no es porque, sos un negro de mierda, y estoy contigo.
Vladimir Nikolaevich, bu utanmaz ırkçılık.
Vladímir Nikoláievich, eso es puro racismo.
Gördün mü işte, sende de burada Pluke'ta olduğu gibi açık bir ırkçılık var.
Ustedes tienen el mismo racismo desenfrenado, que aquí, en Pliuk.
Ben size ırkçılık yaptığınız için saldırdım.
Le ataqué por ser racista.
İki çeşit ırkçılık vardır, Bay Escalante.
Hay dos clases de racismo, Sr. Escalante.
İkimiz de bunun nereye varacağını biliyoruz. Demokrasi nefreti, yeni bir ırkçılık, cebir ve şiddet arzusu.
Y sabemos que eso lleva... a odiar la democracia, a un nuevo racismo, y al deseo de mano dura.
"Asla, asla, asla" Bizden nefret ediyorlar çünkü başarılı bir ırkçılık örneği temsil ediyoruz.
Nos odian porque somos un ejemplo magnífico de una segregación que funciona.
Mesele Detroit ve Newark meselesi dostum. Mesele ırkçılık.
Se trata de racismo, hombre.
Yine mi ırkçılık kavgası yapacağız?
¿ Vas a empezar con esa mierda racista otra vez?
Şu ırkçılık meselesini daha az vurgulamalıyız.
Tendríamos que dar menos importancia al tema racial.
Aslına bakarsan tersine ırkçılık sayılabilir bu.
Es racismo a la inversa, pensándolo bien.
İsimden bile ırkçılık akıyor.
El nombre mismo es racista.
Bense seni işten atmayı düşünüyordum ama ırkçılık deyip dava açarsın.
Pensé en desemplearte pero me demandarías por discriminación.
Dünyada özgürlüğü korumak için savaştıysak da Amerika'da ırkçılık iki rengi de etkiliyor.
Aunque habíamos peleado por un mundo libre la frontera racial iba en ambas direcciones.
Biliyorsun, ırkçılık dünyayı karışlıyor.
Ya sabes, el racismo se extiende por el globo.
fırsat eşitliği olarak adlandırılan bir ulusta... emsalsiz bir ırkçılık ile yıkılabilir.
Cuando una nación conocida hace un siglo por sus oportunidades se denigra con una violencia racial sin igual.
Ya şu ırkçılık?
¿ Es este el racismo?
Zenciler dışında, gruplaşma, sınıf ayrımı, ırkçılık olmadığını mı söyleyeceğiz?
¿ Que aquí no hay un sistema de clases ni castas ni "guetos" ni una raza maestra excepto respecto a los negros?
Bay Peters, söylemek istediğim, Medgar Evers cinayeti bir ırkçılık suçudur. Politik bir suçtur.
El homicidio de Medgar Evers fue un crimen racial un crimen político.
Buna ırkçılık denir!
Eso es racismo.
Sorun nedir? Aşırı nüfus, yağmur ormanlarının katli, şiddet, oyuncu grevleri, asit yağmuru, ırkçılık, nükleer silahlar,
la superpoblación la deforestación de la amzonía las armas nucleares, la violencia, las huelgas, la lluvia ácida el racismo, los maltratos,
- Politika-seks ilişkisi ırkçılık, çevre, askerlik...
Política sexual, racismo, medioambiente, la industria militar...
Kardeşin hakkındaki tahminim ırkçılık mıydı, yoksa tecrübe mi, bilmiyorum.
No sé si mi examen de su hermano fue racismo o experiencia.
Bunu karşıma ırkçılık olarak getirmeyeceksin, değil mi?
- No lo hagas racial. Por favor.
Yüksek kan basıncı ırkçılık yüzünden oluyor.
Es provocada por el racismo.
İşte böyle başlar. Bu ırkçılık.
Así empieza el racismo.
- Yargıç Lema'nın tüm itirazlarımı reddetmesinin nedeni ırkçılık.
La única razón por la que la Juez deniega mis objeciones es el racismo.
Bu ırkçılık.
Eso es racismo.
Kilmer ırkçılık yapan pisliğin teki.
Kilmer es un racista.
Belki ırkçılık değil. Belki sınıf ayrımı.
Quizá no sea racismo, quizá sea complacencia.
Bu ırkçılık- -
Eso es racismo...
- Cinayet nedeni ırkçılık... -... olamaz o zaman.
La motivación no fue racial.
- Evet Peder, içinde Amerikanın Kızılderili ırkçılığını anlatan belgeler var.
- No, mi padre. Dice que es un documento del racismo americano frente a los indios.
Askerlerin vahşi davranışlarını hikaye etmekte kullanılan, ırkçılığa dayalı lûgat... Canavarlar, tecavüz, hayvanlar, sapkınlık.
Los cuentos de brutal soldadesca dijeron en el idioma del odio racial - bestias, la violación, los animales, la bestialidad.
Ben sadece diyorum ki, kendi beyaz dünyasının bütün ayrıcalıklarına sımsıkı tutunmuş beyaz bir liberalin -... evi, işi, eğitim imkanları, hatta Mercedes'i gibi -... siyahlara, ırkçılığın karşısında nasıl durmaları gerektiğini söylemek için biçilmiş kaftan olduğunu söylemek pek mümkün değil.
Yo sólo creo que un liberal blanco, que se aferra a todas las ventajas de su mundo blanco : empleo, alojamiento, educación, Mercedes, no es el más indicado para decir a los negros cómo reaccionar al apartheid. Bueno.
Asıl endişelenmeniz gereken onu kullanan aşağılık, ırkçı orospu çocuğudur.
¡ Es del gilipollas racista que la usa de quien te tienes que preocupar!
Ben kimim? Siz polisler aşağılık ırkçılarsınız.
No eres más que un poli racista que odia a los negros.
Mahkûmiyet tarihi, 1 Haziran'96, ikinci dereceden cinayet, yıkıcılık, ırkçı saldırı.
Condenado el 1ro. de junio de 1996 por homicidio en segundo grado, vandalismo y crímenes por odio.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]