English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Ş ] / Şaşırma

Şaşırma traducir español

404 traducción paralela
Birkaç dakika sonra alışılmadık bir hayvan görürsen sakın şaşırma.
No te sorprendas si ves un animal peculiar en un momento.
- Hiç şaşırma.
- No te ofusques.
Anne, sakın şaşırma.
Tengo que decirte algo, madre...
O sahtekar Red yarın benim işimi alırsa şaşırma.
No te sorprendas si Red Kennedy mañana se queda con mi trabajo.
Şaşırma. " Şehrimizin ileri gelenlerinden Bay Benjamin Hubbard bu akşam Chicago'dan Bay Marshall'la şehrimize pamuk fabrikası kurulması konusunu görüşecek.
Con razón. " Nuestro distinguido ciudadano, el Sr. Benjamín Hubbard hablará esta noche con el Sr. William Marshall de Chicago acerca de la construcción de un molino de algodón aquí.
Sana birkaç dakika içinde ufak bir sürprizim var, ama çok şaşırma.
Por cierto, tengo una sorpresita para ti, así que no te sorprendas. - ¿ Qué es?
Bu kadar şaşırma.
No seas absurdo.
Öyle şaşırma, göle düşen ben değildim, sadece...
Pareces sorprendido. No fui yo la que se cayó al lago...
Bunu söylemek istemezdim ama eğer beni buralarda bir daha göremezsen, hiç şaşırma tamam mı?
No tengo ninguna intención de herirte. Pero si no me ves por aquí durante un tiempo, no te sorprendas.
Olabilecekler karşısında hiç şaşırma.
No te sorprendas por nada de lo que pase.
. O kadar da şaşırma.
No os sorprendáis tanto.
Hiç şaşırma.
Que no te engañen.
Döndüğünde evde olmazsam şaşırma.
No te sorprendas si no estoy aquí cuando regreses.
Şaşırma.
No me extraña.
Bugün ondan bir şeyler duyarsan şaşırma.
Quizá tenga noticias suyas hoy.
Bu kadar şaşırma.
No pongas esa cara de asombro.
Başka birini bulursa şaşırma sakın.
Mira, no debe sorprenderte que encuentre a otro.
Bu kadar şaşırma.
No te sorprendas.
Sevmediğin şeyleri yaparsam şaşırma.
No debes molestarte si hago algo que no te guste.
O kadar şaşırma.
No te sorprendas.
Çocukları alıp buradan gidersem hiç şaşırma.
Que ni te sorprenda si tomos los niños y me voy para siempre.
- Yanlışlık yok, şaşırma.
Ahórreme la falsa sorpresa.
- Anne-baban? - Evet. Seni bir daha göremezlerse şaşırma.
- Que no se extrañe si no los ve nunca más.
O kadar şaşırma.
Que no te sorprenda.
O kadar şaşırma.
No te enfades.
- Bu doğru. Bu kadar şaşırma.
- ¿ Te asusta lo que digo?
Beraberinde sonsuz bir mutluluk getirdiyse, sakın şaşırma.
No te extrañes, pues, si junto a la angustia hay una continua e infinita alegría.
Gidebildiğin kadar dibe git ve hiçbir şeye şaşırma.
Por muy bajo que hayas caído no me escandalizaré.
Lütfen şaşırma.
"Por favor, no te sorprendas".
O kadar da şaşırma.
Bueno, no te sorprendas tanto.
Önümüzdeki hafta bu konuda bir şeyler duyarsan şaşırma.
Quizá tengas noticias la semana próxima.
Şaşırma.
No hay nada que temer.
Şaşırma.
No lo estés.
Şaşırma.
No te asombres.
Bir gün sokakta beni, sana olan aşkımı haykırırken görürsen, sakın şaşırma.
No te sorprendas si un día me encuentras en la calle proclamando mi amor por ti.
Sakın azma ve şaşırma
No te pongas caliente y nervioso
Bu tip bir araştırma yapıyorsanız Howard'ın CIA'le çalıştığına şaşırmamanız gerekir.
Si está realizando ese tipo de investigación... supongo que no le sorprenderá... que Howard trabajara para la CIA.
- Harçlğından kesersem hiç şaşırma!
- ¡ Nada de mesada durante un mes!
Haydi, öyle şaşırma ve masum görünme.
No os hagáis los inocentes.
Şaşırma öyle!
No se sorprenda...
Hiç şaşırma!
No se sorprenda.
Ama bu şaşırma, Ford'un, adı kötüye çıkmış yarı kuzeni, Zaphod Beeblebrox ve Arthur'un daha önce Islington'da bir partide tanıştığı hoş astrofizikçi Trillian tarafından kurtarılmaları sebebiyle düştükleri şaşkınlık karşısında hiçbir şeydi.
Pero esto no fue nada comparado con su común sorpresa cuando ambos fueron rescatados de una muerte segura por una nave espacial robada tripulada por el semi-primo de Ford, el infame Zaphod Beeblebrox, y por Trillian, una joven astrofísica bastante atractiva
Ayaklarının altında, o çatlak bir anda oluştuğunda sakın şaşırma!
No te sorprendas cuando una grieta en el hielo aparezca bajo tus pies.
Adamı sıkıştırma şaşırdım.
Qué raro que lo atendió.
Ancak, bir mühendis, bir patlayıcı uzmanı gemiye çıkıp bütün batırma düzeneklerini etkisiz hale getirirse kaptan batırmaya gittiğinde oldukça şaşırmış bir kaptan olacaktır.
Pero si un ingeniero, un experto en demoliciones... sube a bordo del barco y desactiva todos los explosivos... cuando el capitán vaya a hundir el barco... se llevará una gran sorpresa.
Hiç uyku uyuyamayan birinin uyandırma servisini araması... sizi şaşırttı mı Bay Dobbs?
Alguien que no puede dormir y pide que la despierten, ¿ le sorprende, Sr. Dobbs?
- Buna çok da şaşırma. Onları eğlence olsun diye dışarı atmadık.
No los liberamos como diversión.
Dr. F. Frankenstein Yaratığı sunar. " " Yeniden canlandırma çalışmalarında şaşırtıcı gelişmeler. "
UN NUEVO Y ASOMBROSO EXPERIMENTO DE reanimación.
- Burnumun ucunu. Akademi'deyken bunda çok iyiydim, bu yüzden bana yönümü şaşırttırma.
La punta de mi nariz ; solía ser bueno para esto en la academia así que no me desorientes.
- Burnumun ucunu. Akademi'deyken bunda çok iyiydim, bu yüzden bana yönümü şaşırttırma.
La punta de mi nariz ; solía ser bueno para esto en la academia, así que no me desorientes.
O kadar çok uzaklaştırma aldılar ki döner kapıya onların ismi verilse yeridir. Şaşırtıcı olan ne biliyor musun?
Era necesario una puerta giratoria por tantas veces que los corriamos quieres saber algo...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]