Şeyde traducir español
3,772 traducción paralela
- Fotoğrafta. Ya da öyle bir şeyde.
- Fotografías, en algún lado.
Birçok şeyde baskın çıkabilirim ancak sigorta konularında baskın çıkamam,... bu nedenle müvekkilinize o testi geçmesini söyleyin ben de onu buraya getirteyim.
Bueno, puedo ganar en muchas cosas pero no puedo ganar en asuntos de seguros así que dígale a su cliente que pase la evaluación psíquica y la traeré.
- Diğer her şeyde olduğu gibi bunu da birlikte atlatacağız.
Como todo lo demás, saldremos de esto juntos.
Her şeyde bu kadar tutkulu muydu?
¿ Es todo por lo que ella estaba apasionada?
O, cesaret verici bir şeyde bulunmadı ki onu geri getireyim.
Él no ha logrado cualquier acto de valentía " " que debería darle la bienvenida.
Bundan paçayı kurtardığını düşünmesine izin vereceğiz tıpkı diğer her şeyde olduğu gibi.
Que piense que se saldrá con la suya, como hace siempre.
Anne, rol yapmayı okulda öğrenemezsin, her şeyde olduğu gibi yaşayarak öğrenirsin.
No aprendes actuación en la escuela, mamá. ¡ Es lo mismo! vívelo así
Yapma, her şeyde doğu batıya karşı değildir.
Oh, por favor, no todos es Oriente contra Occidente.
Sana ve Harrison'a önünüze çıkacak her şeyde şans diliyoruz.
Les deseamos a ti y a Harrison suerte en todo lo que venga.
Chris, yaptığım şeyde hatalı davrandım.
Chris, lo que hice estuvo mal.
Toplum her şeyde ilerleme olmasını istemesin mi?
¿ No se puede hacer mejor?
- Her şeyde mükemmel olmanız gerekmez yeter ki her biriniz bir konuda iyi olun.
No tienes que ser bueno en todo, mientras que cada uno de vosotros sea bueno en algo.
Hiçbir şeyde görünmüyor ki.
No podrás ver una mierda.
Her şeyde işe yarar.
Funciona con todo.
Beni ona çeken şeyde buydu sanırım.
Creo que es lo que me atrajo de ella.
Thief başka bir şeyde mi anlaştı?
¿ Thief llegó a un acuerdo en algo más?
- Bir daha söyle. - Her şeyde haklıymışsın.
Tenías razón, tenías razón, tenías razón en todo.
- Her şeyde haklıymışım.
- ¡ Tenía razón en todo!
Kang seni Vorachek davasına sokuyorsa kariyerin hakkında söylediği şeyde budur.
Qué quiere decir Kang sobre tu carrera si te ata a Vorachek.
Eğer sen bir şey yapmazsan, kasaba sakinleri yapacak. Komşularınızla sıkı fıkı olmak bazen boğucu olsa da itiraf etmeliyim ki Chatswin'i bu kadar güvenli bir yer yapan şeyde odur..
Si no haces algo, lo hará el pueblo.
Yaptığım her şeyde sadece hastaneyi düşünüyorum.
Todo lo que hago es pensar en este hospital.
Nasıl gideceğine bakacağız ardından da bir şeyde uzlaşacağız.
Veremos cómo resulta, y asegúrate que sea justo.
Dün söylediğin her şeyde haklıydın bir şey hariç.
Sabes, tenías razón en todo lo que dijiste ayer, excepto en una cosa.
Rodney... evet, Rodney şeyde...
- Rodney... si, Rodney estaba... - él tuvo que ir a hacer "numero 2"
Rodney... Rodney şeyde... Kaybettim ben Rodney'yi.
Si, Rodney... ah, estaba tratando de... ah, perdí a Rodney.
İyi, istediğim şeyde bu.
¡ Muy bien! ¡ Es lo que buscaba!
Şeyde... Tam olarak...
Es es en...
İsim dışındaki her şeyde öyleyim zaten.
En todo menos en el nombre ya lo soy.
Epey büyük. Şu siyah şeyde de bayağı zehir var.
Es grande y tienen un montón de veneno en su parte oscura.
Başından geçen onca şeyde sonra işte... ve senden haber alamayınca... Haber almam gerektiğinden değil illa.
Bueno, sabes, con todo lo que estás pasando, y no sé nada... bueno... tampoco debería.
Hiçbir şeyde ünlü olamadıysan, kendini nasıl ünlü sayabilirsin?
¿ Cómo te puedes considerar a tí mismo una celebridad si nunca has estado sobre algo "Celebrity"?
- Elbette. Başka bir şeyde başarılı olarak.
- Teniendo éxito en otra cosa.
Cyril, mucizevi bir şekilde bir şeyde iyi ve Lana sen de anne olacaksın.
Cyril, milagrosamente, es bueno en algo, y... ¡ Lana, vas a ser madre!
Kolayca kabul edilecek bir şeyde değil.
No se enfada con facilidad.
Sizin şeyde bir adamın ekürisini çalmakta sorun yoktur belki ama...
Tal vez robarle el compañero a un hermano está bien allá en...
Ne yazık ki parfümden tıraş sonrası losyona kadar her şeyde bulunur, bu da nerede içine çektiği olasılığını daraltmamızı neredeyse imkânsız hâle getirir.
Bueno, por desgracia está presente en todo, desde los perfumes hasta el aftershave, lo que hace virtualmente imposible localizar dónde lo inhaló.
Bütün parası finansal bir şeyde takılıp kaldığı için az daha gelemiyordu. Ama ben ona 700 sterlin ve uçak bileti yolladım, o yüzden gelmiş olmalı.
Casi no pudo venir porque todo su dinero estaba invertido en esas cosas financieras, pero le envié 700 libras y un billete de avión, así que debería estar aquí.
Eminim ki bir sürü şeyde çok iyisindir!
¡ Seguro que eres brillante en un montón de cosas!
Şeyde buldum...
Lo encontré...
Önce evlendi, benden önce çavuş oldu. Her şeyde böyleydi.
Fue el primero en casarse, en llegar a sargento, el primero en cada pelea.
Sam ile ilgili ne söylediğin şeyde ne demek istiyordun?
Oye, ¿ qué quisiste decir con eso de Sam?
Şeyde tanışmıştık Allah'ın siktir ettiği bir yerdeydi galiba.
Fue, fue, fue... Nos conocimos en en Pueblo Chico, Idaho, creo.
Daha en başta onu Mark'a çeken şeyde bu olmalı.
Eso fue lo que le atrajo a Mark en primer lugar.
O odayla ilgili her şeyde olduğu gibi.
Como siempre lo haces con esa habitación.
Hiçbir şeyde garanti yoktur.
No hay garantías.
Evlat, sen hiçbir şeyde iyi değilsin, başımın etini yemek dışında.
Solo eres bueno para darme un dolor de cabeza.
Gala gibi bir şeyde falan mı tanıştın?
¿ Le conociste en un estreno o algo así?
- Her şeyde ortaktı.
- Compañero en todo.
Yapmayı düşündüğüm şeyde bana destek olursunuz umarım.
Por eso espero que quieran apoyar mi plan.
Her şeyde çok iyisin.
Eres realmente buena en todo.
Bir şeyde sorun var.
Gracias.