Şirket traducir español
9,775 traducción paralela
Ve bu şirket size endişeli about-
Y esta empresa está preocupado sobre-
Benim için sürpriz, Dorian inanç liyakat olabilir Şirket sonuçta onun için geldiğini.
Para mi sorpresa, puede haber mérito a la creencia de Dorian que la empresa iba a venir por él después de todo.
Şirket size gönderilen onun durmayacağız üzerinde Intel almak için Belki daha ileri gitmek için istekli edildi?
La empresa le envió para conseguir Intel en su site- - quizás estaban dispuestos a ir más allá?
Kimin fotoğraf bulduğunuz adam, Curtis Tofano, O Dorian bazı casusluk yaptın Ama şirket kimse öldürdüğünü gibi görünmüyor.
El hombre cuya foto que has encontrado, Curtis Tofano, lo hizo hacer algo de espionaje de Dorian, pero no parece que la compañía había alguien muerto.
Tiovola, Johan Makinin'e, Ramos adına adam öldürmesi için para yollayan şirket.
Tiovola es la empresa que solía pagarle a Johan Makinin para que matara gente para Ramos.
New York'da özel bir Azeri şirket
Es un holding privado en Nueva York.
"Tanrı siyahi bir kadındır." diyen başka bir şirket reklam müziği aklıma gelmedi.
Es que no puedo pensar en otro jingle corporativo que diga, "Dios es una mujer negra".
Fakat muhtemel bir bağlantı buduk, Falcon Ünite diye bir şirket.
Pero hemos encontrado una posible relación con una compañía que se llama Falcon Unit.
Falcon Ünite, özel bir şirket uzmanlık alanları önemli ve illegal parçları zengin müşterilere ulaştırmak.
Falcon Unit es una compañía privada que se especializa en transportar objetos sensibles y ocasionalmente ilegales a clientes adinerados.
Biraz keşif sonucu şunu buldum, Coleman uçağı kaçırınca şahsi kartıyla değil şirket kartıyla araç kiralamış.
Muy bien, he investigado y averiguado que después de que Coleman perdiese el vuelo no usó su tarjeta personal si no la de su empresa para pagar la factura de la empresa de alquiler de coches.
Crandall Cryonics, kriyojenik korumada yasal bir şirket.
Crandall Cryonics es una compañía legítima que se especializa en la preservación criogénica.
Paravan şirket hakkında çok bişi bulmadım, ama adresleri... Şehir merkezindeki pahalı bir daire.
No he encontrado mucho de esa empresa fantasma, pero tienen una dirección... un piso caro en la parte alta de la ciudad.
Neden paravan şirket üstünden ona ödeme yapıyorlardı?
¿ Y qué tenía que ver con esa corporación fantasma que le pagaba?
Görünüşe göre paravan şirket Scott'ın zengin evli kadınlarla oynaşmasını kayıt ediyormuş.
Parece que esta empresa fantasma pagaba a Scott para seducir a mujeres ricas y casadas y conseguir pruebas de sus citas...
Multi milyar dolarlık şirket.
Es una compañía multimillonaria.
Şirket aile değerleri ile kurulmuş ki bu da çok ironik çünkü kendisine playboy deniyor, şimdi de üçüncü karısı le evli.
Y una marca sinónima de los valores familiares, lo cual es irónico ya que resulta ser un playboy de renombre, que ya va por su tercera mujer.
Eğer kaybederse, şirket gemine el koyar.
si pierde, la casa se queda con tu nave.
Bizim şirket de buraya çok yakın.
Nuestra compañía está cerca.
IBM'de işe başladım,... ama erkek kardeşim, bir şirket partisinde GHB'den aşırı doz almış ben de istifa ettim.
Conseguí trabajo en IBM, pero mi hermano, tomó una sobredosis de éxtasis en una fiesta de empresa y lo dejé.
Eyaletteki en iyi şirket avukatlarından biridir.
Él es uno de los más grandes abogados corporativos en el Estado.
Bana sekiz milyon veren bir şirket vardı.
Hubo un club que me dio ocho millones.
Şirket uğradı evet, ama bu fabrikaya değil, hele böyle hiç değil.
La empresa sí, pero esta instalación no, y nunca así.
- Çünkü belli güvenlik terminalleri şirket ana sistemine sadece çalışma saatlerinde erişebiliyor.
Porque determinados terminales de seguridad solo tienen acceso al sistema central de la empresa en horas de trabajo.
Ve Kabal için şirket yemi.
Y un pelele corporativo para la Cábala.
Çok uluslu bir şirket için çalışıyorum.
Trabajo para una empresa multinacional.
Leo, Ekvadorlu italat ihracat yapan bir şirket için seyehat eden bir satış danışmanı.
Leo es un viajante de comercio para una compañía de importación y exportación ecuatoriana.
Cayman adalarındaki paravan şirket.
Es una corporación fantasma en las Caimán.
Dostumuz Devin birkaç yıl önce güney kıyılarından yer satın almak için paravan şirket kurmuş, sonra ekonomik krizden etkilenmiş.
Nuestro amigo Devin creó una empresa fantasma hace unos años, utilizada para comprar una casa en la costa sur, las subprimes sacudieron bien por la crisis financiera.
Hemen satın alıp kurabileceğimiz tanıdığın bir şirket var mı?
¿ Tienes una empresa podemos tomar fuera de la plataforma y establecer de forma rápida?
İşletme evrakları hazır bir iki tane şirket var. Çalışmaya hazır. Hâli hazırda işin içinde olan bir şirket de alabilirsin.
Sí, tengo un par la creación de empresas empapeladas, listo para ir, o tal vez usted podría adquirir algo que ya está en el negocio.
Şirket size bir teklif sunamayacak.
El bufete no te puede hacer una oferta.
Birçok şirket resmi bir mektup yollar.
La mayoría de bufetes hubieran mandado una carta formal.
Perulularla görüşmeleri ayarlayan ABD tarafındaki şirket.
Son la firma en Estados Unidos el manejo de las negociaciones para los peruanos.
Bunu şirket içinde halledeceğim.
Nos manejamos internamente.
Şirket kayıplara karıştı ve yaptıkları tek model pinball dünyasında en çok istenen makine.
La empresa cayó y el único prototipo que hicieron, es la máquina más codiciada en todo el mundo del pinball.
Federaller, Türkiye'den eroin kaçırmak için paravan bir şirket olduğunu düşünüyormuş.
Los federales creen que era una tapadera para introducir heroína desde Turquía.
Helikopter, o eski ev, ikisini de paravanın paravanının paravanı bir şirket almış.
El helicóptero, la vieja casa... ambos fueron pagados por empresas fantasmas para empresas fantasmas de empresas fantasmas.
Protezlere kablosuz teknolojiyi koyan şirket. Niye ki?
Pusieron tecnología inalámbrica en esas prótesis. ¿ por qué?
Ama "Havva'nın Annesi" isimli paravan şirket Carreon'a sahip holdingin hisselerine yoktan satış yaparak epey kar etmiş.
Pero la empresa fantasma, Madre de Eve, logró un beneficio espléndido vendiendo las acciones del conglomerado que posee Carreon.
Normalde söylemesi imkansız olurdu ama paravan şirket Cayman Adalarında olduğundan ve Ada'nın bizim hiçbir kanunumuzla bağlantılı olmamasından...
Normalmente sería imposible de decir, ya que la compañía fantasma tiene base en las Islas Caimán, y por consiguiente no está sujeta a ninguna de nuestras leyes...
Dün GGTAM'daki tüm işçi ve şirket dosyalarını okudum ve içlerinden birinin başvuru yazısında adayın ilk programlama deneyeminin Havva'nın Annesi olduğunu fark ettim.
Ayer, cuando leía todos los archivos de empleados y proveedores de CIAFA, noté que uno de ellos tenía un ensayo para admisión que mencionaba el primer trabajo de programación del solicitante... Madre de Eve.
KLT adlı şirket hakkında bilgi ve Demokratik Komitenin başı Frank Landau arasındaki bağlantı neymiş bulabilir misin? - Pekâlâ.
¿ Podrías averiguar acerca de una empresa llamada KLT y qué relación tiene con el jefe del Comité Demócrata, Frank Landau?
Sorun şu ki, biz büyük bir şirket değiliz,... bu nedenle, bu yalnızca...
Bueno, el problema es que no somos una gran empresa, por lo que esta es, esto es sólo...
Ama... KLT ile Pigster Union adlı paravan şirket arasında bir bağlantı var,... Frank Landau'nun karısının sahibinden başka kimse değil.
Pero... hay una conexión entre KLT y una compañía fantasma llamada Pigster Unión, propiedad de nada menos que la esposa de Frank Landau.
Diyorsunuz ki, hackleme olayı şirket içinden gerçekleşti.
Por lo tanto, usted está diciendo el hack vino de dentro de la empresa?
Adam bildiğin şirket avcısı ve senin ev kiran onun umurunda mı sanıyorsun, Warren?
Desguaza empresas para ganarse la vida, ¿ y tú crees que le importa una mierda tu hipoteca, Warren?
Sonuçta burası şirket.
Esto es una compañía, después de todo.
Şirket kurucularından biri büyükbabanız olduğu için daha çok endişe ediyorlardır.
Estoy segura de que estaban más preocupados porque... uno de los miembros fundadores de la compañía es su bisabuelo.
O şirket, Dorian Moll o yazılımın çaldı.
Esa es la compañía que Dorian Moll robó ese software de.
Biz şirket oldukça üzgün olduğunu biliyoruz Ne yaptığını hakkında. Eğer düşündüren değil, bir saniye bekle bazı...
Espera un segundo, usted no está sugiriendo que algunos...
Şirket içinden biri.
Alguien en la empresa.