English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Ş ] / Şurada

Şurada traducir español

12,410 traducción paralela
Ra's şurada bıçaklamıştı onu.
De Ra le apuñalaron justo ahí.
- Şurada, güneşin battığı yerde.
Ese camino, donde el sol se pone.
Şurada ama Timbuktu'ya yürümek çok kamer alır.
Ese, pero lleva muchas lunas caminar a Timbuktu.
Arkadaşım, senin şurada inmeni rica edeceğim.
Querido compañero, puede bajarse aquí.
- Şurada mı?
¿ Aquí?
- Şurada, şurada.
Por aquí. Justo por aquí.
Hayır haklısın. çünkü listenin bu kısmı Ferrarilere... ve ciddi şeylere ait. ve Lamborghiniler şurada olmalı. Ki ilginçtir Gallardo da burada.
No, tienes razón porque en esta parte de la pizarra es donde los Ferraris y las cosas serias deberían estar y los Lamborghinis deberían estar aquí, lo cual, es interesante, es donde está el Gallardo.
Şurada yaşıyor.
Vive justo ahí.
Dean'in evinin hemen şurada olduğunu söylemişti.
Me dijo que la casa de Dean está justo por allí.
Yatak odan şurada.
Tu habitación está justo aquí.
- Şurada bir şey konuşmaya çalışıyoruz.
Estamos tratando de mantener una conversación.
Şurada bir iş yapıyoruz!
¿ Te mueres de hambre? ¡ Tenemos algo entre manos!
Evet, öyle. Biz bizeyiz şurada.
Sí, sí, sí, aquí solo estamos nosotros dos.
Cevap şurada yatıyor.
La respuesta está ahí.
Hemen şurada.
Por ahí.
Dedektif, şurada benim sevdiğim bir suşi barı var.
Detective, hay un bar de sushi que adoro...
ADAM : Evet, hayır, şey, Şurada çalışıyorum.
Sí, trabajo aquí.
Arabayı şurada durdur yeter.
Solo detén el auto ahí.
Tam şurada.
Es justo aquí.
Hemen şurada.
Es justo por aquí.
Hey paspasçık, şurada bir noktayı atladın bir tane de burada, ve burada!
Oye, marinero, te has dejado manchas ahí, otra ahí, y... ¡ ahí!
Şurada olay var!
¡ Allá está pasando algo bueno!
- Şurada, futbol sahasında. Bakın.
Está en la cancha de fútbol. ¿ Lo ven?
Şurada ağaçların içinde bir yaz kampı olduğundan bahsetmeliyim.
Debo mencionar que hay un campamento de verano GRANDES ESPERANZAS pasando los árboles de allá.
Şurada boş bir oda var.
Por ahí hay un cuarto vacío.
- Şurada.
- Allí.
Şurada işte.
Ahí mismo.
Şurada.
Por allí.
Terk edildim şurada.
Me botaron.
- Ödümü kopardın şurada! - Gençliğin görevi çürümüşlüğe meydan okumaktır.
- El deber de la juventud... es retar a la corrupción.
Üniversite öğrencisiyim şurada.
Soy estudiante de universidad.
" St Mary's hastanesi şurada.
" el hospital St Mary está justo ahí.
Şurada...
Simplemente...
Pekala, şurada otur.
Vale, siéntate aquí.
Ya biri ölecek, ya da... Matthew şurada amma da yakışıklı çıkmış.
Solo si alguien muere o... Matthew era un niño precioso.
Koltuk şurada daha iyi olmaz mıydı?
¿ El sofá no estaría mejor por allí? ¿ Toda esa luz?
Yok yahu, konuşuyoruz şurada.
No, solo estamos hablando.
İzninle şurada iş konuşmaya çalışıyoruz.
Disculpa, estamos tratando de trabajar aquí.
- Şurada bir yerde olacak.
- Está aquí en algún lado.
Panzehir yapmak için biraz zehir verebileceğimiz bir taşıyıcı gerekir öldürmeyecek ama karşıkor üretimine yetecek kadar. Şurada.
- Para hacer un antídoto, necesitamos un huésped para inyectarle un poquito del veneno, insuficiente para matarlo, pero lo suficiente para desarrollar anticuerpos.
Şurada adamın bilgisayarı duruyor.
Bueno, tiene una computadora allí.
İşte, şurada.
Allí. Allí.
Odan hemen şurada.
Tu cuarto está justo allí.
İşte şurada.
Ahí está.
Şurada işte.
Ahí está...
Şurada.
Justo aquí.
Trot Will'i şurada aşağıda buldu. 30 foot borunun hemen yanında.
Trot lo encontró ahí, con una tubería de 9 metros a su lado.
Şimdi şurada, soğuk bir caddede ölü olarak yatıyor.
Y aquí está él, tirado en la fría calle, muerto.
İşte tam şurada.
Está ahí.
- Şurada.
- Ahí.
Şurada anlaşalım :
Seamos claros,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]