1001 traducir francés
118 traducción paralela
- Binbir Gece Masallarının dans yıldızı.
- étoile dansante de la tente des "1001 Nuits"
# Bir gül bahçesi # Sadece bize ait # 1001 farklı şey
Un jardin de roses, pour toi et pour moi.
IKaliforniya caddesi, Coronet Evleri, daire 1001.
Au Coronet, California Avenue...
Ben 1.001 gecelik olanını istiyorum.
J'en veux une pour 1001 nuits.
1001 Gece Masalları
LES MILLE ET UNE NUITS
Gözlerinizin tam önünde, açık sahnede sizden birkaç adım ötede Madam, 1001 gecenin parlak renkleriyle sahne alacak.
Devant vos yeux, sur la scène, à deux ou trois mètres à peine, elle apparaît dans les couleurs radieuses des mille et une nuits.
- Evet. 1001 Franklin'de yaşıyor.
C'est ça. Il habite au 1001 Franklin.
Tamam şimdi yaylanıyorsun ve sayıyorsun! 1001, 1002 hiçbir şey olmuyor!
Vous prenez position et comptez : 1 001, 1 002, rien.
Kullanıcı 1-0-0-1 tesbit edildi.
Utilisateur 1001 identifié.
1001 gece asla yetmez.
Mille et une nuits ne suffiraient pas.
- 1001, 1002, 1003!
- 1 001, 1 002, 1 003!
Dünün kurbağası yarının prensi olacak... Fhloston Cenneti'nde! Binbir deli doluluğun oteli.
Le crapaud d'hier est le prince de demain, à Fhloston Paradise, l'hôtel des 1001 folies au lit!
Çocuklar, çocuklar, sanırım büyük bir sorunumuz var! Ne?
{ ad ( 1001,0 ) } Deux ans plus tard, il a essayé les amphétamines.
Düşündüm de, onu konsere götürürsem, bana sakso çekebilir. - Sakso mu?
{ ad ( 1001,0 ) } La course à trois jambes est l'épreuve phare des bleus.
Çok yakında.
{ ad ( 1001,0 ) } Son ex-femme le lui refuse tant qu'il est défoncé.
Vay, vay, vay işte geliyorlar.
{ ad ( 1001,0 ) } Pénétrer dans leur réserve est considéré comme très dangereux. Chouette!
Kararımız kesin! Bir grup olarak, artık bu söz yüzüklerini takmamaya karar verdik!
{ ad ( 1001,0 ) } Un appeau peut les attirer d'une distance de 3 km.
- Hayır, efendim. - Hayır yok, Bay Mouse. Hayır...
{ ad ( 1001,0 ) } Apparemment, il y a eu un énorme malentendu.
Bu, arabaların üzerine kağıt atmamız gereken gün.
{ ad ( 1001,0 ) } Le requin du Tardicaca a un pénis de 23 cm.
Ne yaptığınızı anladım artık. Küçük kızlara cinsellik satmaya çalışıyorsunuz. Onların kafalarını da bu...
{ ad ( 1001,0 ) } Il est programmé pour exploser au moment du solo au ukulélé.
Kontrol bende, fark etmediysen, 50'lerden beridir kontrol bende!
{ ad ( 1001,0 ) } Cela contrarie énormément les plans de Nathan. Va exiger le solo au ukulélé.
Ölü birisinin, konuşabildiğine inanıyorlar!
{ ad ( 1001,0 ) } En jouant le si bémol lui-même, son plan lui est retombé sur le nez.
Bu genç, bunu zor yoldan öğrendi. Ona söylemiştim. Kadınların ağzı, virüs yuvasıdır demiştim.
{ ad ( 1001,1001 ) } Il n'a rien pris depuis le 26 avril 2010.
İstatistiklere göre, bir erkeğin penisini koyabileceği en güvensiz yerdir demiştim.
{ ad ( 1001,0 ) } Si vous connaissez une serviette toxicomane,
Aaa hayır! Cin önce 1001 ruh toplamalıdır.
" Le djinn doit d'abord réunir mille et une âmes,
- İçeride bulamamıştır. 1001 büyük bir rakam.
mille, c'est beaucoup. Pas assez.
Ama gerçekten öğrenmek istiyorsan, 01 1 1 1001 1 1 1001 10001 10.
Mais si tu y tiens, c'est 01 1 1 1001 1 01 1 1 1001 1.
1001 gece masallarında şöyle bahsedilir :
On d! t dans "'Les 1001 nu!
Siparişte kesinlikle bin tane olacak yazıyordu.
Ni 1001 ni 999, mais 1000.
1001 tane ya da 999 tane değil.
Vous en demandez 1000, j'en amène 1000.
1001 tane değil. 999 tane değil.
Ni 1001 ni 999, mais 1000.
Sen de gördün mü? Bin bir bin iki...
1001, 1002...
- Bir insan çeşitli şekillerde ölebilir.
- Y a 1001 manières de supprimer un type.
1001 gece sonra Sultan sonunda onun cazibesine teslim olmuş.
Après mille et une nuits... le sultan, finalement... succomba aux charmes... de la jeune Schéhérazade.
Köpek balığı ile 1001 gece dövüşmüşler.
Et elle s'est battue contre le requin mille et une nuits.
1001, 1002 1001, 1002...
1 001, 1 002...
Park Tae-ho daire 1001'deydi. Burada hiçbir şey yok.
Park Tae-ho habitait au 1001.Il n'y a rien ici.
Ölmenin 1001 çeşit yolu var.
Mille et une façons de mourir.
- 1001 çeşit korsanlık yapılıyor.
Il y a des tas de pirates par ici.
"Aklımda binbir tane soru vardı ve nereden başlayacağımı bilmiyordum."
J'avais 1001 questions et je ne savais pas par où commencer.
1001, 1002...
1001. 1002.
- 1001. Sıradaki!
Tu crois qu'il va y avoir un contrôle après?
Joseph, 1001.
C'est Joseph, au 1001.
Görünen 1001.
J'affiche... ... mille un.
- 1001 Franklin sokağı.
1001 Franklin Street.
Altyazılar : Nihat Yasin Emre
1001 PATTES
- Dünya senin çevrende dönüyor... - Dönüyor, Dönüyor...
{ ad ( 1001,0 ) } Les chances de survie avec ce serpent dans un canoë sont d'une sur 546.
Rüyalarım gerçek oldu! Tamamdır, bu taraftan, kızlar. Evet, hepiniz içeri buyurun.
{ ad ( 1001,0 ) } Les rouges ont une chance sur 19 de gagner la course.
Artık kankalarımla takılamıyorum ve tehlikelere atılamıyorum çünkü artık ikimiz de bu söz yüzüklerini takıyoruz ama ne zaman sevişmek veya parti vermek istesek o zaman kendimize yemek yapıp, evde oturup Netflicks'i izlemeliyiz.
{ ad ( 1001,0 ) } Il inhale désormais du dépoussiérant pour ordinateur. Votre ordinateur est vraiment poussiéreux. Je t'emmerde!
1001 ve sonra benim sıram.
Ensuite, ce sera mon tour.
Tamam gidiyorum, Seninle "1001 Gece" partisinde görüşürüz.
On se voit en boîte?