English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ 8 ] / 825

825 traducir francés

43 traducción paralela
Haydi biraz indireyim, yuvarlak hesap 825 dolar diyelim.
Moins l'acompte, disons 825 $.
- 25.
- 825!
O kaçığın bana 825 dolar borcu vardı.
II me doit 825 $.
- 825 dolar. - Evet.
825!
- Niye? - Çünkü bana 825 dolar borcu vardı.
Il m'en devait 825.
Johnson'ın bana borcu olan 825 dolar da dahil mi?
Y compris les 825 $ que Johnson me devait?
Şu anda 10,50 mt.
825. 850.
Telefon numaramız : 825...
Le numéro est le 825....
- Sana ne kadarlık bir yüzük aldı? 825'lik mi?
Qu'est-ce qu'il t'a payé comme bague?
O, 825'lik almak istedi, fakat ben 550'liliğin yeterli olduğunu söyledim.
Mais il voulait à tout prix prendre du 18, c'est moi qui ai dit que le 15, c'était assez.
Tamam, şimdi 825'e kadar saymanı istiyorum...
Bon, vous allez compter jusqu'à... 825
Şimdi, görünüşe bakılırsa, Berger'in kampanya yöneticisi ile özel bir ilişkisi varmış. Susan Wilkins, 825 Esplanade.
Apparemment, Berger était très lié avec sa directrice de campagne, une certaine Susan Wilkins.
Bana ne hazırladın kahvaltı için?
J'en ai une! Chambre 825. Qu'est-ce que vous m'aviez préparé pour le petit déjeuner?
Lütfen! - Hey, bayım. - Ne oldu küçük adam?
J'ai fait 1 825 jours, six heures et 1 3 minutes.
Dostum, sadece 1,825 gün, 6 saat ve 13 dakika!
C'est-Ã - dire? - Je Les baise. Amy-Jo.
Sekizyüz yirmi beş, Sekizyüz yirmi altı....
825, 826...
Hayır. Bob'u 824 Elm sokağında bulabilirsin.
Non, tu as mis Bob á 825 EIm.
108,825 ilave Yahudi göçmen geldi
108 825 nouveau immigrants juifs arrivent
825.
825.
Çoğunluğu Monteregie'de olmak üzere 825 kişi öldü.
On compte jusqu'à maintenant 825 morts, concentrés surtout en Montérégie.
Dedektif siyahi bir erkeğin peşinde.
Detective 825 à la pursuite d'un homme noir.
Pekala, şu numaralar sahneye çıksın : 825, 752, 758, 39...
Bon, 825, 752, 758, 39...
- 825.
- 825.
8-25 ön bölge.
825 pour QG, à vous.
Victor 825. Bir olay raporluyorum.
Victor 825, j'ai une notification.
Toplam yolcu sayısı 825 kişi. Ve bu iki yolcunun, hangi vatandaş olarak girdikleri belli değil.
Ça fait un total de 825 802 passagers, et ces deux-là peuvent voyager avec n'importe quel passeport...
- 825 nolu dolap.
- C'est le 825.
825 dolarlık çantada % 33 indirim yapmışlar.
33 % de moins sur un sac à 825 $.
Ve Katrina'ya güneş ışığında yanısıtırsak hayatını kurtarabiliriz. 584 00 : 32 : 29,825 - - 00 : 32 : 32,626 Laboratuar çok sıkı korunuyordu... Üstelik bu ben içeri girmeden önceydi.
Et briller la lumière du soleil à travers elle sur Katrina, on peut lui sauver la vie.
Model NC-825-P.
Modèle NC-825-P.
655 Third Avenue, 675 Third Avenue, 205 East 42nd Street, 733 Avenue of the Americas,
Au 655 de la 3ème Avenue, au 675 de la 3ème Avenue, au 205 à l'Est de la 42ème Rue au 733, Avenue des Amériques, au 825, Avenue des Amériques, au 4, Times Square,
825 Avenue of the Americas, Four Times Square, 1133 Avenue of the Americas, 1155 Avenue of the Americas, and 114 West 47th Street.
au 1133, Avenue des Amériques, au 1155, Avenue des Amériques, et au 114 à l'Ouest de la 47ème Rue.
Korkunç şeyler yapmış 825'in üstünde insanla görüşmüşümdür.
J'ai analysé près de 825 personnes qui avaient commis des crimes.
Bütün 825 doları topladığına emin ol.
Veille bien à ramasser les 825 $.
825 mi?
825?
Hayır, hep 825'ti.
Non, ça a toujours été 825.
Max, kira 825'se bana neden 850 dedin?
Max, pourquoi tu m'as dit que le loyer était de 850 si c'est 825?
Bu üç aylık faiz, 100 milyonun % 3.3'ü bu da demektlr ki arkadaşça ayrılmamız için bana 100,825,000 dolar vermen lazım.
Voilà 100 mil à 3,3 % pendant trois mois, ce qui rend 100,825,000 dollars vous me rembourser, et nous nous séparons comme des amis.
Berger'i orada haklamıştık patron.
Elle habite au 825, Esplanade. C'est là qu'on a buté Berger.
Şimdi bana 25'lik olarak, 1800 ver.
Maintenant, payez-moi 1 825.
631 American askeri...
Plus de 825 soldats ont été tués en Irak.
Rizzoli, Cinayet Masası, Victor 825.
Rizzoli... homicide Victor 825.
Astrid telefonda bahsetti. 825 Saldırı hakkında konuşmuşsun.
Astrid me disait au téléphone que tu avais parlé de l'attaque.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]