Absolument traducir francés
18,300 traducción paralela
Tris, her şey benim kontrolümde.
Tris, je contrôle absolument tout.
Evet, bu evet demek.
Oui, absolument.
Aynen, hadi gidelim!
Absolument, on y va!
# Aynen!
# Absolument!
Kesinlikle.
Absolument.
- Kesinlikle..
- Absolument.
Kesinlikle olmaz.
Absolument pas.
- Kesinlikle.
- Absolument.
Bana hiçbir şey söylemedin.
Tu ne m'as absolument rien dit.
Zorunlu olmakdıkça jüri önünde bir polisi asla aşağılama.
Ne jamais humilier un flic devant un jury, sauf si c'est absolument nécessaire.
Ancak hiç bir kanıt yok, hiç bir şey.
Cependant, il n'y a aucune preuve. Absolument aucune.
Micheal'ı duydunuz Her şeyi yapacağını, Babasının onayı kazanmak için her şeyi yapacağını.
Vous avez entendu Michael dire qu'il aurait absolument tout fait, tout fait pour que son père puisse être fier de lui.
Kalbi hayatın ta kendisini yaratabilecek şimdiye kadar bilinen en büyük güce sahip olan Te Fiti o gücü dünyayla paylaşırmış.
Son cœur possédait un immense pouvoir, absolument unique. Il pouvait créer la vie elle-même. Et Te Fiti en faisait bénéficier le monde entier.
Tanrı aşkına, kesinlikle hayır.
Grand Dieu, absolument pas.
- Hayatta böyle bir şey yapmam.
Il est absolument hors de question que je fasse ça.
Bu akşam az kalsın ölüyordum Vee ama sen ortalıkta yoktun.
C'est que j'ai failli mourir ce soir, Vee, et t'étais absolument introuvable.
- Ne demek bu şimdi?
Ça n'a absolument aucun sens.
- Kesinlikle.
- Absolument
Haklısın. Kesinlikle her şey farklı olsaydı, Bu romantik bir an olabilir.
Tu as raison, si absolument tout était différent, ça pourrait être un moment romantique.
Lütfen başka kimsey çağırma... ve telefon şakasını unut olur mu... O boku kesinlikle yapmayacağız.
Je t'en prie, n'invite personne d'autre et oublie ces canulars, d'accord, ce truc ne va absolument pas se produire.
Kesinlikle görkemli.
C'est absolument... comment, déjà... épastouflant!
Çok üzgünüm, Majesteleri.
Je suis absolument navrée, Majesté.
Donnie, ayıp ediyorsun.
Absolument, Donnie.
- Var. - Hayır, yapmıyorum.
Absolument pas.
İçinde var diyorsun ama azıcık bile tadı gelmiyor! Geri git şimdi!
Tu dis qu'il y en a mais je sens absolument rien!
anlaşıldı..
Absolument.
- Evet, tabii ki.
Absolument.
- Kesinlikle orjinal bir yazı.
- Absolument fantastique.
Hayatta olmaz.
Absolument pas!
Kesinlikle kritik ve bunu düzelteceğiz.
Absolument cruciale, et on va y remédier.
Ama ardımdan gelenler ilke nedir bilmiyorlar ve onları idare etmenin zorluğunu göreceksin.
Mais ceux qui me remplaceront n'ont absolument aucun principe, bonne chance pour traiter avec eux.
Bay Başkan, Robert Kennedy'nin size zarar vermek ya da Barry Goldwater'a yardım etmek için bir sebebi yok.
M. le Président, Robert Kennedy n'a absolument aucun intérêt à vous gêner, ni à aider Barry Goldwater.
- Sen olmasan dava bile olmazdı ama.
- Mais Sandpiper, c'est vous. - Absolument.
Bu ikisinin birbiriyle hiç alakası yok.
Une chose n'a absolument rien à voir avec l'autre.
Ayrıca paranızın ne kadar değer kazandığıyla ilgili detaylı bilgilendirme alacaksınız.
Absolument. Vous aurez des relevés pour suivre vos finances
Derhal.
Absolument.
Ne olursa olsun, suya temas etmemeli. - Yani hiç yüzemez mi?
Il doit absolument éviter l'eau.
- Kesinlikle önlemeliyiz.
- Absolument éviter cela.
Bu doğru değil, doğru olmadığını biliyorsun.
Faux, absolument faux.
Bu sefer, birileri teşhis ederse ceset kesinlikle onun olacaktı.
Cette fois, si quelqu'un tentait de l'identifier, ce serait absolument elle.
Bu pasta kesinlikle harika.
ce gâteau est absolument fantastique.
Yüzde yüz, patron.
Absolument, chef.
Bu en muhteşem şeydi!
C'était absolument formidable!
- Rica ederim.
Absolument.
- Kesinlikle. Kesinlikle ordu.
Absolument, l'armée, ça, c'est sûr.
Paris'te kılsız alt makbuldür ve erkekler bunu kesinlikle karşı konulmaz bulur.
À Paris, un chauve la montagne est rigueur du de. et les hommes le trouvent absolument irrésistible.
Elbette Bay Dascalu, haklısınız. Her seçeneği tekrardan gözden geçirmeliyiz.
Absolument, M. Dascalu, nous sommes d'accord mais nous détaillerons chaque option ultérieurement.
Elbette Bay Dascalu, haklısınız. Her seçeneği tekrardan gözden geçirmeliyiz.
Absolument, M. Dascalu, on doit voir chaque scénario en profondeur.
- Öyle.
- Absolument.
- Kesinlikle hayır.
Absolument pas.
Evet, kesinlikle.
Oui, absolument.