Actions traducir francés
4,486 traducción paralela
Evet ama Isabel o stokları işe yaramaz hale getirecek kadar sulandırdı.
Oui, mais Isabel a étendu ces actions au point qu'elles sont sans valeur.
KGB tüm hareketlerimizde bize mükemmel bir şekilde ışık tuttu.
L'éclat du KGB illumine toutes nos actions.
Eminim ki kendi hamlesini yapıyordur.
Il fait ses propres actions, j'en suis sur.
- Yaptıkların yüzünden.
Seulement à cause de tes actions.
Tanrım, ISIS'in yaptığı şeyleri listeleyince kulağa kötü geliyor.
Quand on dresse la liste des actions de L'ISIS, ça paraît mal.
Rabbim her yerde kem gözlerin bakışları var.
Les damnés, sont à présent des saints, Qui fait de bonnes actions pour être malheureux?
Yerel polis aktiviteleriyle çapraz eşleştirme yapın.
Croisez les infos avec les actions de la police.
Glee Club'ı kurtarmak için yaptıklarını Düşündüğümde doğru geldi. Yani en azından konser salonunu kullanmamıza izin vermişti.
Et cela me semblait approprié puisque ses actions ont aidé à sauver le glee club, ou du moins à l'époque l'auditorium.
Lejyonlar farkli yönlerde karsilasiyor ve farkli sekillerde savasiyorlardi.
Les légions faisaient face à plusieurs directions et menaient différentes actions.
Dinle, eylemlerimin sorumluluğunu üzerime alırım.
J'assume l'entière responsabilité de mes actions.
Ne de olsa tüm yargılarımın doğru olduğunu... düşünüyor olsaydım... yaptığım bir çok şey için... pişmanlık duymuyor olurdum.
Après tout, si j'étais sincèrement fidèle à mes convictions, je ne regretterais pas certaines actions.
Davranışlarının başkası tarafından nasıl göründüğünü önemseyerek mi?
En te souciant de comment tes actions sont perçues par les autres?
İşin aslı son işlerinden biri sizin adınızı not düşmek olmuştu.
A vrai dire, une de ses dernières actions a été de noter votre nom.
Teknik olarak, o niyeti dört defa gösterdim.
Techniquement, 4 bonnes actions.
Son hareketlerin bana kral olmak için hazır olmadığını gösterdi.
Vos dernières actions m'ont montré que vous n'êtes pas prêt pour le pouvoir.
Şu bizim paramızla aldığın teknoloji dükkanı biraz riskli bir hareket değil mi?
Ces actions de compagnies technologiques que tu as acheté avec notre argent... placements risqués, n'est-ce pas?
Davranışlarından ve iyi olmandan hâlâ sorumluyum ki ikisi de beni endişelendiriyor.
Je suis toujours responsable de vos actions et de votre bien-être, et les deux m'inquiètent.
Parsa'nın, Bishop'a karşı geçmişteki davranışları hep psikolojik oldu.
Les actions de Parsa envers Bishop dans le passé ont toujours été psychologiques.
5 dakikadan fazlasına ihtiyacım var.
" pour faire toutes les bonnes actions que j'ai prévu.
Bize aynı hamleleri yaptırıyor.
Il nous fait répéter les mêmes actions.
Davul ritmleri ve tekdüze bass çizgileri, bizi iffetsiz hareketlere ayartır.
Les rythmes de tambour et les lignes de basse monotones nous tentent d'actions impudiques.
Kaminolu bilim adamı Nala Se çipin zararsız olduğunu ve klonların şiddette, beklenmedik hareketlerde bulunmalarını kısıtlamak için olduğunu iddia etmekte.
La scientifique Nala Se affirme que la puce est inoffensive et sert à prévenir la violence et les actions imprévisibles des clones.
Muun halkı dürüst ve iyi insanlardır, Ama içlerinden bazıları bu yolsuzluğun sebebidir.
Je sais les Muuns peuvent être des gens bons et honnêtes, et que ce sont des actions sans scrupules qui sont responsables.
Yaptıklarının hepsi bankayı kalıcı olarak yok etti!
Vos actions ont détruit les banques une fois pour toutes!
Şu anda ona karşı 4 tane aktif dava var.
J'ai actuellement 4 actions en justice ouvertes contre elle.
Ama bazı şeyler yapacağım.
Mais il y a des actions.
Bizden hiçbir iz kalmasın.
Je ne veux aucunes traces de nos actions.
Neden bekliyorsun? Eğer ona büyü yapıldıysa, davranışından sorumlu tutulamaz.
S'il était ensorcelé, alors on ne peux le blâmer pour ses actions.
- Mary Sibley bile ki hiçbir konuda ortak düşünmüyoruz. Bu yaptığını alçakla buluyor.
Même Mary Sibley, avec qui je ne partage aucune opinion, trouve vos actions abjectes!
Gerçek bir lider ; işin bir gün daha, bir ay daha devamı için gereken tüm adımları...
Un vrai leader prendrai n'importe quelles actions nécessaires pour s'assurer que notre projet se réalise un jour...
Kral Henry'nin kararları adil olmayabilir. Bu bu sonucu değiştirmiyor.
Les actions du roi Henri n'ont peux-être pas été justes, mais cela ne change pas le résultat.
Henry ölümümü benim bir utanç gösterim haline getirmek istiyor. Ve kararlarına görünüşte bir geçerlilik kazandırmak.
Henri veut faire de ma mort un spectacle, comme une dernière insulte, et pour apporter une certaine validité à ses actions.
Balsille'den cuma gününe kadar yüzlerce varlığı satmasını istiyorlar.
Ils veulent que Balsille arrange des centaines de ventes d'actions d'ici jeudi prochain.
Bazı hisse senetleri, bazı tahviller,
Des actions, des obligations, de l'argent américain.
Beyin elini sallamak veya ayakkabını bağlamak gibi tek harekette belli başlı hareketleri öğrenmiştir.
Le cerveau a appris certaines actions comme serrer des mains, ou faire ses lacets comme un seul mouvement.
Savcı Perez'in bu akşamki hareketi açıkçası çok gaddarca.
Les actions du procureur Perez ce soir sont scandaleuses.
Ve bu süreci hızlandıracak herhangi bir şey, duruşmanın iptali bile, adaletin sağlanması için daha uygun olacaktır.
Et toutes les actions qui feront accélérer les choses, même renoncer à ses droits pour cet entretien, est dans le meilleur intérêt de la justice.
Başkalarının duygularını veya yaptıklarının sonucunu hiç hesaba katmıyorsun.
Tu te fous des sentiments des autres, ou des effets de tes actions.
Hisseler sallandığında "Dahi Çocuk CEO" başlıkları.. ... neredeyse yok olur.
Les variations du cours des actions et le garçon de génie à la tête finissent par disparaitre.
Yaptıklarınız tüm ülke boyunca konuşuldu ama bu akşam, şimdiye kadarki en önemli görevimize girişmeye hazırlanırken eğleneceğiz!
Vos actions sont connues à travers le pays, mais ce soir, alors que nous nous préparons à entreprendre notre mission la plus importante à ce jour, nous pouvons nous réjouir!
Davranışlarım, yalnızca beni değil seni de öldürebilecek silahın tekrar ortaya çıkmasına sebep oldu.
Mes actions... ont mené à libérer une arme qui peut non seulement me tuer mais toi aussi.
Yaptiklarimin tüm sorumlulugunu üstleniyorum.
Je prend l'entière responsabilité de mes actions.
Beni yanlış anlama, kesinlikle kafayı yemiş ama hareketleri onun Kâhin olmadığını kanıtlıyor işte, değil mi?
Elle vient pas d'essayer de te faire exploser? Comprends-moi bien, elle est vraiment devenue folle, mais ses actions prouvent qu'elle n'est pas le Clairvoyant.
İnanması zor gibi görünse de bu ultra yapısal analizler fizyolojik deneylerle ya da bilgisayar algoritmasıyla yapıldı. Rahatlıkla söyleyebilirim ki bu nöro devreler düşünmenin ve hareketin anahtarıdır.
Que vous pensiez que cette analyse ultrastructurale est faite de... d'une expérience physiologique ou d'un algorithme d'ordinateur, il est sans danger de dire que nous sommes tous d'accord que les circuits... de la neuro sont la clé de... la pensée et des actions.
Güvenlik dosyalarına baktım. Bil bakalım kim Gautuma hisselerinden aniden dikkate değer ölçüde alım yapmış?
J'ai vérifié les dépôts de sécurité, devine qui est apparu, achetant des tas d'actions Gautuma?
Gautuma hisselerinden neden o kadar aldın?
Pourquoi est-ce que vous achetez autant d'actions Gautuma?
Tabii, çünkü Özgürlük hisse değerlerimi yükseltmek istiyor.
Oui, parce que Liber8 veut vraiment augmenter la valeur de mes actions.
- Gautuma hissemi satsam iyi olacak galiba.
Eh bien, je suppose que je ferais mieux de vendre mes actions Gautuma. Tu peux leur faire parvenir?
Hisse bedelleri azalıyor.
Le prix de leurs actions est en chute libre. Tout ça à cause de rumeurs.
Üstlendikleri Robin Hood imajını göz önüne alırsak böyle bir vahşet, onlar için pek mantıklı bir hamle olmaz.
Connaissant les actions style "Robin des bois" que Liber8 assume, cette atrocité n'a aucun sens pour eux.
Fermitas, hisse bedeline bütçe ayırmayacaktı.
Fermitas ne voulait pas dépenser... sur leurs actions.