Admit traducir francés

Yemek bulmak için çevreyi tarayan Little Fellow, hiçbir şey bulamamıştı, tarla faresi dahi yoktu.

Après avoir exploré les alentours, le petit homme admit qu'il n'avait rien vu, pas même un mulot.

Beş küçük kızılderili oğlan mahkemeye gitti, biri hapse girdi geriye kaldı dördü.

"Cinq petits Indiens firent leur droit. " La Chancellerie admit l'un d'eux, il n'en resta que quatre.

Tüm bu dedikodu ve söylentiler bizim Watanabe-san'ın gerçekten çok sersem olduğu üzerinde birleşiyor.

"Chacun admit que M. Watanabe" "se rendait ridicule."

Buna rağmen Bay Guernsey'yi hastaneye kabul eden stajyer doktor teşhisi sorgulamamış ve anjinayı önleyecek ilaç tedavisini başlatmıştı. Ama bu ilaç tedavisi emfisemaya uygun değildi. Ne yazık ki hastanın asıl sorunu emfisemaydı.

Cependant, l'interne qui admit M. Guernsey accepta ce diagnostique et prescrit de la morphine, indiquée pour une angine de poitrine, mais pas pour un emphysème ce qui malheureusement était ce dont le vieil homme souffrait.

- Kokpite girmek yasak, efendim.

- Personne n'est admit dans le cockpit, monsieur.

- Evet. Soruşturma olayın tüm ayrıntılarını döktü. Kazan kapağını açık bıraktığını itiraf etti.

Au cours de l'enquête, Morlar admit avoir laissé la chaudière ouverte.

But I must admit those orders would be easier to follow had the Yankees showed charity when they were in Virginia.

Mais je dois admettre que ces ordres seraient plus faciles à suivre... Si les Yankees avaient montré de la charité quand ils étaient en Virginie.

Sen de duydun. Bakire olduğunu söyledi.

Tu t'entends, elle l'a admit elle-même, elle est vierge.

Manhattan'la Hampton arası bir yerde, Steve'le arkadaşla sevgili arası bir şey olduklarını kabul ediyordu.

Miranda admit être entre amitié et amour entre Manhattan et les Hamptons.

Dogville sakinleri sağolsun. Chuck dahil herkes onu korumuştu. Şüpheli bulduğu şeyin muhtemelen Tom'un şapkası olduğunu söylemişti.

Tous la protégèrent, même Chuck, qui admit que le chapeau de Tom avait éveillé ses soupçons par erreur :

Bir zayıflık anında onu yok ettiğini söylemiş olabileceğini kabul ediyordu.

Même s'il admit y avoir pensé dans un moment de faiblesse.

Sen onu ısırdığında..... o bunu haketmişti.

Il l'a admit Quand vous l'avez mordu

Beyaz Tüy'e Bizonun Sevdiği adı verildi. Herkes, onun büyücü hekimin yolundan gitmek için seçildiğini kabul etti.

White Feather fut rebaptisé Loved by the Buffalo, et tout le monde admit qu'il était destiné à suivre la voie d'un sorcier.

İlişkiyi itiraf etti.

Il a admit avoir une liaison.

Onu cesetle buluyorlar, öldürdüğünü kabul ediyor.

Ils l'ont trouvé avec le corps. Il a admit l'avoir tuée.

Bu gerçeklere paralel olarak, FBI Başkanı Robert Mueller, "korsanların kimliklerinden çoğunun şüphe taşıdığını" kabul etti.

Dans le même article, le directeur du FBI Robert Mueller admit que "l'identité de plusieurs pirates de l'air est dans le doute."

Büyükbaba da Lucas'ı yere ittiğini ve onun kafasını yere çarptığını kabul ediyor.

Et le grand-père a admit qu'il a poussé Lucas par terre - quand il s'est cogné la tête.

Başkan Kennedy geceleri yatağa girmeden, Ian Fleming romanlarını okuduğunu itiraf etmeden önce, kimsenin James Bond'u tanımadığını biliyor muydun?

Tu savais que personne n'avait entendu parler de James Bond avant que le président Kennedy admit qu'ils lisait les romans de Ian Flemmings avant de s'endormir?

Kanıt bulmadaki başarısızlıktan sonra, aslında kanıt aramaya gerek olmadığı çünkü Afganistan'da ele geçirilen video kasette Bin Ladin'in saldırıları üstlendiği söylendi.

Il fut dit plus tard qu'en apporter la preuve était superflu car Ben Laden, dans une vidéo prétendument trouvée en Afghanistan, admit sa responsabilité dans les attaques.

Ted Bundy işlediği cinayetlerin tüm detaylarını vermiş,.. ... ama cinayetleri asla kabul etmemişti.

Ted Bundy donna tout plein de détails sur ses crimes mais il n'admit jamais les faits.

Hakim kişisel notlarında, davacının, yani bankanın başkanının, federal rezerv ile işbirliği içinde bu parayı yarattıklarını, ve muhasebe kayıtları ve girişlerini kullanarak kredi kullandırdığını itiraf ettiğini belirtti.

Et dans le mémorandum personnel du juge figure que le plaignant ( le président de la banque ) admit avoir créé, avec la participation de la Réserve Fédérale, de l'argent et des avoirs sur ses livres comptables.

Bay Morgan ayrıca hiç bir A.B.D. yasasının ona bunu yapma yetkisi vermediğini de kabul etti.

M Morgan admit qu'il n'existait aucune loi aux États-Unis lui permettant de faire cela...

Ve her gün, uzay programına girebilmek için 400de bir şansım olduğunu bilerek hazırlandım.

Et je me suis entraîné chaque jour pour le programme spatial... sachant que je n'avais qu'une chance sur 400 d'y être admit.

* İtiraf etmeliyim biraz iyi geldiğini * * Gördüğünde, düşündüm nasıl hissettiğini *

I must admit it helped a little bit to think of how you felt when you saw it

Nathan Cole, Samantha Matthews'un cesedinin bir parçasını kestiğini itiraf etti. Böylelikle sizin kızdan dolayı onu enselediniz.

Nathan Cole a admit avoir démembré le corps de Samantha Matthew post-mortem.

Alkole karşı güçsüz olduğunu kabul etti.

Elle admit qu'elle était impuissante envers l'alcool.

Dün giriş yaptı.

Il a été admit hier.

Senin bile kabul etmen gerekiyor ki, bu kan.

Même toi tu as admit que ça ressemble à du sang.

Sana sessizlik boykotu uygulayıp kadına baktığını kabul etmeni. beklemekle çok çocukça davrandım. Ama elbetteki bunu yapmadın yoksa kabul ederdin, değil mi?

Tu sais, je faisais vraiment ma gamine en te donnant le traitement du silence, et en attendant que tu admettes avoir maté cette fille, mais bien sur, tu ne l'as pas fait, ou tu l'aurais admit n'est-ce pas?

- İtiraf etti.

Et elle a admit.

â ™ ª Etrafımdaki insanlar, hepsi korku içinde. â ™ ª â ™ ª Beni istemiyor gibiler. â ™ ª â ™ ª Ama itiraf edemiyorlar. â ™ ª

♪ People all around me and they re all in fear ♪ ♪ they don t seem to want me ♪ ♪ but they won t admit ♪

â ™ ª Ama kendini saklıyorsun â ™ ª â ™ ª İki adım ileri... â ™ ª

♪ we re more alike than l'd admit ♪ ♪ wearing your disguise ♪ ♪ well, two steps forward... ♪

* İtiraf etmek zorundayım *

♪ I just have to admit ♪

Ona öyle bir şey hiç vermedim. Belki beni kıskandırmak için takmış olabilir bilmiyorum ya da sadece satın almıştır, fakat nerden aldığını sorduğumda, başkasıyla görüştüğünü söylemişti.

très cher je n'ai jamais pu le lui donner je ne sais pas si elle le portait pour me provoquer ou juste pour faire avancer les choses mais quand je lui ai demandé où elle l'avait eu, elle a admit qu'elle voyait quelqu'un d'autre

Aldığını itiraf etti ama niye yaptığını söylemek istemedi.

Elle a admit l'avoir pris, mais elle refusait de dire pourquoi.

Atley Tahran'da Cherokee'nin muhbirlerin adını içeren bir dosyası olduğunu itiraf etti.

Atley a admit qu'il a dossier qui contient les noms des informateurs de Cherokee à Tehran

* İtiraf ediyorum, eskisi gibiyim hâlâ *

♪ But then l'll admit ♪ ♪ l'm just the same as I was ♪

* Ama yine de itiraf ediyorum *

♪ But then l'll admit ♪

Kabul et, o sensin.

Admit it, it s you.

Resmen müşterisinin hırçın birisi olduğunu itiraf etti.

Il a clairement admit que son client était violent.

Kabul ettim zaten.

Je l'ai admit.

Bradley, Turner'ın aklını çeldiğini itiraf etti.

Bradley a admit qu'il s'était introduit dans l'esprit de Turner.

Luna, silahı taşıdığını kabul etti ama cinayet hakkında bilgisi olduğunu reddetti.

Luna a admit avoir manipulé l'arme, mais nie savoir quoi que ce soit à propos du meurtre.

İtiraf etti.

Elle a admit.

Diğer tarafta, Alex uzun zamandır yalnız olmaktan mutluydu. Artık kötü kaderinden dolayı, ilişkilerinde reddedildiğini kabul ediyordu.

Alex, quant à elle, s'est plue longtemps dans le célibat, bien qu'elle admît que le rejet des relations avortées lui manquait.

" Gümüş paraları kaldıran yasayı garantileme göreviyle, tabi başarabilirsem, 1872 ve 73'te ABD'ye gittim. Yasanın çıkması temsil ettiğim kişilerin

En 1874, Seyd en personne admit qu'il était derrière le plan :

" Gerçek akılların evlenmesine mani olmama izin verme...

Let me not to the marriage of true minds admit impediments love is not love which alters when it alteration finds or bends with the remover to remove

Girişi saat 6'da yapıldı sabah 6'da.

Il a été admit à six heures.

Evet gerçekten geçti.

Il a eu une vision d'être admit dans cet hôpital.

İtiraf etti.

Il l'a admit

Birkaç içkiden ve biraz değer kaybından sonra Michael kız arkadaşı konusunda bir rakibinin olduğunu itiraf etti.

Michael admit qu'il avait un rival pour sa petite amie.