English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ A ] / Almayacağım

Almayacağım traducir francés

1,355 traducción paralela
- Paranı almayacağım.
- Vous ne me paierez pas.
Siz bağırdığım için ceza almayacağım değil mi?
Vous allez me punir pour m'être énervé? Tu es le meilleur fils dont on puisse rêver et je suis si heureuse que tu sois vivant. Non, Butters.
Bunun öcünü almayacağımız biliyorlar.
Parce qu'ils savent qu'on ne se vengera pas...
Buraya daireyi almayacağımızı söylemeye geldik.
On est venus ici pour lui dire qu'on n'allait pas acheter l'appartement.
- Zeyna satın almayacağım. Alışveriş yapıyorum.
Je n'achète pas, j'essaie.
Büyük maviyi almayacağım. Onlardan nefret ediyorum. Ne?
- Je ne prends pas la bleue.
Meydan savaşını göze almayacağım.
Je ne risquerai pas une guerre.
Almayacağım onu.
Je surveille. Je le prends pas, trop risqué.
Şİrkete bizim 1 milyon doları almayacağımızı söylemeni istemiyorum.
Je veux que tu dises à la boite de prod que je vais récupérer mon fric.
Söyledim, şirketten herhangi birşey satın almayacağım!
Il faut plus acheter à la Corporation!
Fazla zamanınızı almayacağım.
Je ne vous dérangerai pas davantage.
- Hayır sağol, almayacağım.
- Non, ça va, merci.
Birinizden bilet almayacağım.
J'en laisse passer un sans payer.
İntikam filan almayacağım.
Vengeance ou pas, j'en ai ras le bol.
Tekne almayacağım.
Je n'achèterai pas de bateau.
Ama baştan anlaşalım, sen Kaynak'ın güçlerini aldığında bir daha senden haber almayacağım.
Très bien. Mais que tout soit clair. Une fois que vous aurez ces pouvoirs, je ne veux plus jamais vous voir.
Sizden para almayacağım.
Vous ne me devez rien.
Sizden hiçbir şey için para almayacağım.
Personne ne me doit rien.
İnsanların ben hatırlayacağına dair bu garanti olmuyor. - Acelemiz var. - Fazla vaktinizi almayacağım.
Pour les vrais acheteurs, c'est de 10 h à 18 h, du dimanche au vendredi.
- Biliyorum. Fazla vaktini almayacağım. Kısa bir süre için.
Je te promets de ne pas lui en demander trop.
Seni asla El Norte'ye almayacağım, ama şunu garanti ederim
Tu ne seras jamais plus le bienvenu à El Norte. Par contre, je peux te garantir
Bir şey almayacağım.
Ca me suffira.
Ama 20 dakika içinde ne olursa olsun, kesinlikle bunları almayacağım.
Mais quoi qu'il arrive dans les 20 minutes qui vont suivre, je ne dois les acheter sous aucun prétexte.
Seni bilmem ama ben bu riski göze almayacağım.
Je ne sais pas pour toi, mais je préfère éviter ça.
İşe ne giymeyeceğime, ne yemek almayacağıma karar vermek.
Décider comment ne pas m'habiller, ne pas me préparer de sandwich...
Hiç bir iğne hap falan almayacağım.
Je ne veux ni cachets ni piqûres.
Çok yazık o zaman çünkü almayacağım onu.
Dommage, parce que je n'en achèterai pas!
Maalesef yiyemem. Bu hafta karbonhidrat almayacağım ama merkezde güzel bir küçük lokanta var.
Pas d'hydrates de carbone pour moi, mais je connais un bistro sympa.
Almayacağım.
Pas pour moi.
Birbirimize hediye almayacağımızı söylemiştin.
Tu as dit : pas de cadeaux.
Birbirimize hediye almayacağımızı söylemiştik.
On a dit : pas de cadeaux.
Zelary'ye gideceksin Janda ile evleneceksin ve bir daha senden haber almayacağım.
Vous irez à Želary, vous épouserez Janda, et je n'entendrai plus jamais parler de vous.
Senden öğüt almayacağım.
Épargne-moi tes conseils.
Alamam... ve geri almayacağım.
Je ne peux... ni ne veux abjurer.
Ben almayacağım.
Pas pour moi.
Sadece bakıyordum, almayacağım. - Bence senin kadının var.
Ca fait 30 minutes que je te cherche.
Artık çiftlik ezmesi almayacağım.
Je crois que je vais arrêter le pâté.
Söz. yemin ederim. söz veriyorum. " "Sana almayacağımı söyledim, koy onu yerine."
Je te jure. Je te promets. " "J'ai dit non. Repose ça."
Kan almayacağım, Luke. Vereceğim.
Je ne vais pas prélever de sang, Luke Je vais le donner
Hayır, senden bir şey almayacağım.
Je ne vous achèterai rien.
Bir şey almayacağım.
Je ne vous achèterai rien.
- Hayır almayacağım, aptal.
- Mais non, imbécile.
Daha fazla vaktinizi almayacağım.
Je ne vais pas vous déranger.
İntikam almayacağım. Onları öldürtmeyeceğim.
Je ne me vengerais pas, je ne les tuerais pas.
Çok zamanını almayacağım. Biliyorum, meşgulsün.
Je ne veux pas trop prendre de ton temps.
Ben de sizden bir daha ödev almayacağımı sanıyordum.
- Désolée. - Désolé. Merci.
- Almayacağım.
- C'est non.
Bunu yapmayacağım. Rica etseler bile, yer almayacağız.
Même s'ils le demandent, on ne va pas le faire.
Bana uyuşturucu almayacağına söz vermiştin.
Tu m'as juré que tu n'en prenais pas.
Bir daha asla eks almayacağım.
Mais tu ne l'as dit qu'à Richard. Je ne reprendrai plus jamais de "X".
Senden para almayacagım... fakat Sen benim için ne yapacaksın?
Je devrais pas, mais, Qu'allez vous faire pour moi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]