Altın mı traducir francés
10,485 traducción paralela
Bana 300,000 altın mı vermek istiyorsun?
Est-ce que 300 000 deniers d'or seraient assez?
Gil, en ilkel olmayan, belirli baskılar altında bile performans esaslı işlevsizliğin bu etkilere bağlı olarak oldukça köklü olduğunu kanıtlıyor ancak daha da önemlisi bu işlevsizlikler bizim tarafımızdan onarılabilir.
Gil prouve que nos problèmes de performance sont tellement ancrés dans notre psyché que même les plus primitifs d'entre nous, qui subissent des pressions, n'en sont pas à l'abri, mais plus important, que nous pouvons guérir ces dysfonctionnements.
Tabii ama onu kendime doğru çekip şuraya baskı uyguladım penisin başk kısmının hemen altına, tıpkı söylediğin gibi.
Mais quand je l'ai retiré de moi, j'ai appuyé juste là... en-dessous de la tête du pénis, comme vous me l'avez appris.
Düşmanlarım yıllardır bu hikayenin altını kurcalayıp duruyorlar.
Mes ennemis s'accaparent de cette histoire depuis des années.
Tamam beyler, kafasını uzatarak kötü bir sürprizle karşılaşacak olan altı saldırganımız var.
Très bien, messieurs, on a 6 personnes hostiles qui vont bientôt sortir et avoir une mauvaise surprise.
Teknik olarak, ayaklarımın altında.
Techniquement, tu es à mes pieds.
Üvey babası olan Dr Vishal Najaran'la birlikte çalışan Robert Jekyll elleriyle kaldırarak on tonluk kamyonun altında kalan korkmuş kızın... -... sürünerek kurtulmasına yardım etti.
"Robert Jekyll, qui travaillait aux côtés de son père d'adoption, le Dr Vishal Najaran, a soulevé le camion de 10 tonnes à mains nues, libérant ainsi la petite fille terrifiée."
Olayın altında kaldım.
C'est... c'est accablant.
Dün gece, restoranı kapattıktan sonra ofise çıkıp masanın altında ağladım.
Hier soir, après qu'on ai fermé, Je suis montée dans le bureau, me suis mise en dessous de la table et j'ai pleuré.
Charlotte'ın kızını korumak ve o insanları onun koruması altına almak için gücümün yettiği her şeyi yapacağım.
Je ferais tout ce qui est en mon pouvoir pour sauver la fille de Charlotte et tous ceux qu'elle protège.
Onları davet edersek bu sefer Dimitri klanını da davet etmek zorunda kalırız. Ki bu durumda Pavlov amcayı 75 yaş ve altındaki kadınlardan uzak tutmak için yanımızda bir levye bulunması gerekecek.
Mais si on les invite, on doit inviter les Dimitru et prévoir un pied-de-biche pour décoller oncle Pavel de toutes les femmes de moins de 75 ans.
Bundan hiç kuşkum yok ama isyancıları kurnazlıklar alt edip kaçtım.
Je n'en doute absolument pas. Mais j'ai été plus habile que les rebelles et me suis échappé.
Çadırımı kurdum. Yıldızların altında uyuyacağım.
J'ai installé ma tente, je vais dormir à la belle étoile.
Yani onca zaman bir yığın tahıl yağmur altında mı kalsın? Ben... Şey, hayır.
Je, et bien, non, ça aurait un... un toit en barre de salade dessus, espèce d'idiote.
Bekle. Kanınla besledikten sonra... herşeyi unutması için etki altına almamış mıydın?
Je croyais que tu l'avais contraint d'oublier tout ce qui s'est passé.
Gezegen partinizi acilen ikizlerinizi birleştirmek... için kullanmanızı rica edeceğim. Çünkü, maalesef yarı baygın ve sizi alt etmek isteyen oğlunuzu üstünüze salarım.
J'aurai besoin de toi pour utiliser cette fête de la planète pour fusionner votre set de jumeaux parce que malheureusement, ton fils anciennement dans le coma va partir en cavale et vouloir à tout prix ta coiffer au poteau.
Başımın altına bir yastık koymayı bile çok görmüşsün. Sonra nereye gittiğini anladım ve koşarak Salvatore malikânesine gittim. Orada seni baygın halde buldum.
Je suppose qu'un coussin aurait été trop demander, quand j'ai compris où tu étais partie, j'ai couru jusqu'à la maison des Salvatore seulement pour te trouver inconsciente.
Ne yapacaksın? Kötü olması için etki altına mı alacaksın?
Tu vas la contraindre à être méchante?
Haydutların ini tam altımızda.
Le nid des Reavers et juste sous nos pieds.
Çabucak masanın altına bırakacağım. Neden kaçtığımı öğrenemeden bomba patlayacak.
Je vais la lâcher doucement sous la table, puis je vais courir pour sortir avant qu'ils ne se demandent pourquoi.
Sizin için altın çalarım ama taleplerim var.
À propos de notre marché... Voler de l'or pour vous. J'ai des conditions.
Kimliğimi kapının altından atacağım tamam mı?
Je vais glisser mon insigne sous la porte, d'accord?
Size altın kuyumcusu Mamadu Diallo ve bebek doğuran Sira Kulibali'yi anlatayım.
Laissez-moi vous raconter l'histoire de Mamadou Diallo, le joaillier d'or et de Sira Kulibali, - la sage-femme.
Tanrım, alt tarafı kasayı beş veya on kere boşalttık bu ne güvensizlik böyle.
Seigneur, tu vides la caisse cinq ou dix fois, et d'un coup, il n'y a plus de confiance.
El yapımı bir bomba aracının altına yerleştirildi.
Il y a un appareil explosif sous votre voiture.
Altı hafta içinde demek endişelenmemiz gereken başımızdan aşkın bir şey var demek.
Ce qui veut dire que dans six semaines, on aura une énorme chose en moins à s'inquiéter.
Bakım bacasının sonunda, alt katlarda bir yerde.
C'est en bas, dans les niveaux inférieurs, au bout d'une galerie d'entretien.
Duvarların arkasına, yerin altına, direk karşımıza çıkacak değil.
Derrières les murs, sous les sols, ça ne serait pas en pleine évidence.
Merhaba, ben Altın Bombası ABD'nin başkanı ve CEO'su Barry Burns ve eski ve beğenmediğiniz mücevherlerinizi nakde çevirmenize yardım etmek istiyorum.
Salut, je m'appelle Barry Burns, président et directeur de Gold Blast USA, et je peux vous aider à transformer vos vieux et indésirables bijoux en...
Yorganın altında bu şarkıyı mırıldanıyordunuz.
Vous fredonniez cet air.
Bay James, yemin altında olduğunuzun farkında mısınız?
M. James, vous ne réalisez que vous êtes sous serment?
Alfa takımı, Altın Serçe konuşuyor.
Équipe Alpha, ici Moineau d'Or.
Çocukken, klipsli mıktanıslı fener icat etmiştim yorganın altında bir şeyler okuyabileyim diye.
Quand j'étais petite, j'ai inventé une lampe de poche magnétique pour pouvoir lire sous la couette.
Amy'e havalı bir şeyler mi alsam shot bardakları gibi ya da daha az havalı mı olsa altın shot bardakları gibi?
Je dois prendre un truc simple à Amy genre des shooters, ou un truc moins simple, genre, des shooters dorés?
Yatağımın altında havuz topları buldum!
J'ai trouvé des boules de billard sous mon lit!
Kayaların altında kapana kısılmıştım.
Coincé sous 1 km de roche.
Kızımın hayatını kurtarmak için 12 santim uzunluğunda ve altı santim genişliğinde bir deri parçasına ihtiyacım var.
Pour sauver ma fille, j'ai besoin d'une bande de peau. 15 cm de long, 8 cm de large.
Sizin için özel olarak üretilmiş kapsülünüz, fiziksel özelliklerinizin ve şuurunuzun birebir kopyası varacağınız yerdeki alıcı kapsülde alt uzay yardımıyla bulunmuş olacak.
Pendant que vous vous relaxer dans votre nacelle personnalisée, vos spécificités physiques et une copie exacte de votre conscience sera relayée via un sous-espace vers une nacelle de réception à votre usage.
Yatağımın altına koyup korunmak için. Ee...
Donc ta grand-mère t'a donné la tronçonneuse.
Buradayım çünkü ben de "Bartolin kisti" var, sağ dudağımda, vajinamın altında.
Je suis là pour un kyste de la glande de Bartholin à la lèvre droite, sous mon vagin.
Masanın altından... dünyaya başka bir açıdan bakardım.
Alors, d'en dessous de la table, je regardais le monde d'une perspective différente.
Un, masadan aşağıya dökülürdü... ve ben dizlerimin üzerinde dururdum. O an, masanın altından tortellini çalardım.
La farine tombait de la table et j'étais à genoux, et à ce moment-là, je volais de dessous la table les tortellini.
Massimo'nun mutfak masasının altında büyümekle ilgili hikayeleriyle büyüdü. Alexa restoran masalarının altında büyüyor... ve mutfağa koşarak... "Menüde yeni bir şey var mı?" diye soruyordu.
De la même façon que Massimo raconte les histoires sur comment il a grandi sous la table de la cuisine, il y avait Alexa grandissant sous les tables du restaurant et courant dans la cuisine, demandant, "Alors, il y a quelque chose de nouveau au menu?"
Bu işlerin benim başımın altından çıktığını itiraf ettiğim bir kağıdı imzalamamı istiyorsun, ha?
Tu veux que je signe un papier En supposant que j'étais l'homme sur la coline
Bu gelişme tapınağın altında hazinelerin yattığını doğrular mı?
Est-ce que ça confirme que les trésors du temple pourrait se trouver enterrer en dessous?
Bunları bandın altından kaydıracağım. Kesinlik ve hız. Hiç de iyi bir ikili değil.
Et de la précision et de la vitesse... des choses qui ne vont pas très bien ensemble.
80 Yaşının altında mısın?
Avez-vous moins de 80 ans?
Saat altıdan sonra izin verilmiyor ama Salmaan benden hoşlanıyor.. ... o yüzden kullanmama izin veriyor.
Il n'a pas le droit après six heure, mais Salmaan m'aime, alors il m'as laisser avoie ça.
Alt tarafı kampın aşçısıyım.
Je suis le cuistot.
İdareci arkadaşım Lindsay'le altılı bira çakardık ama anlaşılan öyle birisi yokmuş!
J'aimerais que Lindsay me rapporte un pack, mais elle n'existe pas!
Birini aşmak için başkasının altına gireceksen ben de aynısını yapacağım.
S'il te faut quelqu'un d'autre pour passer à autre chose, Je vais faire de même.